Yaşanan gelişmeler;
“Havadan nem kapmak” deyimini çok iyi özetler hale geldi.

İkidir Mudanya’yı sel basıyor.

Dün de;

Sağanak yağış ve beraberinde yaşanan sel nedeniyle, Mudanya sular altında kaldı.

Denizle kara adeta birleşti.

AFAD yeniden devreye girdi.

Malum;

Bursa merkezde de Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin çatısı, kuvvetli yağış ve yıldırım düşmesi nedeniyle çöktü, büyük zarar meydana geldi.

Şehir merkezinde de;
Bazı evleri ve işyerlerini su bastı.

Öyle bir yağış yaşandı ki;

Bir ara polis telsizinden İl Emniyet Müdürü Tacettin Aslan’ın emri duyuldu.

Bu emirde;

Anormal bir yağış yaşandığı ve yaşanacağı, bu nedenle sokakta görev yapan polislerin önce kendilerini korumaları ve çok dikkatli olması gerektiği vurgulandı.

Ki;

Bu tip emirler, telsizden çok az duyulan emirlerdir.

Bu anormal yağış;

Gergin olan toplumun bir kısmına da siyasi malzeme oldu.

Özellikle sosyal medya adeta yine coştu!

Belediye başkanları;
Geçmişte İstanbul ve Ankara’da görüldüğü üzere bir kısım kesim tarafından adeta topa tutuldu.

Önlem almadıklarından tutun da, müdahaleye değin neler neler yazıldı.

Bir siyasi görüş, diğer görüşün belediyesine, diğeri de diğerin belediye yönetimine eleştiriler getirdi.

Allah aşkına;
Kimin aklına gelirdi Otobüs Terminali’ne yıldırım düşeceği?

Allah’tan kimsenin canına zarar gelmedi, kimse yaralanmadı.

Allah’tan;
Kimse sel sularına kapılmadı da can kaybı yaşanmadı.

Bu tür mevsimsel ve meteorolojik olaylar bile siyasi malzeme yapılmaya başladı ki, toplumun gerçekten de “havadan nem kaptığı”nın açık bir göstergesi oldu.

Şu bir gerçek;

Mevsimler kayıyor.

Aşırı sıcaklar da görülüyor, sel baskınları da.

Temmuz ayında;

Avrupa’da aşırı sıcaklardan yaşamını yitirenler oldu.

Bazı şehirlerde çöp bidonlarının eridiği fotoğraflandı.

Daha;

48 saat önce de, İspanya’nın Katalan bölgesinde tenis topu büyüklüğünde dolu yağdı ki, bir bebek hayatını kaybetti, 29 kişi de yaralandı.

72 saat önce de;

Pakistan’ın Sindh eyaletinde rekor düzeyle yağış meydana geldi.

Ve;

Tam 1162 kişi sel sularına kapılarak yaşamını yitirdi.

3554 kişi de sel sularından zarar görüp yaralandı.

Bunlar yaşandı.

Bu arada;

İsviçreli sigorta şirketi devi Swiss Re ise, 2022 yılının ilk yarısında yaşanan doğal felaketlerin tam 72 milyar dolar zarara yol açtığını açıkladı.

Ve de;

Deprem gibi büyük felaketlerin aksine artık sel ve fırtına gibi ikincil doğal afetlerin sıklaştığı vurgulandı.

Şimdi;

Dünya’da yaşanan bu meteorolojik olayları görmeden, bilmeden, küçük düşünmek ve örneğin İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu hedefe koymak, Mudanya’da Hayri Türkyılmaz’ı eleştirmek, Osmangazi’de Mustafa Dündar’ı ya da Bursa’da Alinur Aktaş’ı bombardımana tutmanın bir mantığı var mı hiç?

Dünya’nın;
Gelişmiş şehirlerine göre altyapı eksikliğimiz olduğu bir aşikar.

Bu da;
Bugünün yöneticilerinin suçu ve günahı değil.

Avrupa’da;

İnsanlar 50 yıl önce çöplerini, kağıt, cam ve yağ olarak ayrı kutulara atıp ayrıştırırken, bizde hala bu alışkanlık yok denecek kadar az.

Ama dedikodu ve sataşma çok.

Bu nedenle;

Taşkın alanları imara açılmadığı sürece, şu afetleri siyasete alet etmeye çalışmayı, belediye başkanlarını anormal meteorolojik şartlar üzerinden sosyal medyada acımasızca eleştirmeyi, kirli siyasetin bir anlayışı olarak görüyoruz.

Editör: Harun Kot