Aslında yazının başlığı ‘İki doz aşı olana karantina yok... Vallahi yok!’ olacaktı...

Ama ben yazıyı yayına vereceğim sırada Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, ‘Temaslı Takibi, Salgın Yönetimi, Evde Hasta İzlenimi ve Filyasyon Rehberi'ni yeniden güncelledi ve iki doz aşı olanların temaslı olarak karantinaya alınacağını, 10 güne düşürülen karantina süresinin de yeniden 14 güne çıkarıldığını duyurdu.

Yazdığım 5 bin tuşluk yazı da çöp oldu haliyle...

Uygulamanın çok yanlış olduğunu ve bu yanlışın vebali olduğunu yazdığım...

Aylardır televizyonlarda Bakan Koca’dan, Bilim Kurulu üyelerine kadar koca koca profesörlerin ‘Aşı bize özellikle bulgu olmadan veya hafif bulguyla hastalığı geçirmemizi sağlıyor. Aşının önemi burada. Bu kişiler virüsü tekrar taşıyabilir ve özellikle riskli gruplara aktarabilir’ sözlerine ters bir uygulama olduğundan bahsetmiştim yazımda...

Bizzat şahit olduğum ve yaşadığım bir konuydu çünkü...

Aslında hoşuma da gitmedi değil. Böyle bir yanlış var ve ben bunu yazarken bu yanlıştan dönüldü.

Çünkü koronavirüs testi pozitif çıkmış biriyle aynı evde yaşayan iki doz aşısını olmuş kişi toplum için riskli bulunmuyordu o karara göre...

Çünkü aşılarını olmuş!

Sabah işe gidip, akşam yine aynı eve gelebilir. Koronavirüs hastasıyla aynı evi paylaşabilir, aynı masada yemek yer, aynı banyo, tuvaleti kullanır, sabah yine kalkıp, toplu taşımaya binip işine gidebilir...

Evet’ gidebilirdi!

Dün sabah yapılan değişiklikle bu karar, yanlış olduğu anlaşılmış ki değişti ve iki doz aşı olan kişiler de temaslı olmaları durumunda 14 günlük karantinaya alınacaklar.

Benim durumum ise hala muamma...

Neden mi?

Hemen ona açıklık getireyim...

Yukarıda bahsetmiştim ‘Bizzat şahit olduğum ve yaşadığım bir konuydu çünkü... ‘ diye...

Biz 2020 şubat ayından bu yana hem meslektaşım hem eşim Esra ve 13 yaşındaki oğlum Deniz ile birlikte daha Çin’de insanlar sokaklarda aniden yere yığılırken, daha Türkiye’de vaka görülmemişken, bu virüs belasının ciddiyetinin farkına varıp, kendimizce önlemler almaya başladık.

Hatta ben evden çalışma moduna geçen ilk Türk bile olabilirim...

Sonra ilk vaka, ilk ölüm derken tüm dünyada olduğu gibi ülke olarak kendimizi koronavirüs tehdidinin ortasında bulduk.

Süreci herkes çok çok iyi biliyor zaten uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Dediğim gibi Şubat ayından itibaren ciddi ciddi dikkat ettik. ‘Maske-Mesafe-Temizlik’ kurallarına harfiyen uyduk.

Yanımızdan kolonyayı eksik etmedik. Marketten aldığımız her şeyi yıkadık. (Paralar dahil)

Hatta arkadaşlarımızın diline düştük... Adım yanımdan kolonya ayırmadığım için ‘fısfıs’a çıktı... Esra’yla herkes çay ve kahve fincanlarını kolonyalı mendille siliyor diye dalga geçti.

Aynı şekilde Deniz de bu kurallara harfiyen uydu... Uzaktan eğitime geçti, yüz yüzeye döndü, yine uzaktan eğitim, yine yüz yüze, yine uzaktan derken 15 ayı köşe bucak virüsten kaçarak geçirdi, geçirdik...

Ta ki, geçtiğimiz cumartesi gününe kadar...

Sakınan göze çöp batar’ misali Esra, bir aile dostumuzla evinin bahçesinde 1 saat sohbet edip kahve içtikten birkaç gün sonra o dostumuz bizi arayarak, koronavirüs testinin pozitif çıktığını söyledi...

Aldı bizde bir telaş... O gün bir semptom yok diye Esra endişe içinde de olsa günü geçirdi.

