Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenecek İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri hem içerideki saflaşmaların mahiyeti hem de bölgesel ve küresel gelişmelerin nezaketi bakımından tam manasıyla tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür" dedi. Erdoğan, "Bugün artık sürekli ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşan değil, savunma sanayiinden terörle mücadeleye, sağlık, eğitim, ulaşım ve enerjiye kadar her alanda başarılarıyla destan yazan bir Türkiye var" dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle muhabbetle selamlıyorum. İlim Yayma Vakfı'nın 52. Genel Kurulu münasebetiyle sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Vakfımızın çatısı altında hizmet etmiş tüm yöneticilerimize gönüllülerimize şükranlarımı sunuyorum. Sizlerin şahsında tüm ilim yayma camiasının Ramazanı Şerifini tebrik ediyorum. Bu mübarek ayın tüm insanlığa huzur getirmesini diliyorum.

Ülkemizin 11 vilayetindeki depremler 85 milyonun gönlüne bir kor gibi çöktü. Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla beraber Kahramanmaraş ve Hatay'ı tekrar ziyaret ettik. Temelini attığımız konutların yeşeren umutları daha da güçlendireceğine inanıyorum. 

Burada sizlerin vasıtasıyla ifade etmek istiyorum bizler dayanışmanın gücüne inanan bir milletin ümmetin çocuklarıyız. Bizi biz yapan bu kadim değerler hamdolsun hala çok güçlü şekilde yaşatılıyor. Ekonomik durumu ne olursa olsun Anadolu insanı elindeki ve avucundakini paylaşmayı sürdürüyor, deprem bölgesindeki kardeşlerini unutmuyor. Arama kurtarmadan gıda ve erzak teminine kadar her alanda vakıflarımız aktif bir şekilde sahada koşturuyorlar. Depremin yaralarının bir an önce sarılması için canla başla çalışıyorlar. Şov yapmadan gurur verici işlere imza atıyorlar. Tüm vakıf ve derneklerimizi tebrik ediyorum.

Mevlana Hazretlerinin ifadesiyle, testinin içinde ne varsa o dışarıya sızıyor. Kalbinde haset olan düşmanlık olan milletin inancına husumet olanlarla, yüreği ülkesi, milleti, ve insanlık için çarpanların farkı burada da görülüyor. Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan hatta Allah-u Ekber lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin, sizlerin bu samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları, kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz.

Vatandaşlarımız cansiperane çalışmalarınız dolayısıyla sizlerle birlikte tüm vakıf, dernek ve ilim irfan kuruluşlarımıza dua ve teşekkür ediyor. Elbette bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü de ağırlaştırmaktadır. Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle, nefret deresine varan söylemleriyle kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz.

Üstat Necip Fazıl ne diyor, tohum saç, bitmezse toprak utansın. Hedefe varmayan mızrak utansın. Hey gidi küheylan koşmana bak sen. Çatlarsan doğuran kısrak utansın. Eski çınar şimdi Noel ağacı, dallarda iğreti yaprak utansın. Ustada kalırsa bu öksüz yapı onu sürdürmeyen çırak utansın. Biz de mazlumları asla yalnız bırakmayacak, yetimin öksüzün başını okşayacak, gariplerin yolda kalmışların elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşacak. Soframıza bir tabak da yoksullar için koyacak depremzedelerimizin derdine ortak olacak, hakkın ve halkın rızası uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz. 

Ayaklarını, kollarını kaybeden Aleyna'mız var. Aleyna annesini ve babasını da kaybetti. Ne büyük bir imtihan. Bütün bu imtihanları aşacağız. Son günlerde daha iyi anladık ki hepimiz birer faniyiz, bir can taşıyoruz onun da ne zaman alınacağını bilmiyoruz. Yarına çıkıp çıkmayacağımızın bilgisine sahip değiliz. Aslolan Allah'ın verdiği can emanetini hakkıyla teslim etmek ve gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. 

"KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR 10 BİN 650 DOLARA YÜKSELDİ"

Cumhuriyet mitinglerinden Gezi olaylarına alçak darbe teşebbüsüne kadar nice saldırıyı boşa çıkardık. Ekonomimizi büyüttük. Şu anda kişi başı milli gelir 10 bin 650 dolara yükseldi. Pek çok imkansızı başardık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere hayata geçirdiğimiz reformlarla Türk siyasetinde tarihi bir değişim gerçekleştirdik. Bugün artık sürekli ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşan değil, savunma sanayiinden terörle mücadeleye, sağlık, eğitim, ulaşım ve enerjiye kadar her alanda başarılarıyla destan yazan bir Türkiye var.

