Kuş türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya! Üstelik bunların arasında insanlarla iç içe yaşayan ve sıklıkla görmeye aşina olduğumuz türler de bulunuyor. Zengin bir kuş çeşitliliğine sahip olmasının yanı sıra göç yolları üzerinde de bulunan Türkiye, bu tehdidi yaşayan ülkelerden biri. Yapılan araştırmalar, oldukça karamsar bir tablo çiziyor.

TÜRKİYE'DE DE TEHLİKE BÜYÜK

Avrupa'da kuşların hareketliliğini gözlemlemek üzere kurulmuş olan Avrupa Kuşları Kırmızı Listesi, geçtiğimiz günlerde güncellendi. Listeden çıkan sonuç ise canlı çeşitliliği açısından kırmızı alarm veriyor. Kıtadaki tüm kuşların hareketlerini ve yaşam alanlarını inceleyen araştırmaya göre, Avrupa genelindeki her 5 kuştan 1'i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yüksek riskli olarak değerlendirilen bu durum, Türkiye için de geçerli.

Kuşların iki önemli göç yolu üzerinde bulunan Türkiye'de, şu ana kadar tespit edilebilmiş 491 tür yaşıyor. Kuş türleri bakımından zengin bir coğrafya olan Türkiye, pek çok türün de en çok ya da tek yaşadığı bölge olma özelliğine sahip.

Bununla birlikte Türkiye'deki kuş türleri de tıpkı Avrupa'dakine benzer bir biçimde yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Üstelik bunların arasında kent yaşamında da görmeye alışkın olduğumuz kuş türleri bulunuyor. Araştırmalara göre, Türkiye'deki 491 kuş türünden 52'si yok olma tehlikesi altında.

TÜRKİYE'DEKİ KUŞLARIN GÖÇ ROTALARI

Peki, yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan ve en önemli göç yolları üzerinde bulunan Türkiye'de bu canlıların izlediği rotalar neresi? Kuşların kitlesel göç rotalarının en önemli iki tanesi, Türkiye sınırları içerisinden geçiyor. Avrupa'dan gelen özellikle yırtıcı kuş türleri olan kartal ve şahinlerin yanı sıra leylekler güneye doğru gerçekleştirdikleri yolculuklarında İstanbul'da mola veriyor. Boğaziçi sırtlarında bu uzun yolculukları süresince dinlenen kuşlar, fotoğrafçılar ve gözlemcilerin de ilgi odağı oluyor.

BOĞAZİÇİ BİR KUŞ CENNETİ

Boğaziçi'nin ormanlık ve tepelik alanlarında dinlenen bu kuş türleri sonrasında Anadolu'yu kat ederek Hatay'a kadar ulaşıyor. Bu kuşların ağırlıklı olarak göç dönemleri bahar aylarına denk geliyor.Türkiye'nin bir diğer önemli göç rotası ise İstanbul'un yüzlerce kilometre uzağındaki Artvin'de.

Doğu Avrupa, Kuzey Avrupa ve Orta Asya'dan gelen yüzlerce çeşit kuşun dinlenme noktası olan Artvin'de özellikle Borçka ilçesi bu yönüyle oldukça ünlü. Yüzlerce kilometreyi havada süzülerek kat eden onlarca farklı türdeki kuş, Artvin'deki molalarının ardından yolculuklarına tıpkı İstanbul'dan yola çıkan kuşlar gibi Hatay ve Gaziantep yönüne doğru devam ediyor.

Leylek, güvercin, kırlangıç, kartal, pelikan gibi çok sayıda kuş, Avrupa ve Asya'dan Afrika'ya doğru gerçekleştirdikleri bu göç yolculuğunda Türkiye'de çok sayıda alanda dinlendikleri gibi önemli sayıda kuş nüfusu da yurdun farklı yerlerinde yaşıyor.

KÜLTÜRÜMÜZDE ÇOK BÜYÜK BİR YERE SAHİP

Edebiyattan şiire, müzikten süsleme sanatlarına kadar hayatımızın her alanında yer bulan kuş türleri ne yazık ki son dönemde yok olmanın eşiğinde. Üstelik bu tehlikeyi yaşayan türler arasında bazılarının durumu da oldukça kritik. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Kuş Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (KUŞMER) - Merkez Müdürü ve Öğretim Üyesi Dr. Emrah Çelik, durumun vahametini şu sözlerle ifade ediyor: “Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN 2021), yaklaşık 38 bin 500 tür yok olması ile karşı karşıya olduğu ve bu, tüm değerlendirilen türlerin yüzde 28’ni oluşturduğunu rapor etmiştir.”

Dünya üzerinde 11 bin 237 kuş türünün yaşadığını ifade eden Dr. Emrah Çelik, bunun yüzde 14’üne tekabül eden bin 573 türünün ise çeşitli kategorilerde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Durumun Türkiye için de geçerli olduğunu vurgulayan Emrah Çelik, Türkiye’de 491 kuş türünün yaşadığının ve bunun da 52’sinin tehdit altında olduğunu belirtti.

KUĞU, KAZ VE ÖRDEK TEHLİKE ALTINDA

Türkiye’de yaşayan kuş türlerinden 28’inin soyunun küresel ölçekte yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu açıklayan Çelik, 24 tür için ise tehlike çanlarının çalmaya başlayabileceğini vurguladı. Açıklamalarına devam eden Emrah Çelik, yakın bir gelecekte kuğu, kaz, ördek, yırtıcı ve kıyı kuşlarının da yok olma tehlikesi yaşayabileceği uyarısında bulundu.

'SULAK ALANLARIN KORUNMASI ÇOK ÖNEMLİ'

Kuş türlerinin korunması noktasında ne gibi adımların atılması gerektiğine yönelik sorumuzu cevaplandıran Dr. Emrah Çelik, habitat kaybına vurgu yaptı. Sucul kuşların yaşamlarını sürdürebilmeleri için sucul bir ekosisteme bağlı olduklarını hatırlatan Çelik, karada yaşayan kuşlar için de bu kaynakların hayati olduğunu hatırlattı.

Sulak alanlarda ya da sulak alanlarla bağlantılı yaşam alanlarında yaşanacak her türlü bozulmanın kuş türlerini olumsuz etkileyeceğini ifade eden Emrah Çelik, habitatın önemine dikkat çekti.

Yaşam alanları yanı habitattaki bozulmanın yanı sıra kaçak avcılık ve bazı tarımsal faaliyetlerin de kuş türlerinin yaşamına tehdit oluşturduğunu belirten Emrah Çelik, alınması gereken önlemler konusunda da maddeler sıraladı. 

Tehlikede olan türlerin iyi tanınması ve etkin korumaya yönelik planlamaların yapılması gerektiğini vurgulayan Çelik, kuş popülasyonunun dinamiklerinin de hesaplanması gerektiğini savunuyor. “Canlıyı korumanın en etkin yolunun yaşadığı habitatı korumak” olduğunu da sözlerine ekleyen Emrah Çelik, bu düşünceyle yola çıkarak suya bağımlı olan kuşların yaşam alanı olan bu sulak alanların da mutlak suretle korunması dışında bir seçeneğin olmadığını belirtti.