MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. 

Bahçeli, "Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Ülkemiz dünyada faiz oranının yüksekliği açısından Avrupa'nın zirvesindedir. Bize göre hükümetin faiz politikası doğrudur. Özerk ve bağımsız kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir kararı verende siyaset olmalıdır" dedi. 

Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 
 
"Siyasette günü kurtarma telaşına bugüne kadar hiç kapılmadık. Ne istiyorsak milletimiz için istedik. Sırasıyla üç hedefimiz vardır, gerçekleşecek, ulaşılacak ve nihai hedef. MHP, 52 uzun yıldır zorlu dönemlerde mücadele etmiş bir siyaset mektebi bir inanç akımıdır. 

Türkiye üzerindeki stratejik oyunların farkındayız. Millet birliğini bozan yalnızca inançta, dilde bozulma değil, hangi hakları isteyeceği konusunda yaşanan tereddütlerdir. İnsanın maruz kaldığı her sorun siyasetimizin ilgi alanına girmek zorundadır.  

30 Ekim'den şimdiye kadar 55 ilimizi ziyaret ettik. Verdiğimiz bir selamla bin kalbe girdik. Deva olacağımızın sözünü verdik. Hızımızı daha da arttıracağız. Dedikodular bizleri yıldıramaz. Bizim tarafımız millettir, demokrasidir, mağdurlardır, gariplerdir, tüyü bitmemiş yetimlerdir.  

"ATANAMAYAN ÖĞRETMEN SORUNUNA NEŞTER VURULMALIDIR" 
 
Öğretmen köklü nesillerin mimarıdır. Öğretmen bir şahıstan şahsiyet çıkaran, hamlığı olgunlaştıran sanatkarlardır. Yarın öğretmenler gününü kutlayacağız. Sorunlarını samimiyetle ele almak, empatiyle onları anlamak, beklentilerini karşılamak durumundayız. Elbette yılın sadece bir gününe sıkıştırıp o gün hatırlamak doğru olmaz. Öğretmenler eğitim sisteminin en temel öğesidir. Sonsuz öğretmen sorunsuz eğitim ve öğretim demektir. Kirasını nasıl ödeyeceğini, borç yükünün altından nasıl kalkacağını düşünen öğretmenin başarılı olması mümkün değildir. Geleceğimizden tasarruf edemeyeceğimize göre hiçbir hakkı esirgeyemeyiz. Atanamayan öğretmenler konusuna neşter vurulmalı ve artık ortadan kaldırılmalıdır. 

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ 

Türkiye'ye karşı nerede bir cephe açılmışsa CHP'sinden diğer marjinal partilerine kadar hepsi içindedir. Hırslarına, küçük hedeflerine yenilmiş zillet partilerinin iflah olmak meseleleri vardır. Kılıçdaroğlu geçen hafta bir Yunan gazetesine demeç vermiş. 'İktidara geldiğimizde Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız. Neden savaşıyoruz' demiş. Terör örgütlerine evet diyen bir zihniyetin savaştan kastettiği nedir? 7 ayda Pençe harekatlarında 700 teröristin etkisiz hale getirilmesi mi rahatsız etmiştir. Türkiye düşmanlarıyla kucaklaşmak maksadıyla hellalleşme sayfası açan Kılıçdaroğlu'nun dilinin altındaki bakla nedir? Bir kez daha yanlışa gömülmüştür. Bu partinin bir grup başkanvekili televizyona çıkmış HDP'nin terörle ilişkisini görmedim demiştir-. PKK ile HDP'nin iki madalyonun kanlı yüzü olduğunu cümle alem gördü de bir siz mi görmediniz. Demirtaş'ın niye tutuklu olduğunu ben söyleyeyim. Teröristin ve kuyumuzu kazmak isteyen Sorosçuların yeri orasıdır. Kılıçdaroğlu'nun iktidarımızda başörtülü bakan olacak sözleri de istismardır. Siz başörtülü bakanı konuşmaktan önce ikna odalarında eziyet ettiğiniz gencecik kızlarımızın hesabını verin.  

SİYASETTE YÜZDE 50+1 TARTIŞMASI 

Cumhurbaşkanının iki turlu seçimle doğrudan halk tarafından ve yüzde 50+1 oyla seçilme kuralı anayasa değişikliği ile kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilince de bu değiştirilmemiştir. Bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemini kötüleyecektir. Milli birlik ve bütünlük için bu güçlü yönü savunmak yerine yüzde 40 oranı dillendirmek iyi niyetli sayılamayacaktır.  

Siyaseti ekonomiden ekonomiyi siyasetten ayrı göremeyiz. Ekonomi sadece ekonomi olmaktan çıkmış pek çok değişkenin tesiri altına girmiş baskı aracına dönüşmesi de kaçınılmaz hale gelmiştir. Türkiye ya para baronlarının sözü geçecek içeriden dışarıya kaynak transferi yoğunlaşacak ya da böyle gelse de gitmeyecektir. İnsanlarımızı faiz, kur, enflasyon sarmalına hapsetmek isteyenlere fırsat vermemek herkesin ortak sorumluluğudur. Küresel enflasyon hızlı tırmanış halindedir. Kısa vadeli faiz oranını enflasyon oranındaki artış kadar artırmak veya azaltmaktır. Esnek kur sisteminde döviz kurunun değeri piyasa şartlarından belirlenmektedir. Döviz kurunun belirlenmesinde enflasyonun kuru düşürücü etkisi yüksek faizin etkisinden fazladır. Yüksek faiz finansman maliyetlerini artırdığı için yatırım kararlarını ertelediği için işsizliği ve yoksulluğu artırır. Ya enflasyon artışına faizi yükselterek tepki vereceğiz, ya da yüksek faiz politikasından vazgeçerek üretim kanalını esas alan politikaya geçeceğiz. İkincisi seçenek olan yüksek faiz politikasından kademeli vazgeçmek ithal bağımlılığını gündeme almayı ve bununla kıran kırana mücadele etmeyi gerektirmektedir. Türkiye bir bedel ödeyecekse bunu üretim yapısını değiştirmek ve geliştirmek için göze alacaktır.  

"ÖZERK VE BAĞIMSIZ KURUMLAR MİLLİ İRADENİN ÜZERİNDE OLAMAZ" 
 
Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Ülkemiz dünyada faiz oranının yüksekliği açısından Avrupa'nın zirvesindedir. Bize göre hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak kötü niyetliliktir. Geldiğimiz bu aşamada yeni yönetim sistemi kapsamında Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunu tartışmaya açmak hem demokrasi hem milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisinin oyunlarıyla daha fazla mesafe alamayız. Özerk ve bağımsız kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir kararı verende siyaset olmalıdır. 

Ekonomiden anlamayan cahillerin tek söylediği erken seçimdir. Tekrar söylüyorum erken seçim filan yoktur. Döviz operasyonların boşunadır, faiz kulisi yapanların çabası beyhudedir. Vatandaşlarımızın ricam biraz sabretmeleridir.