www.bursadabugun.com, www.bursagundem.com, www.koza24.com, www.nobetcigazete.com, www.ogaste.com, www.olay.com.tr, www.sosyaltv.com’un haber portalı ve YouTube kanallarında ortak ve eş zamanlı verilen haber ve video yayınında Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir deneyimli gazetecilerin sorularına tek tek cevap verdi.


7 MEDYANIN ORTAK YAYINI
Okan Tuna’nın moderatörlüğünde gerçekleşen  programda, Başkan Şadi Özdemir’e soru soran isimler, www.nobetcigazete.com Yayın Kurulu Başkanı Enver Akasoy, www.koza24.com Genel Yayın Yönetmeni Okan Tuna, www.gundembursa.com Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Akhan, www.ogaste.com Genel Yayın Yönetmeni Cennet Cankılıç, www.olay.com.tr Editörü Sercan Yavuz, www.bursadabugun.com Köşe yazarı Elif Didem Danacıoğlu ve www.sosyaltv.com  Genel Yayın Yönetmeni Enhar Güneş oldu.
Medya temsilcileri, Nilüfer’de bugüne kadar yapılan hizmetlerden tutun da bundan sonra sırada hangi projelerin olduğuna ilişkin her şeyi sordu Şadi Başkana.


İşte, deneyimli gazetecilerin soruları ve Şadi Başkan’ın verdiği yanıtlar:

 Nilüfer denildiğinde akla gelen sorunlardan bir tanesi de ilçedeki hormonlu binalar. Siz görevinizin birinci yıl dönümünde ‘Ben bu işi kamu yararına çözmek için başladığımda çok cesurdum, gözüm karaydı. Öyle de çözerim böyle de çözerim diyordum ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan olaylardan sonra artık o kadar cesur değilim’ şeklinde açıklama yaptınız. Siz aslında kamu harcı adı altında güzel bir uygulama başlatmıştınız. Bu sözlerinizden sonra o uygulama durmuş gibi… Son durum nedir?  (Koza Medya Genel Yayın Yönetmeni Okan Tuna)

Özdemir - ‘Eskisi kadar cesur değilim’ benim samimi bir lafım. Bundan bazı arkadaşlar bazı tehditlerden korktuğuma dair yorumlar yaptılar. Hiç kimseden korkum yoktur. İstanbul Belediyesi ve İstanbul’daki diğer belediye başkanlarımıza, memurlarına ve de siyasilerin tutuklanması sırasında yaptıkları sorguda her paranın ‘neden bunu aldınız, niye bunu verdiniz’ söylemlerinden sonra eskisi kadar cesur değilim. Çünkü ben bu parayı legal alıyorum. Örneğin; arsasının hakkı 100 daire ise vatandaş 130 daire yapmış. 100 daireden 130 daireye çıkabilmesi için arsanın daha büyük olması gerek. Mesela 1000 metre daha büyük olması gerek diyelim. 1000 metrenin bedelini belediyeye öde senin sorununu çözelim diyoruz. Yeni ruhsatlarda bu sorun yaşanmaz ama geçmişten gelen ruhsatlarda bir şekilde daire almış insanları yok sayamayacağımıza vatandaşlarımızın burnu kanamasın diye bunu çözmem lazım. Resmî olarak hesap kitap yapıyordum. Bu meseleyi çözerim diyordum. Şimdi o kadar cesur değilim diyorum. Merkezi hükümet şu an açık bir şekilde belediyelere turpun büyüğü diyor ve insanları gereksiz bir şekilde içeri alıyor. Şu anda Ekrem Bey’in içeri alınma gerekçelerinin 50 katı Tayyip Bey’in belediye başkanlığı döneminde vardı. Dünya kadar davalar vardı. Hiç kimse Tayyip Bey’i belediye başkanlığı görevinden almadı. Benim mücadele ettiğim, beğenmediğim, ömrüm boyunca daha bir iyi hukuk sistemi, daha iyi bir demokrasi olsun diye kavga ettiğim eski Türkiye’nin döneminde o belediye başkanı görevine devam ediyordu. Şimdi Kurban olayım eski Türkiye’ye diyorum. Bugünkü hukuk sisteminde, merkezi hükümetin gücü karşısında kimse ‘hayır’ diyemiyor. Bu yüzden eskisi kadar cesur değilim. Bu resmi legal belediyeye bağış yapın kısmından kaygı duyduğumu söylemek istedim. Tabii yine de birtakım çözümler üretmeye devam ediyoruz ama eskisi kasar cesur hareket etmiyorum.  Bizi de ilgilendiren 600 bin Nilüferlinin çıkarıdır. İnsanların hortumlarını aldık vatandaşa doğru çevirdik. Bundan dolayı saldırıda yiyoruz, tehdit de alıyoruz ama hiçbir şey bizi korkutamaz. 78 kuşağıyız. Hayatta yaşamadığımız bir şey kalmadı. Bu yüzden kimseden çekinecek durumda değilim. Belediye başkanlığı bir kamu görevidir. Görevimizi yapıp geri gitmesini de biliriz.

