HABER: Ebru Taşdemir / Koza24

NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gülmez, Koza Medya’da Serdar Ömeroğulları’nın sunduğu Baş Köşe programının konuğu oldu.

Ömeroğulları’nın ekonomi gündemine dair sorularını yanıtlayan Gülmez’den radikal mesajlar geldi.

İşte sanayici Erol Gülmez’in açıklamaları...

ASGARİ ÜCRET NET 5 BİN LİRA OLMALIDIR-

Bir OSB Başkanı bir sanayici olarak asgari ücretin hakkı nedir ne kadar olmalıdır?

Bir iş veren olarak rahatlıkla söylüyorum belki çok radikal olacak ama asgari ücret en az 5 bin lira net olmalıdır.

Tüm dünyanın bildiği dünyada en ucuz asgari ücreti olan en ucuz işçiliği olan ülke Çin. Sanırım Çin’in şuan 346 dolar civarında asgari ücreti var biz maalesef an itibarıyla 260 dolar civarında.

Dövizde uzun zamandır dalgalanma görmüyorum istikrarlı bir şekilde dikey çıkış görüyorum. Gün sonunda ülkede çalışanların dolar karşısında asgari ücreti 250 dolara inmiş olacak, alım gücü olarak Çin’in altına inmiş olacak.

Çalışan sayısının yarısı asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücretle çalışan bir insanın zaten barınma sorunu vardır. En kötü şartlarda bile gecekondu da oturursa otursun bin, bin beş yüz liranın altında kira olma olasılığı yok. 3-4 çocuk sahibiler büyüme okul ısınma masrafları var. Genelde çocukları ile ilgilenme sürecinde eşleri de çalışmıyor. Asgari ücretle çalışan insanın teknik olarak geçinme imkanı yok, bu mutlaka rahatlatılmalıdır.

ASGARİ ÜCRETİN VERGİDEN ARINDIRILMASI GEREKİYOR

Asgari ücretteki bu artışın istihdamı olumsuz etkileme şansı var mı?

Biz ülke olarak ileri teknolojide teknolojik ürün üretip onu satabilen bir ülke değiliz. Çin’in bir tık altında düne kadar bugün de Çin’in bir tık önünde ucuz iş gücümüzü pazarlıyoruz onu satıyoruz.

Burada istihdam sorunu şöyle olabilir bu asgari ücret 5 bine yakın olduğunda vergiden de arındırılması gerektiğini düşünüyorum ancak böyle mümkün. Ülke olarak ihracatımızı artırmayı hedefliyor isek yönetenlerinde dünyadaki pazarlarda diğer rakiplerimizle baş edebilmemiz, onlarla yarışabilmemiz için asgari ücretteki vergi yükünün azalması gerekir.

Bugün asgari ücretin brütünü düşündüğümüzde ona enflasyonu da eklediğimizde 5 bine yakın bir ücret çıkıyor ortaya.

ÜRETTİĞİMİZ MALIN YERİNE YENİSİNİ KOYAMIYORUZ-

Dövizin yükselmesi ihracatı ve ihracatçıyı sevindiren bir gelişmemidir?

Teknik olarak doğru olan budur, öyle olması gerekir ancak bu dönemin koşullarına özel maalesef bundan ihracatçı da faydalanamıyor. Benim işletmelerimin birinde yüzde 80 ihracata çalışıyorum ve ben buna rağmen zarar ediyorum. Bir yıl önce aldığımız metal fiyatları iki kat arttı.

Ürettiğimiz malın yerine yenisini koyamıyoruz. Bu dönemin koşullarından dolayı maalesef dövizin kur artışından ihracatçıda memnun değil oda faydalanamıyor.

BU KIŞ İŞİMİZ ZOR ÜŞÜYECEĞİZ HEP BİRLİKTE

Enerjide de ciddi bir artış var, sizin de gider kalemleriniz den biri de budur burada nasıl bir etkilenme oluyor?

