İYİ Parti Bursa'nın düzenlediği programda TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, İYİ Parti GİK Üyeleri Müberra ÇakırHasan Toktaş ile İYİ Parti Bursa İl Başkan Yardımcıları ve komisyon üyeleri hazır bulundu.

İYİ Parti Bursa İl Başkanı Türkoğlu'nun yaptığı açıklama şöyle;

Sizleri Genel Başkan Yardımcılarımız, GİK Üyelerimiz, MDK Başkanvekilimiz, Divan üyelerimiz ve İş İnsanları Komisyonumuzun çok değerli mensuplarıyla birlikte sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyoruz.

Bursa İl Başkanlığı adına ve İş İnsanları Komisyonumuz'un çalışmaları kapsamında; 

İş dünyamızla ilgili sorunları paylaşacağımız ve aynı zamanda;

Önümüzdeki hafta Sn. Genel Başkanımız Meral AKŞENER'in katılımıyla gerçekleştireceğimiz;

Partimizin, "Ekonomide Kurtuluş Planı'nın" açıklanacağı etkinliğimizi tanıtmak amacıyla düzenlediğimiz basın toplantısına hepiniz hoş geldiniz.

Öncelikle siz kıymetli basın emekçilerimizin; ülkemizin içinde bulunduğu şu sıkıntılı süreçte, ekonomik açmazların adeta zirve yaptığı bu zorlu dönemde, en güç koşullarda görev yapanların başında geldiğinizin bilincinde olduğumuzu ifade etmek isteriz.

Biliyoruz ki;

Bunca kuşatılmışlığa, onca nüfuz etmelere rağmen, son derece büyük özverilerde bulunarak, hepimizin kutsal saydığı 'kamusal yayıncılık' ve 'toplum yararına habercilik yapma sorumluluğunu' yerine getirmeye gayret gösteriyorsunuz.
'Halkın haber alma hakkının' yerine getirilmesindeki anlamlı fedakarlığınızın ve çok önem taşıdığının farkında olduğumuz kıymetli katkılarınızın farkındayız. 

Yakın bir gelecekte yaşanacağına inandığımız kaçınılmaz değişimle birlikte; 

Basın ve medyaya ilişkin sorunlara ve tabii ki siz değerli basın emekçilerine dair yaşanan, maddi manevi sıkıntılara da 'köklü çözümler' bulunacağına eminiz. 

"ÜLKEMİZDE DE ŞEHRİMİZDE DE İŞLER İYİ GİTMİYOR"

Demokrasiler aslında tam anlamıyla bir denge rejimidir. İktidarlar hizmet etmek için muhalefet partileri de bu hizmet faaliyetlerini denetlemek, kamu yararına doğru olan icraatların yanında olmak, yanlışların da hesabını millet adına sormak için vardır.

İki yıllık görev sürecimizde bugüne kadar yaptığımız 259 basın açıklamamızın yarısından fazlasını, sahada, alanda, meydanlarda gerçekleştirmiş olmamız; 

Ve vatandaşın canı nerede yanıyorsa orada bulunmamız, aslında milletimizle her daim iç içe olduğumuzu gösteriyor.

Şu hazin gerçeğin altını çizmek zorundayız.

İnanın ülkemizde de şehrimizde de işler, hiç ama hiç iyiye gitmiyor.

İktidar sahipleri bunu 'Dünyada da iyi gitmiyor!' diyerek sulandırıyorlar ama kimse kusura bakmasın, dünyanın hiç bir ülkesinde hatta Patagonya'da bile yüzde 500'leri aşan zamlar, yüzde 400'leri aşan enflasyon, yüzde 300'leri aşan kur artışları, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar v.s. falan olmuyor. 

Bu bize özgü ve mutlak surette de 'kötü yönetilmemizle ilgili' bir büyük sorun. Bu kesin böyle.