 1 yıl önce göreve gelirken, ‘ortak akılla yönetirim, şeffaf yönetirim, katılımcı yönetim’ dediniz. Halkın karar alma süreçlerine katılımı için hangi çalışmaları yaptınız ya da yapıyorsunuz? (ogaste.com Genel Yayın Yönetmeni Cennet Cankılıç)

Husumetlisine pusu kurup yaraladı Husumetlisine pusu kurup yaraladı

Özdemir - Çeşitli yöntemlerle bu katılımı sağlamaya çalışıyoruz. Katılımcılık anlayışı çok yüksek değil. Nilüferli birçok olaya katılabiliyor. Doğrudan ya da bireysel olarak da katılabiliyor, tepkisini de övgüsünü de verebiliyor ama yola çıkarken dedik ki; odalar, sendikalar, sivil toplum örgütleri, güçlendirilmiş kent konseyi ve güçlendirilmiş mahalle komiteleri ile ortak kararlar alacağız. Birlikte işler yürüteceğiz. Birincisi; mahalle komiteleri seçimi yaptık. Türkiye’de ilk defa dijital platformda adaylıkları aldık. Her mahallede kim isteniyorsa o mahallede oturmak koşuluyla aday olabilirdi ve yine o mahallede oturanlar, o mahallede kendilerini kimin temsil edeceğine karar verdiler. Ve halkın katılımıyla mahalle komitelerini seçtik. 7 bin 750 kişi katıldı. Daha da yüksek olmalıydı. Bu platformda işimizi devam ettiriyoruz. Biz aynı zamanda stratejik planı yaparken 64 mahallemizi 4’e böldük. Toplantıları yaptık. Birlikte 5 yıl içerisinde yapılması gereken işleri planladık. Bunları ilgili kamu kurumlarıyla toplantılar yaparak katılımı alıp toparlayarak stratejik planımızı kurduk. Bizim bir vaadimiz daha var. Biz buraya NİLBEL Kafe açacaksak, mahalle komitesi onay verirse açıyoruz. Yani bir mahalleye herhangi bir şey yapacaksak mahalle komitemizin onayını şart koşuyoruz. Onaylamazsa yapmıyoruz. Mahallemizin her talebini karşılayamayabiliriz ama yapacaksa onay ile yapıyoruz.  Mahalle komitemiz aynı zamanda kent konseyine de bağlı. Pratiklik açısından doğrudan bizimle de temas kuruyorlar ama organik olarak oradan geliyor.

Tarımla ilgili katılımları sağlamak amacıyla Tarım Çalıştayı yaptık. Çocuk hakları açısından Çocuk Çalıştayı yaptık. Onun kitapçığı da çıktı. Şimdi 19 Mayıs’ta Gençlik Çalıştayı yapıyoruz. Çalışmaları devam ediyor. Sanayi Çalıştayı yaptık. Sanayici ile birlikte Nilüfer’in geleceğini planlamak için ortak akıl üretmeye çalışıyoruz. Akademik Odaların birçoğu ile işbirliği anlaşmaları yaptık. Bunu büyüterek devam ediyoruz. ‘Nilüfer Her Yerde’ diye bir uygulamamız var. Şu an 20 bin kullanıcısı var. Bu sayıyı yukarı çekmeye çalışıyoruz. Oradan da herhangi bir şey yapacağımız zaman onunla ilgili bir fikir gönderiyoruz. Karşıdan cevap geliyor. Dolayısıyla bunu mümkün olduğunca büyüterek her olayı ilgilileriyle alakalı, bir mahalleyle ilgiliyse o mahalledekileri, Nilüferliler ile ilgiliyse tüm Nilüferlilerle paylaşarak onların da görüşlerini alarak yapıyoruz. Zaten muhtarlarımız ve kadın derneklerimizle sürekli toplantılar yapıyoruz. Birlikte herkesin fikrinin yansıdığı hepimizin olan bir Nilüfer yaratmaya çalışıyoruz. Bu yüzden sloganımız Herkesin Sesi Hepimizin Nilüferi. Herkesin sesinin yansıdığı bir Nilüfer yaratmaya çalışıyoruz. Bu yolda çalışmalara devam ediyoruz.

