Polis Şefi olan bir dostumuz anlatmıştı giden Vali’ye dair.

Her sabah;

Konut çıkışı sonrasında geçeceği güzergahtaki kavşaklarda ne kadar mendil satan, cam yıkayan çocuk varsa önceden bir ekip tarafından bölgeden uzaklaştırılıyormuş.

Görmesin diye.

Yüzbinlerce Bursalı görüyor olmasına rağmen, bir kişinin bu tabloyu görmeyerek şehrin böyle bir sorunu olmadığını sanması ne kadar acı değil mi?

Perşembe akşamı yine tuhaf bir uygulamaya şahit olduk.

İftar saatine 10-15 dakika var.

Ramazan nedeniyle binlerce araç yollarda bir yerlere yetişmeye çalıyorlar.

Orhaneli Kavşağı’nın Orhaneli Yolu üzerindeki kavşakta herkes kırmızı ışıkları bekliyor.

Bir anda motorsikletli polisler geldi ve tam 6 ana yolun çıkışını kapattılar.

Bekliyoruz ama neyi bekliyoruz kimse bilmiyor.

Bir karşıya yanıyor yeşil ışık, bir bize, bir yana yanıyor, bir yana diğer tarafa ama kimseye geçit vermiyorlar, bekliyor herkes.

Sonra başladı kornalar çalmaya, insanlar protesto etmeye.

Ortada hiçbir şey yok ama yollar kapatıldığı için 6 yolda birden bekleyenlere izin verilmiyor.

Çalan kornalar eşliğinde uzun bir bekleyişin ardından Orhaneli Kavşağı’ndan gelen çakarlı araçlar görüldü, onlar da hiç hız kesmeden ilerideki kavşaktan Jimer Hastanesi’ne doğru gittiler.

Sonra da yollar açıldı.

Kimin geçtiğini bilmiyoruz, önemli de değil.

Ne var ki;

Ambulans ya da itfaiye araçları haricinde birileri bir yerlere vakit kaybetmeden gidecek diye, Bursalılar’a bu eziyeti çektirmenin ne alemi var?

Tam da iftar saatinde yolları kapatmak, ayrıcalıklardan yararlanmak, Bursalılar’a çile çektirmek değil de ne?

Bursa zaten ulaşımı sıkıntılı olan, ulaşamayan bir şehir.

Bir de yolları kapatmak, hem de iftara dakikalar kala insanlara bu eziyeti çektirmek, toplumsal tepkiyi de beraberinde getirmiyor mu?