Trafik Kanunu’na göre belediyeler veya belediyelere ait şirketler tarafından kurulan EDS sistemleri yeniden gözden geçirilecek. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 21 Ekim’de yaptığı açıklamada, bu sistemlerin yeniden gözden geçirileceğini açıkladı.
İçişleri Bakanlığı ve bölgedeki polis tarafından işletildiğini sanılan bu sistemlerin kurucuları aslında belediyeler.
Trafik Kanunu’ndaki “Belediyelerce veya sermayesinin tamamı belediyelere ait şirketler tarafından kendi bütçe kaynakları kullanılarak, karayollarında can ve mal güvenliğini sağlamak, düzenli ve güvenli trafik akışını temin etmek amaçlarına hizmet etmek üzere kurulmuş veya kurulacak elektronik sistemlere” yer verilmesi üzerine, belediyeler önemli bir gelir kapısına kavuştu.
Yasaya göre, bu sistemlerin “Emniyet Genel Müdürlüğü’nce trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda”, trafik cezalarının yüzde 30’unun belediyelere aktarılmasına başlandı.
Belediyeler hizmet bedeli olarak bu payları almaya başladı. Yasa maddesi, Karadeniz otoyolu gibi yoğun kullanılan yolarda belediyeler için altın yumurtlayan tavuk gibi oldu.
Birçok yerleşim yerinin içinden geçen bu yolda, ilk başlangıçta neredeyse, her yere hız sınırı bölgeleri kuruldu, ilçelerin merkezlerinden geçen yollarda EDS bölgeleri oluşturuldu. Yasa ilk yürürlüğe girdiğinde, sistemi özel firmalar kurmaya başladı ve belediyelerden gelir elde etti.
Bu sistemler ilk kurulduğu günden itibaren tepki çekiyor.
Trafik kazalarının önlenmesi için yapılan düzenleme, birçok bölgede hız tuzaklarına dönüştürüldü, belediyeler ciddi gelir elde etmeye başladı. Sürücülerin önüne aniden hız sınırı bölgeleri ve EDS sistemleri çıkmaya başladı.
Bu sistemlerin önemli bölümü uygulama esaslarına aykırı şekilde düzenlendi. Düzenlemelerde EDS bölgelerinin ez az 500 metre ilerisinde uyarı levhası yer alması gerekirken, hız sınırı bölgelerinin çoğunda bu levhalar yer almadığı gibi, yollar sürücülerin EDS’lerin nerede bittiğini bile anlayamadığı güzergahları dönüştü.
Uygulama esaslarına göre, “Anlık hız ihlal tespit sistemleri kurulu bulunan yerden 500 metre öncesinde ve sonrasında farklı hız limitleri uygulanmayacaktı.” Bu düzenlemeden sürücülerin çoğunun haberi olmadığı gibi, otoyallarda, hız sınırı levhalarının hemen bitimine dahi radar dahi yerleştirildi. 90 ve 82 kilometre hız sınırı limitini gören sürücünün hızını düşürmesi gerekirken, levhanın 50 metre ilerisinde bulunan radar aracının hangi limite göre ceza yazdığının bile anlaşılamadığı durumlar oldu.
Bu sistemlerin en tepki çektiği yer Karadeniz yolundaki Tosya ve Osmancık. Hız sınırı limit levhaları, yaya geçitleri, EDS uyarıları, güvenlik kameraları, radar uyarı levhaları ve araçları gibi bir dizi uyarıyı gören sürücüler, tamamen kafa karışıklığı yaratan bu bölgelerden ceza yemeden geçerse kendisini şanslı hissedecek hale gelmişti.
Kamuoyunda, belediyelerin ve sistemi kuran şirketlerin daha fazla gelir elde etmek amacıyla, trafik güvenliğini sağlamak yerine mümkün olduğu kadar çok trafik ceza yazılmasına odaklandığı algısı oluştu.
EDS’lerin düzenli olarak test edilmesi gerekirken, bu testlerin ne kadar sağlıklı yapıldığı da tartışıldı.
Yeni düzenleme ile bu sistemlerin işletilmesi ve denetiminin net hale getirilmesi bekleniyor.