Belediyenin ilk dönemlerinde ekonomik sıkıntı kamuoyunda çok sıkça konuşuluyordu. Ekonomik durum biraz olsun toparlandı mı? Personel ve diğer ödemeler konusunda dengeyi nasıl sağlıyorsunuz (Sosyal TV Genel Yayın Yönetmeni Enhar Güneş)

Özdemir - Finansman açısından dengeleri bozulmuş bir yapı var. Bu sadece Nilüfer’e ait bir şey değil. Ne yazık ki Türkiye’deki belediyelerimizin birçoğunda benzer sorunlar var. Olaya hakimiz. Direksiyonu tutuyoruz. Zaman zaman sorunlar yaşasak bile kolaylıkla bu sorunlarla baş edebiliyoruz. Tüm sorunlar çözülmüş diyemem. Problemlerimiz var ama mücadele ediyoruz. Daha önce hakim değildik ama şu an hakimiz. Personel maaşları ödenemiyor diye söylem çok kullanılıyor. Ben 15 Nisan’da göreve başladım. Bir gün önce maaşlar ödenmişti. -57 milyon personele borcumuz vardı. Onu da birkaç hafta içerisinde kapattım. Birkaç kere daha bezer geç ödemeler oldu. Şimdide olabiliyor. Yüzde 85’ini yatırıyoruz. Yüzde 15’ini 3-5 gün içinde yatırıyoruz. Payımızın yüzde 41’i otomatik kesiliyor. Diğer kalan yüzde 59 ile burayı idare etmeye çalışıyoruz. Yine de belli bir rotaya girdiğini söyleyebilirim. Eskisine göre çok daha yönetilebilir durumdayız. Biraz daha zamana ihtiyacımız var.

 Tarım alanıyla ilgili önemli adımlar attınız. 310 bin fidenin dağıtımı ve ahududu üretimi teşvikleri gibi… Bu teşviklerin devamı gelecek mi? Kaçak yapılarla mücadelede özellikle tarım alanlarında nasıl bir yol izliyorsunuz? (Bursada Bugün Yazarı Elif Didem Danacıoğlu)