Bir sanayici için üç kalem sayabilirsiniz; enerji, işçilik, ham madde. Üretiminde çok yüksek enerji kullanan firmalar var. Doğal gaza son gelen yüzde 48’lik artış inanılır gibi değil. Üretiminde yoğun enerji kullanıyorsanız yandınız. Yavaş yavaş bir artış olmalı ben hiçbir ülkede bir gün arayla yüzde 48’lik bir artış duymadım, henüz bunu tespit edemedik. Bizi zor durumda bırakan bu. Enerjide bir maaliyet oluşmuşsa hangi ay oluşmuşsa o ay yüzde 3 yüzde 5 yüzde 10 artış olmalıdır

Bizde maliyetlerimizi, satışlarımızı, sözleşmelerimizi bu maliyet artışına göre güncelleriz. Birden yüzde 48 enerji artışını müşterilerimize de anlatamıyoruz. Bu kadar yüksek artışın sebebi konutlara yansıtmamalarından kaynaklanıyor. Onlara yansıtılması gereken artış sanayiciye yansıtılıyor bu doğru değil. Enerjide bir artış varsa kim kullanıyorsa doğru oranda artış olmalıdır.

Bu kış işimiz zor üşüyeceğiz hep birlikte.

Aynı zamanda OSB Yönetim Kurulu Başkanısınız, çok değil 2- 3 hafta önce bir basın toplantısı gerçekleştirdiniz. Burada da OSB hissesiyle ilgili bir değişiklik söz konusuydu ve bununla ilgili kaygılarınızı ve eleştirilerinizi dile getirdiniz. O günden bu güne bir değişiklik var mı?

Biz geçen ay mai genel kurulumuzu yaptık orada OSB Genel Müdürümüz bakan yardımcımız ve Sanayi Bakanı Mustafa Varank’da vardı. Biz orada tüm şeffaflığıyla kendi durumumuzu ifade ettik. Sanırım biraz bekletmeye alındı.

KULLANDIĞIMIZ TEKNOLOJİLERLE DÜNYA KAYNAKLARINI TÜKETİYORUZ

Dünya gündemini ilgilendiren bir iklim zirvesi var. Dünya bu küresel iklim değişikliği sebebiyle yeni dönüşüm değişim ve yeni yaşam biçimleri üzerine kafa yoruyorlar. Yeşil mütabakattan bahsediliyor iş dünyası için. Nedir bu yeşil mütabakat? Türk sanayisine getirisi götürüsü ne olacaktır?

Tüketimin hızlı ilerlemesi teknolojinin dünya kaynaklarını hızla tüketmemize sebep oldu. Çevreyi kirlettik kaynakları tükettik. Yazılıp çiziliyor bazı bilim adamları artık çok geç kaldığımızı dünyayı bu noktadan kurtaramayacağımız endişesi içerisindeler. Aslında bu zirvenin sebebi de bu kaygılar. Bizler bu teknolojiden faydalandığımız müddetçe kaynakları tüketmeye devam edeceğiz. Daha az zarar verilebilir teknolojiyle düzeltilebilir bir şey. Bunun için dünyayı kirleten kaynaklarımızı acilen daha uygun hale getirmemiz lazım.

Enerjide de güneş ve rüzgar enerjilerimiz var. Sanayici artık ürününü satarken birçok müşteri ürettiği ürünün yüzde kaçının temiz enerjiyle ürettiğinin faturasını belgesini isteyecek. Mütabakatın sonunda böyle zorluklar gelecek. Biz geçen sene bir özel şirketle enerji alım anlaşması yaparken bunu öngörmüştük dört organize sanayi bölgesi olarak toplu alım yapmıştık. Bizim bölgemizde temiz enerjiye ihtiyacı olan firma ona ulaşabiliyor faturasını belgesini alıyor, biz bu şartı koymuştuk.

Biz 2022 programında NOSAB’da önce kendi bölge müdürlüklerimizin arıtma tesislerimizin çatısını güneş panelleriyle kaplanıp kendi enerjimizi üretmek için bütçeye rakam koyuyoruz hatta bazı firmalardan da bununla ilgili teklif aldık. Sanırım 2022’de ilk adımı atacağız ve sonrada sanayicilerimizi bu konuda yönlendireceğiz imkan varken temiz enerji kullanmak lazım.