Hem asrın felaketiyle mücadele ediyor hem de asrın projelerini tek tek gerçeğe dönüştürüyoruz.

TOGG'un teslimatları başlıyor. İHA'mızı, SİHA'mızı yaptık. En üst segmentte jet uçağımızı yaptık.

Başörtülü kızlarımızı biz unutamayız. Sakalından giysisinden dolayı horlananları unutamayız. Askerdeki torunlarının yemin törenlerine katılamayan ninelerimizi unutamayız. 

Hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle kast sistemini ortadan kaldırdık. Burası çok önemli. Sultanahmet'teyiz üstat konuşuyor. Ben spikerliğini yapıyorum. Konuşmasında Ayasofya açılacak hem de öyle açılacak ki adeta sayfalar açılırcasına açılacak. Daha sonra Ayasofya'yı açan imzayı da biz attık. Fetih yadigarı Ayasofya'yı tekrar Ezan-ı Muhammedilerle buluşturmakla Türkiye siyasi ve ekonomik bağımsızlığını küresel ölçekte tescillemiştir.

"14 MAYIS TARİHİ BİR YOL AYRIMI"

Şu anda 6'lı masada onları görüyorum. Bulundukları gaflet uykusundan bir an önce uyanmalarını niyaz ediyoruz. Birisi de ne dedi Çamlıca'yı dolduramazlar. Ne oldu, tıklım tıklım doğru. İnanç iman öyle bir cevher ki tekeden bile süt çıkartır, süt. Geride bırakacağımız siyasi mirasın en güzel nişaneleridir. 

Büyük ve güçlü Türkiye idealiyle yürüttüğümüz siyaset mücadelesinde bugüne kadar pek çok imtihandan geçtik. Siyaset mecrasında girdiğimiz her mücadeleyi zaferle neticelendirmemizi sağlayan Rabbime hamdolsun. Şimdi ülke, millet ve dünyanın dört bir tarafında gönlü ve gözü bize dönmüş olan kardeşlerimizle birlikte yeni bir seçimin, yeni bir imtihanın eşiğindeyiz. Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri hem içerideki saflaşmaların mahiyeti hem de bölgesel ve küresel gelişmelerin nezaketi bakımından tam manasıyla tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür.

Terör örgütlerinden, küresel menfaat odaklarına kadar tüm şer şebekeleri 14 Mayıs'a kilitlenmiş durumda. Buraya gelmeden önce Rusya Federasyonu Başkanı Putin'le görüşmem oldu. Sayın Putin'le Ukrayna arasındaki mücadelede özellikle bizim ara buluculuğumuzu takdirin yanında onlar da Türkiye'deki seçimi nasıl takip ettiklerini bizzat kendilerinden dinledim. İstedikleri şey şu. Tarım, koridoruyla ilgili. Buğdaydaki şu anda ulaştıkları meblağ, rakam ve bizden de istedikleri özellikle az gelişmiş ülkelere bilabedel biz buğdayı gönderiyoruz, sizler de bilabedel bunları una çevirip fakir fukara Afrika ülkelerine bir an önce ulaştırın. Rusya neyi takip ediyor, bizdeki bazı çevreler neyi takip ediyor bunlar önemli.

Hamdolsun haftada bir 10 günde bir bu irtibatlarımız devam ediyor. Mesele 14 Mayıs'ta. 14 Mayıs'ta milletimle beraber inşallah bu zaferi perçinlediğimiz anda yeni dönem başlayacak. Bu yeni dönem de inşallah ülkemin de dünyada oturduğu farklı konumu ispatlayacaktır.

Seçimlerden kendi çıkarlarına uygun sonucu almak için her türlü operasyonu yapmaktalar. Terör örgütleriyle el ele omuz omuza yürüyen bu insanlardan ülkemize herhangi bir fayda gelebilir mi? Bunlar ülkemize ne kazandıracaklar? Milletimizin yüksek feraseti 14 Mayıs'ta bu işi çözecektir. 

Artık tek gayemiz var. Tek derdimiz mazlumların umudunu boşa çıkarmamaktır. Çevresi adeta bir ateş çemberiyle kuşatılmış Türkiye'nin kaybedecek bir anının olmadığını düşünüyoruz. 

3-5 oy daha fazla kapmak için bölücü örgütün siyasi uzantıları dahil marjinal yapılarla iş tutmaktan çekinmeyenlere, milletin geleceğini emanet edemeyiz. Kifayetsiz muhterisleri hep beraber sandığa gömeceğiz. Bunun için Türkiye için hemen şimdi diyoruz.

Editör: Seren Bülbül