Ne transfer tahtasıymış arkadaş!

Yatıyoruz tahta, kalkıyoruz tahta.

İyi de bu tahta, şampiyonluk kupasının kilidini açar mı?

Öyle bir algı oldu ki camiada, transfer tahtası açıldığı gibi Bursaspor’u Süper Lig’e alacaklar zannediliyor.

Bu işler öyle kolay mı?

Bu algıyı bir an önce, acil şekilde değiştirmek gerek. Bu hem futbolcularda, hem teknik heyette hem yönetimde hem de taraftar da ciddi bir baskı yaratır.

Kısacası herkeste!

Elbette Bursaspor’un hedefi Süper Lig’e çıkmak. Tahta açılsa da açılmasa da o arma bile yeter ligin favori takımı olmaya. Bunda herkes hemfikir.

Ancak daha yapılan transferler nedir ne değildir?

Gidecekler oyuncular kimler?

Gelecek oyuncuların adaptasyon süreci?

Mustafa Er ve Batalla uyumu nasıl olacak?

Seyiricili maçlardaki performans fark yaratacak mı?

Rakip takımlar ne durumda?

Muhtemel yapılacak olan transferler kamp görecek mi?

Böyle milyon tane madde sayabilirim.

Fakat maalesef ki bu duruma bizi de dahil edebilirsiniz, tahta açıldığı gibi Süper Lig’in anahtarı, Timsah Arena’da yapılacak olan seremoni ile Bursaspor’a teslim edilecek hayalleriyle yaşıyoruz.

Mustafa Er imza töreninde bunun sinyalini verdi.

Bizzat kendim sordum: “Hocam, kariyerinizde ilk kez kendi kadronuzu kurarak sezona başlayabilirsiniz. Ne düşünüyorsunuz?” diye.

Mustafa Hoca da, “Transfer tahtasının açılmadığı her saniye, listedeki alternatif oyunculara yöneleceğiz. Listemizin başında olan isimler başka takımlara transfer oluyor. Belki de biz 3. veya 4. alternatiflerle kadro kuracağız” dedi.

Alın size henüz gözükmeyen bir problem.

Yani anlatmaya çalıştığım durum, Bursaspor’un hem maddi, hem manevi hem de saha içindeki vaziyeti zor. Böylesine zor bir atmosferi görmemezlikten gelemeyiz.

Birçoğumuz da bu zorlukların farkındayız. Ancak 1-2 olumlu haber sonrası, yine eleştiri oklarını sırtımızdan çekip yaya yerleştiriyoruz. Sonra da okları atacak yer arıyoruz.

Elbetteki eleştirilecek olan konuları da es geçecek değiliz. Ama Bursaspor’un durumu artık eleştirilerek düzelecek boyutta değil.

Bir örnek verecek olursak. Hani bazı maçlar vardır, ligin son haftaları veya bir şampiyonanın grup maçlarını düşünebilirsiniz.

Deriz ki; “Artık iyi oynamışlar, kötü oynamışlar fark etmez. Oyun değil, bu dakikadan sonra skor önemli”

Heh işte Bursaspor’un durumu da böyle. Oyuna değil, skora bakalım.