Çocukken cam kırıklarını sobanın içinde erittiğini belirten Ağırman, üniversiteden sonra cam sanatına merak sardı.

Üniversite'de kolye, bileklik gibi takılar yaptığı sırada "kendi boncuğumu nasıl yaparım" diye düşünen Ağırman, internetten yaptığı araştırmalardan sonra evinin balkonuna ilk cam atölyesini kurdu.

“CAM KIRIKLARINI SOBADA ERİTMEYE ÇALIŞIYORDUM”

Üniversitedeyken ilgi duyduğu cam sanatına, evinin balkonunda cam atölyesi kurarak başladığını ifade eden Ağırman, “Üniversite döneminde ilgi duymaya başladım. Okurken hazır boncuklardan takılar yapıyordum. Bunları yaparken "kendi boncuğumu yapsam nasıl olur" gibi düşüncelere girip, internette araştırırken bir anda cam boncuk yapımı eğitimlerini gördüm ve öyle başladım. Nazar boncuğunun bile nasıl yapıldığını hiç düşünmemiştim. O an öyle bir süreç gelişti. Bir anda öyle bir yolculuk başladı ve devam etti. Benim de planladığım bir şey değildi. Ama küçükken cam kırıklarını alıp sobanın içinde eritmeye çalışıyordum. Öyle şeyler hatırlıyorum. İlk atölyemi evde kurdum. Küçük bir balkonum vardı, orada atölyemi kurdum. Aynı buradaki düzeneğin miniğini orada kurmuştum. Sonra Balibey Han'a geldim” şeklinde konuştu.

“ATEŞİN BİR CAZİBESİ VE ÇEKİCİLİĞİ VAR”

Sanatını icra ederken ateşin kendisini izleyen insanları etkilediğini ifade eden Ağırman, “Uzun bir süreç yaptıkça eliniz alışıyor ve gelişiyor. Ne kadar çok pratik yaparsanız o kadar hızlı ilerlersiniz. Bir ayda da bir şeyler oturtabilirsiniz, bir yılda da. Ateş bir şekilde insanları içine çekiyor. Çocuklar gördüğünde ‘sihir mi oluyor' diye düşünüyorlar. Ateşin bir cazibesi ve çekiciliği var” dedi.

İSTEYEN HERKES TECRÜBE EDİYOR

Atölyesine gelen herkesin rahatlıkla tecrübe edebileceği bir aktivite olduğunu söyleyen Ağırman, “1-2 saatlik atölye çalışmaları yapıyorum. Burası küçük bir atölye olduğu için grup şeklinde yapamıyorum. Şehir dışından buraya gezmeye gelenler, böyle bir şey tecrübe etmek istiyorlarsa, tek bir boncuk yapıp, kolye ya da bileklik olarak takabiliyorlar. Daha çok çocuklarla çalışmayı seviyorum. Artık dijital çağda yaşıyoruz, çocuklar her şeyi bilgisayar da yapıyorlar. En azından görüp birebir deneyimlemek isterlerse buradaki el sanatlarını deneyimleyebilirler” diye konuştu.

Editör: Seren Bülbül