"PEK ÇOK KONUDA İHTİSAS KOMİSYONLARI KURDUK"

Milletimizin her kesiminde olduğu gibi iş dünyamızın sektörel bazda, hemen hemen her alanda, aslında kızılca kıyamet koptukça kopuyor; 

Geleceği görememenin, içine girilen karanlık tünelin neredeyse uçsuz bucaksız olmasının yarattığı umutsuzluk da arttıkça artıyor.

Bakın bir noktanın altını önemle çizmek isteriz;

Bursa İl Teşkilatımız bünyesinde pek çok konuda ihtisas komisyonları oluşturduk.

Bugün burada sizleri İş İnsanları Komisyonu Üyelerimizle birlikte ağırlıyoruz.

Onların her birine huzurlarınızda yaptıkları çalışmalarla bizlere ışık tuttukları için, son derece değerli sonuçlar üreten gayretli çalışmaları için çok teşekkür ediyoruz.

Komisyonumuzu oluşturan her biri çok kıymetli iş insanı üyelerimizle birlikte, Bursa sanayisine ve iş dünyasına yön veren, gerek kent ve ülke ekonomisine katma değer üreten sanayici ve iş insanlarımıza ziyaretler yapıyoruz.

Kişi, kurum, kuruluş ve SİAD'lar da dahil olmak üzere hem bireysel hem de kurumsal anlamda yaptığımız bu ziyaretlerdeki görüş alış verişleri sonunda, iş dünyamızla ilgili ciddi verilere ulaşıyor, iş insanlarımızın genel anlamda nabzını tutmuş oluyoruz.

Bütün bu çalışmalarımız neticesinde oluşan raporlarımızı da Genel Merkezimizle paylaşıyor, partimizin iktidar yürüyüşü amaçlı mücadelesinde ürettiği çözüm projelerinin oluşmasına katkı koymaya çalışıyoruz.

Bakın Bursa ile ilgili ortaya çıkan hazin tablodan bazı somut örnekler verelim;

-2012 yılında 50 iş insanı ve 650 izleyicinin katılımıyla başlayan Uludağ Ekonomi Zirvesi, yıllar içinde gelişerek Türkiye'den ve dünyadan üst düzey 110 konuşmacı ve yaklaşık 2 bin katılımcıya ulaşmıştı. Bursa'ya mal olmuş bu zirve bu yol nerede yapılacak biliyor musunuz?

Sıkı durun; Sapanca'da!

İş dünyasının yıllardır büyük ilgi gösterdiği ve 11'inci yılını dolduran Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin, 6-9 Ekim 2022 tarihleri arasında Sapanca'da gerçekleşecek olması, sizce de çok şey anlatmıyor mu?

Zirvenin adı Uludağ, patenti Bursa'ya ait ve Sapanca'da yapılıyor. 

Doğrusu sözün bittiği yerdeyiz!

-Türkiye'nin önde gelen sanayi kentlerinden Bursa'dan geçen sene 14 milyar 959 milyon 238 bin dolarlık ihracat yapıldı. Bu rakam önceki senelerle kıyaslandığında, Bursa gibi bir kentin ihracatının duraklama devrine girdiğini gösteriyor. Enerji ve hammadde gibi girdi maliyetlerindeki artış sürerse, duraklama devrinin yerini gerileme devri alacağı aşikar.

-Bursa ekonomisinde verilerin kıyaslanabileceği bir diğer gerçek de şu: Şehrimizde çalışan nüfusun, çalışabilir nüfusa oranı yüzde 50 seviyelerinde. Avrupa standartlarınaki bu oran ise yüzde 80. Yani şehrimizdeki refahın artması, çalışan rakamının bu orana yükselmesine bağlı olduğu da çok açık.

-Sınırları içinde 17 Organize Sanayi Bölgesi bulunan Bursa'nın, toplam yüzölçümü içindeki sanayi alanının, 110 milyon metrekare olduğu biliniyor. OSB'lerdeki alan ise 50 milyon metrekare. Yani bundan da mevcut sanayi üretiminin yüzde 55'inin plansız sanayi alanlarında olduğunu anlıyoruz.