Özdemir - Nilüfer ilçesinin tarım toprakları çok kıymetli ama insanlar üretimden vazgeçmeye başlamış ve genç nüfus şehirde fabrikalarda işçi olarak çalışıyor. 59-60 yaş ortalamasında bir grup üretim yapmaya devam ediyor. Bir de fabrikadan emekli olup köyüne dönüp orada çalışanlar var. Onların da yaş ortalaması bir hayli yüksek. Bunun bedeni şu; insanlar tarımla geçinme umudunu kaybetmiş. Orada sürdürülebilir bir hayat görmüyorlar. O zaman bunun yeniden sürdürülebilir olduğunu göstermek gerekiyor. Bu açıdan çeşitli çalışmalarımız var. Köylülerimi şu anda örgütlüyorum. Kooperatifleştiriyoruz ve kooperatif üzerinden tüm ürünlerini satın alma güvencesi veriyoruz. Bunların toprak analizlerini yapıyoruz. Hangi toprakta hangi mineral eksik onları biliyoruz. Ne ekecekse ekeceği ürünün hangi minerallere ihtiyaç duyduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla eksikliğine göre nasıl bir takviye yapılması gerektiğini de biliyoruz. Onlara bu açıdan mühendislik desteği ve hizmetleri veriyoruz. Ürettikleri ürünleri kooperatif aracılığıyla alıyoruz. Ama belediye olarak bunları ücretsiz dağıtarak sürdürülebilir kılamam. O kooperatiflerin de tüketim mekanizmasını oluşturuyoruz. Yakında basın toplantısıyla bunu tanıtacağız. Eskiden Bostan marketlerimiz vardı. Belediye mantığı ile çalıştığı için çok var olamıyordu. Belediye 9 gün tatil olduğunda markette 9 gün tatil oluyor. Pazar çalışmıyor. Cumartesi öğlenden sonra kapalı oluyordu. Bir market alışkanlığından daha çok devlet dairesi mantığıyla çalışıyordu. Bu mekanizmaları değiştiren sistemler kuruyoruz. Yerel marketlerimizle görüşüyoruz. Siz üretin, getirin, satamıyorsanız biz satarız diyorlar. İsterseniz marketlerimizde sizlere raflar oluştururuz diyorlar. Biz bunun satış mekanizmalarını oluşturuyoruz, üretimi de sağlamamız lazım. Bu yüzden tarımdaki üretimi yeniden ayağa kaldırmalıyız diyoruz. Biz şunu göstermek istiyoruz; Genç kardeşim 25 -30 bin liraya çalışıyor, senede 300-350 bin lira para alıyor. Bu parayı da zaten aylık harcamalarına yetiştiremiyor. Başka yerde 4 yılda kazandığını burada 1 yılda kazanacağını genç arkadaşımızın önüne fotoğraf olarak koymamız lazım ki o arkadaşımız tekrar buraya geri dönmeyi düşünsün. Bunun çalışmalarını yapıyoruz ama bir taraftan da üretim dışı kalmış tarım alanları var.  Ahududu üretimi bunlardan bir tanesidir. Kadriye Köyümüz yükseklik olarak iyi bir köy. Alaçam’da, Gözede’de, Kestel’in dağ ilçelerinde buradan insanlar geçiniyor. Ahududu için 2 aylık çalışma gerekiyor. 12 aylık çalışma gerektiren durum yok.  Böğürtlen de öyle. Bu topraklarda ahududu ya da böğürtlen neden ekmiyoruz. 2,5-3 dönümlük bir alanda belediye olarak ahududu ektik. Bu yaza yemek için olabilir ama önümüzdeki yaza 2-3 dönümlük bir alanda satış için ne kadar gelir elde edildiğini oradaki köylüye göstereceğiz. Dolayısıyla 2 aylık bir çalışmanın elde ettiği bu geliri köylü görecek ve ekmediği tarlalara ahududu ekmeye başlayacak. Diğer ürünlerde de deniyoruz. İnsanlar burada gelecek görsün ve bu toprakları korusunlar istiyoruz. Binlerce yıldır o insanlar bu topraklara bakıyor, şimdi bunlardan vazgeçerlerse gelecekte onların torunları oralarda hizmetçi olur. Bu yüzden üretimin devam etmesi lazım. Ayrıca gelecekte gıda ve su krizi ile karşı karşıyayız. Bu verimli toprakları burada kaybetmememiz lazım. Bu yüzden buraların korunması lazım. Buraya ciddi şekilde Nilüfer’de göç talebi çok yüksek. 16 ilçedeki nüfus artışından daha fazlası Nilüfer’de oluyor. Dolayısıyla bu nüfus artışının yarattığı konut talebi de var. Bu konut talebine karşılık planlama yapılmazsa kaça doğru gider. İnsanların kırsalda yaşama talebi de çok yüksek bu defa orada üretim dışına kalan o tarlalarımızda iyi paralara satılıyor. O insanlar da orada tarımın dışına çıkmış oluyor. O nedenle bu talebi karşılayacak planlama yapmak lazım. İnsanların buraya gelme gerekçelerini ortadan kaldıracak politikalar üretmek lazım. Kestel’deki bir kadın gelip neden Nilüfer’de vakit geçiriyor. Ya da neden Nilüfer‘de yaşamak istiyor. O zaman buradaki sosyal ortamları buradaki güvenli ortamları eğlence kültür ve sanat ortamlarını şehrin doğusuna da taşımak lazım. Sanayinin de artık burada durması lazım. Doğuda da buna yönelik iş olanaklarını arttırmak lazım, cazibe merkezlerini arttırmak lazım. Bütün özel okulları Nilüfer’e yapmamak lazım. Şehrin doğusunda da özel okullar yapılsın. Bütün iyi hastane ve oteller Nilüfer’de yapılırsa herkes buraya gelmeye devam eder. Bu da tarım alanlarına baskıya devam eder. Bunla mücadele etmeye devam ediyoruz. Gölyazı, Ayvaköy, Fasıllı, Akçalar bölgesinde aynı zamanda turizm yatırımlarını da planlıyoruz. Ayvaköy’ü örnek köy ilan ettik. Orada bütün evler ayva sarısı rengine boyanıyor. Orada çok kıymetli mağara var. İnsanlar oraya yalnız çıkamıyor. Valimizle de bu konuyu görüştük. Orman Bakanlığı’nın bize merdiven yapmamız için izin vermesi gerekiyor. O izinleri alıyoruz. Seyir terası yapacağız. Orada yarı maraton, bisiklet koşuları, karavan, parklarla besleyip meyve sebzecilik ve hayvancılıktan vazgeçmeyip gelir elde etmeye devam edilecek. Hem de turizm gelirleriyle bütçeler daha da fazla olacak.

