Alerji tanım olarak vücudumuzda bulunan antikorların, başkaları için zararsız sayılabilecek maddelere karşı savaş açması ve vücudumuzdaki bazı organlarda reaksiyon oluşturmasıdır. (Cilt, solunum yolları ve sindirim sistemi gibi) Bu maddeler arasında çocuklarda en sık gördüğümüz besinler, solunum yolu ile alınan maddeler, tozlar, polenler, ev akarları, hayvan tüyleri, böcek ve sivrisinek ısırıkları, ilaçlar, kimyasal ve fiziksel maddeler vs. sayılabilir.
Alerji, özellikle çocukluk döneminde daha sık görülebilmektedir. Çocuklarda son 20-30 yılda sanayi atıklarının artması, hava kirliliği, işlenmiş gıda tüketiminin artması ile %5 civarındaki çocuk alerji vakalarını %15 seviyelerine kadar arttırmıştır.
Ayrıca mevsimsel olarak ilk bahar ve son baharda polenlerin solunum yolu ile alınması sonucu vaka artışları olmaktadır.
Çocuklarda Alerjik Hastalıklar, Anaflaxi, Ürtiker, Atopik Dermatit, İnek Sütü alerjisi, Gıda alerjileri, Solunum yolunu etkileyen Alerjik Astım, Mevsimsel ve Perennial alerjik rinit sayılabilir.
Alerjik Hastalıklardan korunmanın temel yolu ilgili alerjen maddenin alınımından kaçınmaktır. Bu nedenle çocukların sağlıklı ve doğal beslenmesi, ileride oluşabilecek alerjik hastalıklar için en önemli koruyucu faktördür.
Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde yalnız anne sütü ile beslenen çocuklarda bağışıklık sistemi daha gelişmiş olduğundan alerjik hastalıkların görülme oranı daha azdır. Bu nedenle Anne sütü ile 2 yaşına kadar beslenen çocuklarda atopik dermatit, alerjik astım görülme oranı çok düşüktür. İnek sütü ile beslenen (formül mamalar) çocuklarda başta inek sütü alerjisi ve atım, atopik dermatit ve barsaklarda enterokolit görülme oranı çok yüksektir.
Süt çocukluğu döneminde verilen inek sütü, ek gıdalara başlama dönemi olan 6.aydan itibaren verilen yumurta beyazı, peynir, balık, fındık, fıstık, ceviz gibi gıdalar verildiğinde alerji yönünden mutlaka takip edilmelidir. Daha büyük çocuklarda marketlerden temin edilen abur-cubur dediğimiz gıdalar ile işlenmiş et ürünleri de (sucuk, salam, sosis gibi) alerji riski yüksek gıdalardır.
Alerjik hastalıkların ortaya çıkmasında yaşam alanlarımızın da önemi büyüktür. Çocukların yaşam alanlarında havanın temiz, bulunduğu odanın güneş gören, küf ve nem içermeyen bir ortam olmalıdır. Ayrıca ev alanlarının temizliğinde toz oluşturabilecek halı ve kilimlerin temizliği esnasında çocuklar o ortamdan uzak tutulmalı, deterjan ve diğer kimyasal solüsyonlardan çocukların olumsuz etkilenebileceği unutulmamalıdır. Evde yaşam alanlarımızda gözle görülemeyecek kadar küçük ev akarları dediğimiz maytların (koltuk, yastık, kanepe, halı, kilim vs.) bulunması bazı çocuklarda alerjik astım krizlerine sebep olabilir.
Evde kedi, köpek ve kuş gibi tüylü hayvanların da bazı çocuklarda astım başta olmak üzere alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği bilinmelidir.
Yaşam alanlarımızın etrafında bulunan çim, her türlü ağaçlar (ağaç polenleri)de bazı çocuklarda her türlü alerjik tablo için bir potansiyel oluşturabilir.
Sonuç olarak sağlıklı yaşam için, sağlıklı bir ortamda sağlıklı, dengeli ve organik gıdalardan tüketmek, gelecek nesillerin daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
Alerjik hastalıklardan korunmanın, alerjenlerden uzak durulması esasına dayanır. Alerjik hastalık sorunu olan çocukların tanı ve tedavisi için öncelikle muayene edilmesi, alerjiye sebep olan etkenin tespiti için gerekirse laboratuvar tetkikleri ve alerji testleri yapılmalı ve buna uygun tedavi protokolü düzenlenmelidir.