Asıl sorunun kaynağı buysa, bugüne kadar neden çözülemedi? Bunda kent yöneticilerinin hiç mi suçu yok?

-Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği raporuna göre, ocak-haziran 2022 arasındaki dönemde, Türkiye'de kurulan şirket sayısı geçen yılın ilk ya­rısına göre yüzde 20,8 oranında arttı. Kapanan şirket sayısı ise yüzde 83,3 artışla 9 bini geçti.

-Bursa'ya gelelim: aynı dönemde kurulan şirket sayısı geçen yıla göre yüzde 24,9 arttı. Kapanan şirket sayısındaki artış oranı ise yüzde 67,5 oldu. Söz konusu dönemde Bursa'da 31 kooperatif ve 297 gerçek kişi ticari işletme kurulurken, 13 koo­peratif ve 257 gerçek kişi ticari işletme ise ka­pandı.

-Geçtiğimiz Haziran ayında kurulan şirket sayısı yüzde 40,1 artarken, kapanan işyeri sayısı ise yüzde 115,3 artarak 2 bin 640'a yükselmiş.

Yine Haziran 2022'de Bursa'da kurulan işyeri sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37,7 artarken, kapanan şirket sayısı ise yüzde 134,4 olarak kayıtlara geçmiş.

Genel tablo, sanayicilerimiz ve iş dünyamızda da maalesef hiç iyi değil.

Yatırım, istihdam ve üretim verileri her geçen gün çok daha kötüye gidiyor.

'Şöyle büyüdük, böyle büyüdük' aldatmacalarıyla da işler asla düzelmiyor.

Bakın, bugün hangi sanayicimizle, hangi iş insanımızla konuşursanız konuşun;

Size ilk olarak artan elektrik, doğalgaz gibi enerji ve hammadde maliyetlerindeki korkunç artışların, bütün bilançolarını içinden çıkılmaz hale getirdiğini anlatacaktır.

Nasıl anlatmasınlar ki?

Bakın, sanayideki doğalgazı ele alalım. Bundan üç ay önce tarifede yıllık yüzde 448 artış vardı. Bu ayın başında yüzde 50.4 daha zam yapıldı. Yüzde 500'leri bulan artışla adeta rekor üstüne rekor kırıldı.

Yine bundan üç ay önce sanayi elektriğindeki yıllık bazdaki artış yüzde 250 olmuştu. Eylül başında yapılan yüzde 50 zamla, maşallah o da yüzde 300'ü buldu.
Özellikle otomotiv sektöründe enerji girdi maliyeti ile hammadde maliyetinin eşit değere geldiğini görüyoruz ki, dünyanın hiç bir ülkesinde böylesine absürt bir tablo yok.
Metal sektöründe, enjeksiyon üretiminde, özellikle de kaynakta yüksek ısı enerjisi yaratmak için mutlaka doğalgaz gerekli.
Eee, bir yıl öncesine göre doğalgazda bu maliyet yüzde 500'ü aştıysa;
Elektrikte de artış yüzde 300'lerdeyse;
Servis ve yemek maliyetleri desen, onlar da tam tamına yüzde 220 oranında katlandıysa;
Bu durumda ne yapacak, üretim yapmak ve malını satmak isteyen sanayici?
Biz söyleyelim ne yapacağını:

1-Ya sattığı mala yüzde 30 veya yüzde 40 zam daha yaparak üretim yapmaya devam edecek. Yani bir ürün 100 TL ise 140 TL olacak. 

2- Ya fabrikasında hem beyaz yaka, hem de mavi yaka çalışan sayısını indirecek. Yani 100 kişi çalışıyorsa en az 20 mavi yakalı, en az da 5 beyaz yakalı çalışanını işten çıkaracak.

3- Ya da zam yapmak istemiyor veya işten çıkarmaların önüne geçmek istiyorsa, düştü denilen ancak realitede henüz gözükmeyen yüzde 30-40 faiz oranında kredi kullanarak, üretimini sürdürmek zorunda kalacak. Başka şansı yok çünkü.