Göreve gelirken Nilüfer için ‘100 Güldüren Projeler’ demiştiniz. Hizmette bir yılı doldurdunuz. 100 Güldüren Projeleriniz ile bir yıl içerisinde neler yaptınız? Yeni vaatler var mı? Bu projelere yenileri eklendi mi (Nöbetçi Gazete Yayın Kurulu Başkanı Enver Akasoy)

 Özdemir - Yüz güldüren 100 tane proje sunmuştuk. Nilüfer‘e zaten gülmek de yakışıyor. Bizim tabii ki hedeflerimiz var ve bunun üzerinde çalışıyoruz. 5 yılda 5 mahalleye 5 kreş demiştik. İkinci yılın sonunda 4 kreş yapmış oluyoruz. Önümüzdeki yılda 4 kreş daha yapacağız. Biz 5 yılda 5 kreş dedik ama gördük ki Nilüferdeki kadın potansiyeli yüksek. Kadınların beyaz yaka olması, sahada çalışıyor olması, çocuklarına bakım ihtiyacının çok yüksek olduğunu gösterdi. Çocuklara bakmanın bir anlamda kadınların özgürlüğü olarak gördük. Beş yılda beş kreş yerine başarabilirsek 25 kreşe çıkmayı hedefliyoruz. Hedeflerin üstüne çıkacağız. Açtığımız 5 ayrı park var. 5 tane de şu anda yapılıyor. Yazın da bir 5 park daha ilave edeceğiz. Kapalı pazar alanlarının birini açtık. Şimdi 3 tane daha açıyoruz. Bitmek üzere. Şimdi de 150 kişilik kız yurduna başlıyoruz. Sadece 2 ayrı parçaydı bunlar. Plan değişikliklerini yaparak birleştirdik. Şimdi Büyükşehir Meclisi’nde çıkar diye düşünüyorum. Çıktığında o da ruhsatlandırılacak. Kültür Merkezi projemiz vardı. Hala hazineden almış değiliz, almaya çalışıyoruz. Yaklaşık 12 bin metrekarelik inşaat gerektiren proje var. Çalışmalarını yapıyoruz. Kent lokantamızı ve kafemizi açtık. Yeni NİLBER kafelerimizi de açacağız. Nilüfer’in taksi duraklarının hepsini belli bir formata getiriyoruz. Hepsinin açılışlarını yapamadık ama 4-5 tanesi bitti. Moral evimiz var. Baktığımızda 1 yılda beklediğimizden daha iyi bir konuma geldik. 5. yılın sonunda 100 Güldüren Projelerden daha fazlası olur diye düşünüyorum.

