Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevkiinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de saat 11.15'te meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden dahi duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybederken, 127 kişi de yaralanmıştı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca patlamayla alakalı soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan fezleke Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, hazırlanan 27 sayfalık iddianame Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilirken, 7 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

Sabotaj iddiasına MİT'ten cevap

Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri salonunda devam eden davaya tutuklu sanıklar fabrika sahiplerinden Y.C. ile H.A.V. ve tutuksuz sanıklar E.Ö., A.A., A.R.E.C., A.B. ve A.Ç. ile taraf avukatları katıldı. Kimlik kontrolü sonrasında duruşmada celse arasında gelen belgeleri zapta geçiren mahkeme heyeti, geçen celsede ara kararda herhangi bir ‘sabotaj' iddiasının kendilerine ulaşıp ulaşmadığını MİT'e bildirmişti. Bunun üzerine MİT'ten mahkeme heyetine kendilerine ulaşan patlamaya ilişkin herhangi bir sabotaj ihbarının olmadığı belirtildi. Tutuklu fabrika sahibi Y.C., mahkemenin ikinci celsesinde verdiği savunmasında, “Bu olayın sabotaj olabileceğini belirttim. Fabrikamız standartlara uygun şekilde yapılmıştır. İlk patlama ile ikinci arasında 500-600 metre mesafe vardır. Bu yüzden ilk günlerden bu yana bu olayın sabotaj olabileceğini söyledim. Gözaltına alınana kadar oradan ayrılmadım” ifadelerine yer vermişti.

"Patlama sonrasında kulaklarım 1 hafta duymadı"

Patlama esnasında fabrikada bulunan Oktay T. duruşmada, “Patlama anında fabrikadaydım. Patlamadan sonra 1 hafta kulaklarım duymadı. Fitil bölümünde çalışırken bize yanmaz kıyafet verdiler ama kıyafet bez parçası olduğu için kendiliğinden bile yanıyordu. Herkesten şikayetçiyim” dedi.

Mahkemede dinlenen tanık Remzi Ö., sanık iş güvenliği uzmanı A.B.'nin 4 senedir firmalarında, 18 aydır da havai fişek fabrikasında görev yaptığını ifade ederek, 21 Mayıs 2020'de izne ayrılmak istediğini ve fabrikada yaşadığı sorundan dolayı istifa etmek istediğini söyledi. Remzi Ö., “İhbar süresini doldurmak istiyor musun diye sorduğumda evet cevabını verdi ve hesaplamaya göre ihbar süresi 7 Temmuz'da bitiyor ve bundan kendisinin de haberi vardı. Firma olarak 5-6 senedir fabrikayla çalışıyoruz. Sanık A.B.'nin bir uyarısını sen bizden daha mı iyi biliyorsun diye terslemişler. A.B.'de de bunu bana söyledi. Sanık H.A.V. ile görüştüm ve böyle bir şey yapamazsınız, A.B.'nin dediklerini yapmak zorundasınız dedim. Genelde muhatabım H.A.V. olduğu için onunla görüştüm” diye konuştu.

"Denetim yapılmadan önce haber gelirdi"

Tanık Muhsin G., “Fabrikada işçiydim. 2015 yılından beri çalışıyorum, patlamayla karşılaştım. Hep fitil bölümünde çalıştım. Ustabaşımız Ceyhun T.'den emir alıyorduk. Başka kimseden emir almıyorduk. Bizim bölümümüzde fazla üretim için herhangi bir baskıyla karşılaşmadık. Eğitimlerimiz ise yemekhanede yapılıyordu” derken, tanık Remzi Y. ise, “Fabrikada işçi olarak sarma bölümünde çalışıyordum. Son zamanlarda olumsuz herhangi bir durum yaşamadık. Kıyafetlerin hepsini temin ediyorlardı. Biz bu ekipmanları Asiye A.'dan alıyorduk. Bizim bölümümüzde baskı ile ilgili bir durum söz konusu değil. İş güvenliği ile ilgili eğitimi yemekhanede iş güvenliği uzmanından aldık. Üretim ile ilgili emirleri Asiye A.'dan alıyorduk ama bize söylediği şeyler kaza olmaması için gereken şeylerdi. Fazla üretimle ilgili bize bir baskı yapmadı. Denetim yapılmadan 2-3 gün önceden haber gelirdi” şeklinde konuştu.