İş dünyasının sorunları bunlarla sınırlı kalsa iyi!
-OSB'lerde yeterli derecede alanın olmaması ve ilk yatırım arsa maliyetlerinin çok yüksek olması, sanayicinin elini kolunu bağlayan bir başka dert olarak karşımıza çıkıyor.

-Ekonominin olmazsa olmazı; üretim, istihdam ve yatırımdan oluşan üçlü sacayağının devamını sağlamak için banka kredisi kullanılıyor değil mi? Burada da iş insanının karşısına; halen kredi faizlerinin çok yüksek olması ve bankaların likitide girişine bağlı olarak kredi kullandırma oranını çok düşürmesi, hatta kredi vermemesi çıkıyor. Kullanabildiği kredinin geri ödeme zamanının çok kısa olması da diğer bir büyük sorun.

Bitti mi, bitmedi!

-Dövize bağlı hammadde girişinin, kurun sürekli yükselmesi sebebiyle çok artmasını ve bu nedenle de üretimini devam ettiremeyecek duruma gelmesini mi söyleyelim?

-Kısa adı GES olan, Güneş Enerji Sistemi'nin kullanım koşullarının bir türlü sanayiciye uygun hale getirilmemesini mi sayalım?

-Ülkenin eğitim koşullarının meslek liseleri ve kalifiye eleman yetiştirecek konumda olmaması nedeniyle, yüksek oranda kalifiye eleman sıkıntısı yaşandığını mı sıralayalım?

-Ülkemizde bağımsız bir hukuk sisteminin olmaması sebebiyle, özellikle nitelikli yabancı sermayenin, Türkiye'ye yatırım yapmak istememesini mi vurgulayalım?
Say say bitmiyor ki, Allah aşkına söyleyin, bunların hangi birini dillendirelim?

Kısacası sanayici ve iş insanlarımız da; tıpkı asgari ücretlimiz, emeklimiz, işçimiz, çiftçimiz, esnafımız, memurumuz gibi 'yalnız' ve 'sahipsiz' bırakıldı!
O nedenledir ki;
iş dünyasında kime dokunsak bin ah işitiyoruz.
Kimse üzerine hiç alınıp darılmasın;
Sanayici ve İş İnsanları Kuruluşları, Kurumlar, Dernekler, SİAD'lar, STK'lar v.s.; artık bıçağı kemiğe dayandıran bu sorun ve sıkıntılara bigane kalınca da, gerçekleri haykırma işi doğal olarak muhalefet partilerine, yani bizlere düşüyor.

Hiç kuşkunuz olmasın;
İYİ Parti olarak biz duruma hakimiz.
Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, v.s.'de olduğu gibi ekonomide de bugünün büyük fotoğrafını çekiyoruz, ona göre ülkemizin geleceğini planlıyoruz, projelerimizi de bir bir açıklıyoruz.

İşte o nedenle 22 Eylül Perşembe Günü Sn. Genel Başkanımız MERAL AKŞENER'in teşrif edeceği, Bursa il Başkanlığı İş İnsanları Komisyonumuz'un düzenlediği, "Bursa İş Dünyası Büyük Buluşması" adı altında kıymetli bir toplantı gerçekleştireceğiz.

Bu toplantıda;

Sn. Genel Başkanımızla birlikte partimizin ekonomi kurmaylarını konuk edeceğiz.
TBMM Grup Başkanımız Prof. Dr. İsmail TATLIOĞLU,
Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Bilge YILMAZ,
Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ümit ÖZLALE,
ve TBMM Grup Başkanvekilimiz Erhan USTA, iş dünyamızın seçkin sanayici ve iş insanlarına ayrıntılı sunumlar yapacaklar.
"Ekonomide Kurtuluş Planı" ana başlığı altında yapılacak sunumlarda partimizin, "Acil İstikrar ve Kapsayıcı Büyüme Eylem Planı" ile "İstikrarlı ve Üreten Türkiye" konulu projeleri katılımcılarla paylaşılacak.
22 Eylül Perşembe Günü saat:14.00'de yine Sheraton Otel'de gerçekleşecek iş dünyamızla buluşmamıza katılımınızdan mutlu olacağımızı şimdiden belirtmek istiyoruz.