 Kreşler için fiyatlar bu kadar uygun tutulurken kaliteyi nasıl koruyacaksınız? (olay.com.tr Editörü Sercan Yavuz)

Özdemir - Yeni açtığımız kreş belediyemizin yanında. Şu anda 7 bin 900 lira. Bursa’nın en ucuz ve en kaliteli kreşi diyebilirim. Özel sektörde fiyatlar ortalama 20-25 bin civarında. Mudanya Belediyemizin Bademli Kreşi 15 bin lira. Gemlik Belediyemizin 12 bin lira. Biz de belediye çalışanlarına yüzde 50 indirim var. Normal vatandaşa 7 bin 900 lira. 16 kişilik 11 sınıfımız mevcut. Her bir sınıfın sınıf öğretmeni, yardımcı öğretmeni, İngilizce Öğretmeni, Resim Öğretmeni, Spor Öğretmeni ve Psikoloğu içinde oluyor. Bursa’nın en kaliteli kreşleri Nilüfer’de olacak. Temel amaç şu; Nilüferlerin parasını yine Nilüferlere hizmet olarak veriyoruz. Kadınların özgürlüğünü Türkiye’nin geleceği olarak görüyoruz. Çocuklara belli bir disiplin veriyoruz, sosyalleşmelerini sağlıyoruz ve gelecekte başarılı olabilmeleri için hazırlık yaptırıyoruz. Bu yüzden kreşler kıymetli. Bu alana bütçe ayırmak Kadın Şehri Nilüfer’e yakışır diye düşünüyoruz. Benim de 8 başkan yardımcımdan 5’i kadındır. Burası kadın şehridir.

İlk hizmet yılınızda çok yapmak isteyip yapamadığınız ya da yetişmeyen bir projeniz var mı? İkinci yılda sizi en önemli motive eden projeniz hangisi olacak? (gundembursa.com Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Akhan)

Özdemir - Bunu yapayım deyip geciktirdiğim bir proje yok. Birinci yıl içinde bu büyük projeleri bitireceğimden daha öte bir bakış açım vardı. O yüzden şunu yapamadım diyemem. Yapmayı istediğim kültür merkezi, tiyatro merkezi projelerini bir an önde bitirmek isterim. Kız Yurdu’nun temelini atacağız. Ayrıca 450 kişilik kız ve erkek yurdu projemiz var. Bunun temelini bir an önce atmak isterim. Kendi dönemimde bitireceğim buna inanıyorum. Bunlar öncelikli projelerimiz. Diğer sosyal projelerimiz çok fazla. Müjdat Gezen Kültür Merkezi için güçlendirmek ihtiyacı doğdu. Güçlendirme ihtiyacı ile yeniden yapma ihtiyacını yan yana koyduğumuzda yeniden yapmaya yakın bir maliyeti var. O bina biraz sıkışıp kaldı. Başarabilirsek onu ön tarafa almak istiyoruz. Orada müzik parkımız var. Alanımız çok geniş değil ama başarabilirsek büyüterek yeni bir yaşam alanı oluşturmak istiyoruz. Anadolu Arastası için yeniden Büyükşehir ile protokol yapıyoruz. Meclis’ten de geçti. Yetkilerimizi aldık ama henüz protokolü imzalayamadık. 81 ildeki örnek evin modellerinin yapıldığı bir yer. Çok kıymetli bir proje. Nilüferdeki sosyal kültürel dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar her zaman büyük bir hızla devam ediyor. Yapılmış olarak Bizim Ev ve Bizim Bahçe projemiz var. Özellikle dezavantajlı gruplara her türlü eğitimler veriliyor. Bizim Bahçe’de o çocuklar ve aileleriyle toplanıp piknik yaptık. Orada 7 tane bungalov evimiz var. Her hafta yedi engelli ailesine orada tatil yaptırmaya çalışıyoruz. Bu konuda Nilüfer Belediyesi’nin ciddi çalışmaları var. Bursa’nın bütün tekerlekli sandalyelerinin tamirlerini Nilüfer Belediyesi yapıyor. Sokak hayvanlarına yönelik yaklaşımımız olsun, dezavantajlı gruplara yönelik yaklaşımımız olsun, çocuklara yönelik yaklaşımımız, kadınlara yönelik yaklaşımımız ile Nilüfer apayrı bir kent. Nilüferli olmak apayrı bir şey. Nilüferli olmak doğaya, çevreye, insana saygılı olmak, hayvanlara saygılı olmak, yere çöpe atmamak, trafikte kırmızı ışıkta geçmemek, yayaya öncelik tanımak gibi birtakım değerleri de üzerinde taşıyor diye düşünüyoruz. Böyle bir kentin başkanı olmakta benim için çok keyifli bir şey.