GÖÇMENLER HAKSIZ REKABETE SEBEP OLUYOR-

İklim krizi gibi dünyanın en büyük sorunlarından biri de göçmen krizi. Bursa sanayisi ve Türk insanı bu işten nasıl etkileniyor?

Birden fazla yönüyle etkileniyor. Bir ülkeye göçmen alıp almamak siyasi bir karar. Sanayici olarak etkilerine bakıyoruz madem bu insanlar burada ve sayıları artarak da yaşamaya devam ediyoruz.

Devletin ciddi miktarda vergi kaybetmesine sebep oluyorlar en başta. Bu arkadaşlar çalışma izinleri olmadığı için kayıt dışı çalışıyorlar. Sektörde aynı işi kayıtlı ve kayıtsız yapanlar arasında haksız rekabete sebep oluyorlar. Hatta kayıtlı eleman çalıştıran aynı işi yapan insanların zarar etmesine hatta batmasına iflas etmesine sebep oluyorlar. İşçiler arasında haksız rekabete sebep oluyorlar.

Çünkü kayıtlı bir işçinin iş verene olan maliyetle kayıtsız çalışanın arasında da fark oluyor. Bu sebeple istihdam sorunu da oluyor. İleride sosyal sorunları da başladı beraberinde ciddi sorunlar getirecek.

EĞİTİM SİSTEMİNDE KÖKLÜ BİR DEĞİŞİKLİK ŞART

Eğitime ne kadar önem verdiğinizi biliyoruz. Sizce mevcut eğitim sistemimiz gelen nesli doğru yetiştirebiliyor mu? Eksikler var mı neler yapılması gerekiyor?

Ben bir dönem öğretmenlik yaptım. Teknik öğretmenim benim zamanımda birinci sınıf meslek lisesi öğrencisi her şeyi yapabiliyordu. Şuan da üçüncü sınıf öğrenci şuan hiç bir şey yapamıyor.

Sadece meslek liselerinde değil üniversitelerde de böyle mezun olan arkadaşlarımızda iş yerinde sıfırdan başlıyor. Eğitim sisteminde köklü bir yenileme ve köklü bir değişiklik yapılması gerekiyor.

EĞİTİMİN İHTİYACA GÖRE PLANLANMASI GEREKİYOR

TUİK’in açıkladığı işsizlik rakamları var, birde sanayicilerin işçi bulamıyoruz demesi var. Burada bir çelişki var nedir bunun sebebi?

Her iki söylenende doğru. Ülkedeki eğitimin planlanmamasından kaynaklanıyor. Ülkenin yıllık bin tane mühendise ihtiyacı varsa 10 bin mezun veriyor. Eğitimin ihtiyaca göre planlanması gerekiyor.

Nitelikli personelden bahsedersek beyaz yakada mı yoksa mavi yakada mı işçi bulmakta zorlanıyorsunuz?

Beyaz yakalı her gün 8-10 kişi eş dost aracılığıyla iş ricasında bulunuyor. Firmalarımız işçi bulma kurumlarında, gerek afişlerle mavi yaka üretimde çalışacak eleman arıyor. Sürekli eleman arıyoruz.

ÇOCUKLARIMIZ MESLEKİ EĞİTİME YÖNELSİNLER

Bir OSB Başkanı, bir sanayici ve bir iş insanı olarak iş hayatına atılacak gençlerimize tavsiyeleriniz nelerdir?

Çocuklarımız orta öğretimi bitirince haklı olarak üniversiteye gitmek istiyorlar. Ama bunu iyi düşünmeliler. Sınavdan aldıkları puana göre hangi okul hangi bölüm tutuyorsa oraya gitmemeliler. Analiz etmeliler hangi sektörde ihtiyaç varsa, yoksa bile aldığı puan Türkiye’de istihdamla ilgili ihtiyaca karşılık vermiyorsa gitmesinler oraya. Bir firmaya girsinler mesleki eğitime yönelsinler. İleride yaşamları daha da kolaylaşacak.

Örnek vermek gerekirse mavi yakada 3 yıllık deneyimi olan ilkokul mezunu bir işçi, kaynakçı, amir üç yeni mezun mühendisin toplam aldığı ücret kadar maaş alıyor. Bu çok üzücü bir durum.