Bursa’da;

Her yerel seçim arifesinde gündeme gelen ve belediye başkan adaylarının söylemleri arasında bulunan bir projeydi “Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi” projesi.

Ulucami ve çevresindeki değerlerin ortaya çıkarılmasının amaçlandığı bu büyük projenin hayata geçirilmesi adımı, bu dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a nasip oldu.

Bir nevi;
Diğer geçmiş dönemlerin aksine, Başkan Aktaş
seçim vaadini tutan da siyasi oldu.

Önce büyük bir kararlılıkla kısmi kamulaştırmalar yapıldı.

Ardından;

Siyasi gücün de etkisiyle konu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a iletildi ve Erdoğan Bursa’nın tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi projesinin hayata geçirilmesi için ‘acele kamulaştırma’ kararını imzaladı.

Karar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Büyükşehir Belediyesi’nin devamındaki yıkımlarıyla da kısa sürede Ulucami ve çevresindeki çarşıların silüeti görünmeye başladı.

Ve;
Yılların hayali gerçek olmaya başladı.

Başkan Aktaş;

Görevi süresi içinde bu projeyi Bursa’ya ve Türk turizmine kazandırmak için inançlı.

Sadece;

Böylesine önemli bir projeyi baltalayan bir pürüz vardı ki, o da artık geri dönüşü olmayacak şekilde devreye girdi.

Malum.

Fomara Meydanı olarak bilinen 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda Bursa İl Müftülüğü’nün bir yapısı vardı.

Yine hatırlanacaktır.

Büyükşehir Belediyesi’nin geçmiş yönetimi, 2015 yılında bu yere karşılık Yalova Yolu üzerinde yakın çevre yolu ile kesişen kavşakta 15.5 dönümlük yer tahsisi yaptı.

Ardından;

Yalova Yolu’ndaki Bursa Müftülüğü Kompleksi 2017 yılında tamamlandı.

Bu kompleks öylesine büyük yapıldı ki, Türkiye’deki en kapsamlı Müftülük binası oldu.

Yer o kadar büyüktü ki, müftülük’ün tüm hizmet gereksinimleri karşılayacak şekilde inşa edilen binanın içinde 800 kişilik konferans salonunun yanı sıra yanına da 3 bin kişilik bir cami de yapıldı.

İşte;
Yine konu hafızalarda ki, hazır
Büyükşehir Belediyesi, Çarşı ve Hanlar Projesi’ni hayata geçirmek üzere adım atarken Fomara’da bulunan Müftülük’ün bu eski yapısı için şehirden genel bir istek geldi.

O da;

Müftülük için hazır yeni bir kompleks inşa edilmişken, Hanlar Bölgesi’nin girişini oluşturan ve Ulucami’nin de önünü açan bu yerin 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’na dahil edilmesi istendi.

Ne var ki;

Müftülük, şehrin tüm çağrılarına kayıtsız kaldı ve boşalttıkları bu eski yapıyı Bursa’ya, Bursalılar’a vermedi, adeta direndi.

İşin doğrusu;

Başta iktidar partisi yöneticileri de seslerini çıkaramadılar, tıpkı bu konuda o dönemde yorum yapmaktan köşe bucak kaçan milletvekilleri gibi.

Başkan Aktaş’ı adeta yalnız bıraktılar.

Oysa;
Siyasi irade o zaman dirayetli davransa ve o eski bina hazır da yıkılmışken meydana dahil edilecek ve daha
Kent Meydanı’ndan itibaren Ulucami ve çevresi görülebilecekti.

İşte;
Siyasi iradenin suskunluğu sonucu tamamen inatlaşmayla kalan meydandaki o 3 katlı Bursa Müftülüğü ek hizmet binası önceki gün
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katılımıyla yenilerek hizmete sokuldu.

Oysa;

Bu binada bulunacak Gençlik Merkezi, Diyanet Yayın Evi, kafe, hac ve umre irtibat bürosu için Yalova Yolu’ndaki devasa komplekste fazlasıyla yer vardı.

Üstelik;

Aradaki mesafede sadece 4.5 kilometreydi ki, toplu ve özel ulaşımla rahatlıkla ulaşılabilecek bir noktaydı.

Şimdi o bina resmen açılarak hizmete girdi ve meydan genişlemediği için Ulucami’nin önünün açılması da artık mümkün olmayacak hale geldi.

Ve Bursa;

Şehir olarak çok çok büyük bir fırsatı kaçırdı.

Bir tarafta bir şeyler yapmaya gayret edilirken, bir tarafta ise ‘dediğim dedik’ mantığıyla hareket edildi ki, bunun en iyi örneği Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın, koca kompleks varken ve hiç de gereği yokken açtığı bu bina oldu.

Keşke;
İktidar partisinin parlamenterleri zamanında sessiz kalmayıp Ankara’da lobi yapsaydı da,
Cumhurbaşkanlığı destekli Büyükşehir Belediyesi’nin bu tarihi projesi göz göre baltalanmasaydı.

Gerçekten yazık oldu.