 Belediye Başkanı olmadan önce siyasetin içerisindeydiniz. Beklentileriniz nasıl çıktı? Belediye başkanı olmak, il başkanı olmak, dışarıdan herhangi bir kurumun başında olmak ya da kendi kurumunuzun patronu olmak arasındaki fark nedir? (ogaste.com Genel Yayın Yönetmeni Cennet Cankılıç)

 Özdemir - Ben 89 yılında Yıldırım ilçe yöneticisiydim. Sonra il yöneticilikleri, il başkanlıkları gibi çeşitli görevler yaptık. Bu Cumhuriyet bizi yetiştirmiş, ben bir köylü çocuğu olarak gelip kentte para kazanmışım, üniversite okumuşum. Hep bu Cumhuriyet’in olanaklarıyla okumuşum. Bu Cumhuriyet’e borcumuz var. Bu yüzden zaman zaman sosyal sorumluluklar alıyoruz. Derneklerde, odalarda çeşitli partilerde her zaman görev alıyoruz. 2015 yılına kadar hiçbir zaman belediye meclis üyesi aday adayı olmadım. Milletvekili aday adayı da olmadı. Daha iyi bir Türkiye’de, demokratik, çağdaş, adil, hak hukuk düzeni yerinde modern bir ülke olsun, Avrupa’nın da değerlerini taşıyan, üretim standartlarından demokrasi standartlarına kadar o değeri elde etmiş bir ülke olsun mücadelesi diye baktım. İşimizi yapıyoruz ve partilerde, derneklerde görevler yapıyoruz. Mesleki örgütlenmelerde ilk örgütlenmeleri yapanlardanım. Çoğunun kurucusuyum. Çoğunda görev aldım. Dolayısıyla benim için belediye başkanı ya da milletvekili olmak ana hedef değildir. Demokratik bir Türkiye’dir ana hedef olan. 2015 yılında ilk defa milletvekili aday adayı oldum. Ön seçimde 14. oldum. Seçilme ihtimali garanti olanlardan daha fazla çalıştım. Siyasal inancı olan bir insanım. 14. sırada seçilme çalışması yapmıyorum. Benim önümdeki birçok arkadaşımız kimse oralara gelmedi. Seçimler iptal oldu ve tekrar seçime gidildi. Yine bana 14. sıra için aday olacak dediler. Gidip aday oldum. Çünkü idealleri, hayalleri olan insanım. Daha iyi ülke için mücadele eden insanım. Yoksa 14. sıra için param çok para vereyim demedim. Yine o seçimin sonuna kadar da tam zamanlı çalıştım. Belediye başkanı adayı olmayı düşünmedim. Mustafa Bozbey ile birçok çalışma yapmıştık. Bir belediyenin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda fikrim vardı. Nilüfer Belediyesini de tanıyordum. Çok yabancılık çektim diyemem ama beklediğimden daha dağınık buldum. Beklediğimden daha zorlu oldu. Her şey iyi olsaydı zaten belediye başkanı olmazdım.

Bursaspor şampiyon oldu. Sizde çok destekliyorsunuz. Bu sene ile ilgili neler söylemek istersiniz? (Sosyal TV Genel Yayın Yönetmeni Enhar Güneş)

 Özdemir - Bizim çocukluğumuz Bursaspor ile geçti. O zaman bu kadar televizyon yayınları telefon vs yoktu. Biz Atatürk Stadın’a Balıkesir’e ve Eskişehir’e maça gidiyorduk. Ulaşım da bu kadar kolay değildi. Bizim için Bursaspor’un başka anlamları var. Şehirde bir bütünleşme oldu. Şehirci desteği zaten çok kuvvetli. Herkes bir şekilde Bursaspor’un etrafında toplandı. Ben hala belediye başkanı iken Bursaspor’un Süper Lig’de oynayacağını düşünüyorum. Bizim desteğimiz de var elbet. Birçok alanda Bursaspor’a destek veriyoruz vermeye de devam edeceğiz.