Moral vermek adına ‘Açık havada oturmuşsunuz. Bir şey olmaz’ desem de içten içe endişelenmedim değil...

Ancak bir gün sonra boğaz ağrısı ve eklem ağrısı yaşayınca gecenin bir vakti soluğu Çekirge Devlet Hastanesi’nde aldı.

COVİD-19 Polikliniği’nde testini yaptırdı ve pazar sabahı test sonucunun pozitif çıktığını öğrendik.

Yazıya konu olan olaylarda bundan sonra başladı...

İlk önce mesaj, hemen ardından da İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden telefon geldi.

Esra’ya ne yapması gerektiği, evi kaç kişiyle paylaştığı ve temaslı olduğu kişiler soruldu...

Haliyle konu bana geldi...

Bu arada ben aşıda öncelikli meslekler grubuna dahil olduğum için ilk dozu 2 Nisan, ikinci dozu ise 30 Nisan’da olmak üzere BioNTech aşısı yaptırdım.

Ara Not: Bu arada halk arasında Sarı Basın Kartı olarak bilinen ama rengi Turkuaz olan kartı taşımadığı için aşı olamayan ve çalışmakta olan binlerce meslektaşım var. Esra da bu işi 23 yıldır yapıp çalıştığı kurumlar yüzünden bu kartı elde edememiş meslektaşlarımdan biri... Bu ayrı bir yazı konusu olacak ilerleyen günlerde...

Sağlık Müdürlüğü’nden arayan görevli, iki doz aşı olduğumu duyunca, benim temaslı sayılmadığımı hatta iş yeri için rapor bile yazamayacağını söyledi.

Ancak o gün başlayan sırt ağrım olduğunu söyledik ve filyasyon ekibi kısa süre içerisinde eve gelerek bana da sürüntü testi yaptı. (Çok nazik ve çok ilgililer bu arada)

Akşam saatlerinde de e-Nabız’dan test sonucumun ‘Negatif’ olduğunu öğrendik.

Rahatladık mı? Rahatladık...

Ancak, iki doz aşımı olduğum için karantinaya alınmamamı da bir o kadar hayretle karşıladık.

Ben karantinam olmamasına rağmen medyayı arayarak durumu izah ettim ve kendi kendimi karantinaya aldığımı ve evden çalışmaya devam edeceğimin bilgisini verdim.

Vicdanım, 100 metrekare evde aynı havayı soluduğum koronavirüs hastası eşimin yanından ayrılıp, iki toplu taşıma aracı değiştirip işe gidip gelmeye el vermedi çünkü. Bu vebali alamadım.

Yeni rehber ‘Sen dışarı çıkabilirsin, kalabalığa karışabilirsin, iş yerine gidebilirsin, çarşıyı pazarı gezebilirsin’ dese de ben çıkamadım, gezemedim...

Evim 2 oda 1 salon...

Tek banyo, tek tuvalet...

Ne kadar temizliğimize dikkat etsek de 8 gündür aynı tuvaleti, aynı banyoyu, aynı mutfağı kullanıyoruz.

Evin içinde maskesiz dolaşmıyoruz. Deniz’i odasına kapattık. O da maskesiz odadan dışarı çıkmıyor.

Çok şükür Esra hafif semptomlarla atlattı sayılır. Deniz’de de bir bulgu yok.

1 Haziran hem yeni normalleşme adımlarının atılacağı hem de bizim karantinadan çıkacağımız gün...

Demem o ki;

Aşı olana koronavirüs bulaşmıyor. Ya da bulaşsa bile bu kişi başkasına bulaştırmıyor diye bir gerçek yok maalesef.

Nüfusun en az yüzde 70’i aşılanmadan da gerçek olma gibi bir ihtimal yok gibi duruyor...

Bilim Kurulu, Mart ayında alınan bu yanlıştan dönmüş.

Geç mi? ‘evet’ geç!!

Mart ayından bu yana iki doz aşı olup da temaslı olduğu halde bir çok kişi aramızda dolaşmış demektir bu...

Bu da yanlış bir karardır...

Yanlış ki zaten 2 ay sonra bu karardan vazgeçildi...

Benim durumum ise hala nete gelmedi!

Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasında ‘temaslı’ olmama rağmen ‘risksiz’ ibaresi bulunuyor.

Değişir mi bilmiyorum?

Değişse de değişmese de ben kendi kendime karantina süremi 14 güne uzattım. Buradan duyurulur...

Kalın sağlıcakla...