Çarşamba semtinin adeta kurtarılmış bölge haline getirilmek istendiğini belirten İYİ Parti'den Bursa Milletvekili seçilen Selçuk Türkoğlu şunları söyledi:

"Mağdur esnafımız Hüseyin Yaman'la kendisini ziyaret etmek istediğimi söyleyerek görüştüm. Bursa'yı terk etmek zorunda kaldığını ve Adana üzerinden Adıyaman'a gitmekte olduğunu söyledi. 3-5 kişi dükkanına gelip yemek istemişler, kalmadığını söyleyince söylenerek gidip, kısa bir süre sonra daha kabalık gelip dükkanı taşlamaya başlamışlar, taşlar kendisine de isabet etmiş. Aynı gün dükkanını satıp; buralarda artık iş de tutamam, yaşayamam da diyerek Bursa'yı terk ettiğini söyledi.

Bu olay bir kez saha göstermiştir ki, sığınmacılar meselesi, ülkemizin bir numaralı sorunu haline gelmiştir. Konu, sessiz işgal ya da gizli işgal tanımlamalarını da çoktan aşmış, atalarımızın canıyla kanıyla elde ettiği vatanımızın neredeyse açık işgaline dönüşmüştür.

Hepimizin gözü önünde ülkemizin nüfus yapısı bilinçli bir politika ile değiştirilmektedir. Pek çok şehrimiz gibi Bursa da artık ayan beyan belli olan bu işgal politikasının kurbanı olmaktadır.

Sayıları sadece Bursa'da 300 bin mi 400 bin mi olmuş, kimselerin bilmediği sığınmacılar, giderek yerleşik düzene geçmişler 'kalıcı vatandaş' statüsünde yaşamaya başlamışlardır.

Bulundukları yerde kısa zamanda gettolaşmışlar, bu ülkenin öz evlatlarını korkutup yıldırarak, doğup büyüdükleri mahallelerinden uzaklaşmalarına sebep olmaktadırlar. Böylece kendi aralarında örgütlenerek gruplar halinde dolaşıp, taciz ve saldırılarla adeta bölgedeki hakimiyetlerini ilan etmektedirler. Bulundukları çevreye korku salma amaçlı bu saldırılardan birini de önceki gün Çarşamba semtinde 15 yıldır çiğ köfte ve döner dükkanı işleten bir esnaf vatandaşımıza yapmışlardır.

Yıllardır ekmeğini kazandığı dükkanını terketme noktasına gelen vatandaşımız gibi onlarca insanımız yıldırılmış, sindirilmiş, evini barkını terketmek zorunda bırakılmıştır. Sonrasında da terk ettiği evi ya da dükkanı sığınmacılar  tarafından işgal edilmektedir.

Buradan bir kez daha uyarıyoruz. Bu olay ne ilktir, ne de son olacaktır. Sığınmacılar için Avrupa'nın güvencesi olma uğruna adeta cennet haline getirilmek istenen ülkemiz, kendi öz vatandaşımız için adeta cehenneme çevrilmektedir.

Vatanımızın selameti için tek çözüm, bu insanların artık savaş riskinin de ortadan yavaş yavaş kalktığı, hayatın giderek normale döndüğü kendi ülkelerine, doğup büyüdükleri öz topraklarına bir şekilde döndürülmelerini sağlanmaktır. Başka da yolu yoktur."