Bazı zamanlar;
“Burası Türkiye” sözü boşuna söylenmiyor.

Kuralsızlık, yasa tanımazlık, bencillik ve bazen ahlaksızlık, kişinin/kişilerin yaşam tarzı olabiliyor.

Türkiye gerçekten bir kurallar ülkesi olsa, şu pandemi belasını belki çok önce de atlatabilirdik ama bir türlü aydınlanamayan sorunlu zihniyet tüm toplumu olumsuz etkiliyor.

Mesela…

Bugün;

Saat 13.32 itibariyle Türkiye genelinde aşı olanların sayısı 68 milyon 237 bindi.

Ne var ki;

Bu sayının henüz 24 milyon 203 bini, ikinci doz aşısını oldu ki, hala dahi ikinci doz aşıyı olup olmamakta tereddüt yaşayanlar görülüyor.

Ne yazık ki;
Bursa’da da benzer bir durum yaşanıyor.

Şu ana değin kent genelinde 2 milyon 618 bin kişiye aşı yapılmış gibi görünse de ikinci doz aşısını olanların sayısı henüz 936 bin.

Yani kentin neredeyse üçte biri bile daha ikinci doz aşısını olmadı.

Bir sıkıntı olduğu açık.

Fakat bu aşı olmayanlar nedeniyle günde 5 binlere düşen vaka sayısı adeta hortladı ve 17 binlere dayandı.

Rakamlar, eski önlemlere dönüş yolunda adeta alarm veriyor.

Daha önce de bu sütunlardan aktardık.

HES kodu yerine artık aşı kartının kullanılması gerekiyor.

Bursa keşke İl Hıfzısıhha Kurulu aracılığıyla lokal bölgelerde uygulanacak şekilde tüm Türkiye’ye öncülük yapabilen bir il olabilseydi ama olamadı.

Şu;
Yakında uygulanması beklenen aşı kartı ile kapalı yerlere giriş uygulamasıyla ilgili bugün çok ilginç bir şey duyduk.

Doğrusu kulaklarımıza inanamadık ‘yok artık, daha neler’ dedik.

Hatta;

Bu iddiayı aktaran bir STK başkanı, hastane adı da verdi Bursa’dan.

İddia korkunç, inanmak istemedik.

Malum;
Yurt dışına çıkmak için aşı kartı isteniyor karşı taraftan.

Güya;

Israrla aşı olmayanlar ama yurt dışında da işleri olanlar, bahsedilen bu hastaneye giderek aşılarını vücutlarına enjekte ettirmeden vurulmuş gibi işlem yaptırıyorlarmış.

Böylece de aşı kartlarını alıyorlarmış.

İddia böyle.

Ama böyle bir işlem için organize bir işlem gerekiyor, yani aşıyı enjekte edenlerin de bu işin içinde olması gerekiyor ki, biraz tuhaf bir durum ve iddia.

Ama bu iddiayı aktaran da Bursa’da hayli tanınmış bir sivil toplum kuruluşu başkanı.

İddiasını anlattığında;
Biz de inanamıyoruz hastane içinden bize gelen bu duyumlara, insanlar nasıl böyle bencil olabilir, nasıl başkalarının hayatını tehlikeyle atabilir” deyip duruyordu.

İddia gerçekten vahim.

Umarız ki böyle bir şey yoktur.

Hele ki adı geçen bölümdeki sağlık çalışanlarının böylesine tehlikeli ve de yasak bir işe gireceklerine ihtimal dahi vermek istemiyoruz.

Sonuçta;

Bilime aykırı neden ve iddialarla aşı olmaktan kaçınanlar büyük bir yanlışın içindeler ki, tek çare HES kodu yerine aşı kartının ibrası görünüyor.

Yoksa;

Cehalet böylesine ölümcül bir hastalıkta bile sınır tanımıyor ki inanılacak gibi değil.

Tabi bir de;

Kent yöneticilerinin halkı bilinçlendirme konusunda sıkça öncü olmaları gerekiyor.

Mesela;
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son Diyarbakır gezisinde, aşı vurulma oranının düşüklüğüne dair uyarısı üzerine Vali Münir Karaloğlu çok iyi bir iş çıkardı.

Bursa’nın da unutulmaz ve aranan Valileri’nden olan Karaloğlu, bir süredir kent halkına uyarılar yapıp, kulaktan dolma bilgilere itimat edilmemesi yönünde bizzat telkinlerde bulunuyordu mahalle mahalle.

Sonunda amacına kısmen de olsa ulaştı Vali Karaloğlu.

Mesela;

Bugüne değin Diyarbakır’da günlük en yüksek aşı sayısı olan 15 bin rakamı, bu olağanüstü çabalarla günlük 25 bin doza dayandı ve kırmızı renkli “çok yüksek risk” grubundan sıyrılma yolunda önemli bir adım atıldı.

Umarız Bursa çok daha iyisini başarır da, halen bulunduğu sarı renkli “orta risk” grubundan, mavi renkli “düşük risk” grubuna geçer bir an önce.