İYİ Parti Genel Sekreteri Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu'nun konuşmasından satır başları;

 İl teşkilatları ekonomi grupları, iş dünyası buluşmalarını gerçekleştiriyor. 16 şehirde toplantı gerçekleşti. 5 saati aşan toplantılar bunlar. Sanayi ve iş dünyası sorunları ilk elden dinleniyor. Bursa'da bu anlamda farklı ve büyük bir toplantı gerçekleştirecek. İnşallah 22 Eylül'de 4 ekonomist, Bilge Yılmaz, Ümit Özlale, Erhan Usta ve ben konuşmacı olarak, Genel Başkanımızın da katılacağı bu toplantıya sizleri bekliyoruz. Çok kapsamlı, Bursa'ya yakışır bir büyüklükte yapılacak bir toplantı olacaktır. Emeği geçen il teşkilatımıza teşekkür ederim. 

SORU - CEVAP

Soru: Bursa'ya yeni OSB yapılacak söylemleri için ne söylemek istersiniz?

İsmail Tatlıoğlu: Bir fabrika yatırım için 5 milyon ekipman tutarken, 20 milyon gayrimenkul masrafı oluyor. Rant için yapılacak şeyler olmamalı. Şeftali yetiştirilen yerlere fabrika, fabrika yapılacak yerlere şeftali ekilmemeli. Gayrimenkul maliyeti yatırımın yüzde 10'u geçmeyecek şekilde bir çalışma gerçekleşmeli.

Soru: Yeni bir Kobi OSB'yi destekliyor musunuz?

Selçuk Türkoğlu: Biz tam anlamıyla plansız yüzde 55'lik plansız şehir içinde kalan sanayileri şehir dışına taşınmasını istiyoruz. Çataltepe gibi yıllardır esnafı mahveden, doğayı katleden bir döngü sağlanamadı. Önce bir rant belirleniyor. O ranta göre olan yapılıyor. Biz buna karşıyız. Şehir dışında doğayı katletmeden bir Kobi OSB'yi destekliyoruz.

Soru: 6'lı masa BTSO seçimlerinde ortak aday belirleyecek mi?

Selçuk Türkoğlu: Yüzde 500'ü aşmış enerji maliyetleri gibi sorunları, BTSO dile getirmeyecekse kim dile getirecek? Biz sanayinin sorununu dile getirecek bir aday olmasını ve çoklu aday olmasını istiyorum. Sayın Burkay, iktidarın sözcüsü gibi davranıyor.

Soru: Sosyal konut projesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İsmail Tatlıoğlu: Rahmetli Özal'ın kurduğu TOKİ ile sosyal konutlar başladı. Son 10 yılda TOKİ ortaklığı ile rant konutları yapılmaya başladı. Bizler gerçekten sosyal konutlar üretip halkımıza sunacağız. Sayın Erdoğan'ın her yıl 100 bin konut söylemi vardı. Bu tür sosyal konut projelerine itirazımız yok. Biz daha açık ve şeffaf bir yönetimle yapacağız. Alt yapısı tamamlanmış sanayi arzını sağlayacağız. Milleti unutmuş saray, milleti hatırlamaya başladı. Bu seçimde rekabeti ortaya koyan İYİ Parti'nin bu millete armağanıdır. Bizim varlığımız sarayın millete dönmesini ve bu mecburiyeti görmesini sağlamıştır. Bu ezilmişliğin altında vatandaşa tekrar ümit vermişlerdir. TEKNOSAB'dan dolayı Karacabey'e 4 bin küsur konut yapılıyor. Konut problemini devletin çözmesi gerekiyor. Konut için arazi üretimini devlet eliyle sağlamak zorundayız. Bu en önemli sosyal hizmettir.

Editör: Harun Kot