Ticari alacak sigortasında dünya lideri Allianz Trade, 2025 yılının son Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımladı. Raporda küresel ekonominin güçlü seyrini koruduğu vurgulanırken, küresel GSYİH büyümesinin 2025’te yüzde 3 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Küresel büyümenin 2026’da yüzde 2,9’a, 2027’de ise yüzde 2,8’e gerileyeceği tahmin ediliyor.
Rapora göre, ABD ve Çin ekonomilerinde 2025’te görülen güçlü büyüme ivmesinin 2026 yılında da devam etmesi bekleniyor. Küresel ekonomideki bu görünüm, belirsizliklere rağmen büyümenin sürdüğüne işaret ediyor.
ABD ekonomisinde büyüme tahminleri yukarı revize edildi
2025 yılı son çeyrek raporunda ABD ekonomisinde büyümenin iki farklı hızda ilerlediği belirtilirken, ticaret savaşlarının büyüme üzerindeki olumsuz etkisinin azaldığına dikkat çekiliyor. Allianz Trade ekonomistleri, ticaret savaşlarının 2025 yılı büyümesine etkisinin eksi 0,6 puanla ilk beklentilerden daha sınırlı kalacağını öngörüyor.
Tüketim harcamalarının beklenenden daha dirençli seyretmesi, kredi koşullarındaki görece iyileşme ve yapay zekânın ekonomik faaliyet üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle ABD için 2026 büyüme tahmini yüzde 2,5 seviyesine yükseltildi.
Türkiye’de iç talep canlılığını koruyor
Raporda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelere de yer verildi. Buna göre Türkiye’nin 2025 yılında yüzde 3,4, 2026’da yüzde 3,5 ve 2027’de yüzde 3,8 oranında büyümesi bekleniyor. Bu görünüm, iç talep ve ekonomik aktivitenin canlılığını koruduğuna işaret ederken, Türkiye’nin büyüme performansının potansiyeline yakın seyrettiği vurgulanıyor.
Öte yandan Türkiye’de enflasyonun 2025’te yüzde 35 seviyesinde gerçekleşmesi, ardından kademeli bir düşüşle 2026’da yüzde 25,1’e ve 2027’de yüzde 15,7’ye gerilemesi öngörülüyor.
Gelişmekte olan piyasalar direnç gösteriyor
Raporda gelişmekte olan piyasaların küresel dalgalanmalara karşı genel olarak dirençli bir görünüm sergilediği ifade ediliyor. Bu ülkelerin, gelişmiş ekonomilere kıyasla daha olumlu bir ekonomik döngüden yararlandığı ve çoğunun sağlam dış pozisyonlarını koruduğu belirtiliyor.
ABD dolarındaki değer kaybı ve ABD Merkez Bankası’nın gevşeme döngüsünün, birçok gelişmekte olan ülkenin merkez bankasına 2025 yılında beklenenden daha fazla faiz indirimi alanı sağladığı kaydediliyor. Ancak Hindistan, Endonezya, Romanya, Rusya ve Tayvan gibi bazı ülkelerde büyüme ivmesinin zayıflayabileceğine dikkat çekiliyor. Arjantin, Şili, Kolombiya, Endonezya, Filipinler, Romanya ve Türkiye gibi ülkelerde cari açıkların genişlemeye devam ettiği, Suudi Arabistan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’da ise fazlaların açığa döndüğü vurgulanıyor.
Risklere karşı uyarı
Raporda kurumsal, jeopolitik ve finansal risklere karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor. Merkez bankalarının bağımsızlığına yönelik baskılar, korumacı politikalar ve seçim sonuçlarının yol açabileceği politika değişiklikleri öne çıkan riskler arasında yer alıyor. Jeopolitik gerilimlerin yarattığı belirsizlikler ve ulusal güvenlik öncelikleri de küresel volatiliteyi artırabilecek unsurlar olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca 2026 boyunca artması beklenen finansal riskler arasında yapay zekâ kaynaklı hisse senedi piyasası düzeltmeleri, dolarizasyon baskıları, özel kredi piyasalarında türbülans ve kamu borcunun sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler bulunuyor.
Kaynak: BÜLTEN
