Marmara Denizi’nde aylardır etkisini gösteren müsilaj, deniz ortamındaki mikroorganizmaların aşırı artış göstererek ortama salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşuyor.

Erdek, Yalova, Mudanya, Gemlik, Gebze, Gelibolu, İstanbul ve Adalar sahillerini kaplayan deniz salyası, iklim değişikliği ve denize yönlendirilen atıklar nedeniyle meydana geliyor, deniz altındaki hayatı olumsuz etkiliyor. Giderek yayılan salyalar, Karadeniz’i bile tehdit ediyor.

Peki denizaltındaki canlı hayatı bitirme riski olan bu sorundan kurtulmak mümkün mü? İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, bu yöntemleri anlattı. İşte 4 maddede Marmara’nın kurtuluş reçetesi:

1- DENİZ SIYIRICILARI 7/24 ÇALIŞMALI

Şu anda ölüm başlamış durumda. Ölüm oldu ve sonuçlarını görüyoruz. Müsilaj, denizin dibine oksijenin geniş gitmesini engelliyor. Öncelikle 7-24 müsilajın oluştuğu bölgelerde deniz sıyırıcılarının çalışması gerekiyor. Bu müsilajın buradan mutlaka toplanması gerekiyor.

2- TOPLANAN MÜSİLAJ TESİSLERDE ARITILMALI

Oluştuğu her yerde müsilajın toplanması ve doğaya bırakılmaması, bunların ileri biyolojik arıtma tesislerine götürülüp arıtmasının sağlanması gerekiyor.

3- MÜSİLAJI YİYECEK BAKTERİ TÜRLERİ KULLANILMALI

Bütün bunların yanında şu anda bazı üniversiteler çalışma yapıyor. Bu müsilajın genetik kodları belirlenmeye çalışılıyor. Hangi canlı türlerinden ortaya çıktığı tespit edilmeye çalışılıyor.

Bu karakter belirlendikten sonra da bu müsilajı çözecek olan farkı bakteri türleriyle beraber spreyleme yöntemiyle çalışmaların yapılması gerekiyor. Krizin yönetilmesi açısından acil olarak yapılması gereken bu.

4- MARMARA’YA AKAN KİRLİ ATIK SULAR ÖNLENMELİ

Eksik olan yatırımların vakit kaybetmeden toparlanması gerek. Ancak ne yazık ki Türkiye’de atık su arıtma tesisleri göz ardı ediliyor.

Ülkemizde içme su arıtma tesisine bir hassasiyet vardır; çünkü musluğumuzdan akan su herkesin önüne gelen bir mesele. Ama atık su arıtma tesisleri kentten uzaklaştıktan sonra vatandaşlarımız görmüyor ve dikkate almıyor. Atık su arıtma tesislerinin artık göz önüne alınması gerekiyor. Nasıl yüzey sularımız kirleniyorsa şu anda Marmara Denizi de kirleniyor. Bir de yayılımsal kirlilik var. Tarımsal alanlardan hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklı atıklar. Bunlar da büyük bir organik kirlilik yaratır. Marmara Denizi’nin çeperinde tarımsal alanların mutlaka incelenmesi ve buradan gelen atık suların önlenmesi gerekiyor. Hiçbir şey için geç değil.”

‘ANCAK 5 YILDA TEMİZLENİR’

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Marmara Denizi’nin kendisine gelmesinin en az 5 yıl alacağını söyledi ve şu ifadeleri kullandı: “İstanbul, Bursa, Çanakkale, Kocaeli, İznik gibi Marmara Denizi etrafındaki nüfus 25 milyon civarında. Yapılan çalışmalara göre 1 gün içinde Marmara’ya bırakılan atık su miktarı, ortalama 2.1 milyon metreküp. Bunların hepsi organik ve inorganik maddeler.

Bu miktar günümüzde yıllara göre nüfus ve yerleşim alanlarının artmasıyla birlikte sadece 1 günde 3 milyon metreküpün üzerine çıkıyor. Eğer bir an önce tedbir alırsak, deniz 5 yıla kadar ancak temizlenir.

Normale döndürülmesi için ilk önce dinlendirilmeli ve hiçbir şekilde atık su verilmemeli. Gerekli önlemler alınır ve hızlı bir şekilde başlanırsa 5 yıl içinde kokusuz bir Marmara Denizi’ni yeniden görebiliriz. 10 yıla kadar da biyoçeşitliliği artar.”