Yine çok ilginç şeyler oluyor.
Öyle ki;
Dün savunulanlar bugün çöp niteliğine geliyor.
Düne kadar kimin aklına gelirdi, MHP gibi bir partinin Habur rezaletinin ardından ikinci açılımda ısrarcı olacağı?
Liderinin de;
40 bin insanımızın katili, terörist başı Öcalan’ı “kurucu önder” diye tanımlayacağı?
Dahası;
Gazi Meclis’in mensupları olan komisyon üyesi milletvekillerinin bir an önce İmralı’ya giderek bebek katilini dinleyip, adam yerine konulmasının sağlanmasının istenmesi, kimin aklına gelirdi?
Bu MHP değil miydi;
HDP’yi PKK’nın siyasi temsilcisi olarak nitelendiren, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı ikinci büyük terörist olan gören?
Keza;
Öcalan’ı da devletin en büyük haini olarak gören bu MHP değil miydi?
Yaşananlar hafızalarda.
Tarih: 7 Kasım 2023.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, parti toplantısında kürsüden şiddetli bir şekilde konuşuyor.
Hedefinde CHP ve HDP var.
CHP’yi özgürlük istemekle suçluyor.
Ve bakın ne diyor?
“Selahattin Demirtaş’a selam göndermek, PKK’yı selamlamaktır, kanlı saldırıları selamlamaktır, kahpe pusuları selamlamaktır, bölücülüğü selamlamaktır, melanet ve rezalete selam durmaktır”
Peki ya 2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde yaşananlar?
Aralarında Bursa’nın da bulunduğu pek çok ilin parti teşkilatına ve Ülkü Ocakları’na gelen talimatla benzer pankartlar asılmadı mı caddelere sokaklara?
Ne yazıyordu o pankartlarda?
“Selahattin Demirtaş teröristtir”
“HDP, PKK’nın siyasi uzantısıdır”
“Demirtaş teröristtir, aksini iddia eden de teröristtir”
İlginçtir;
Geçmişte bu pankartları astıran, en başta da CHP’yi HDP ile siyasi işbirliği yapmakla suçlayıp CHPKK diyen zihniyet, bugün ise bebek katili Öcalan’a “önder” demekten çekinmiyor.
Nitekim;
Bugün de MHP kanadından hayli ilginç bir çıkış gelerek, geçmişte söylenen “Demirtaş’a selam göndermek, PKK’yı selamlamaktır, kanlı saldırıları selamlamaktır, kahpe pusuları selamlamaktır, bölücülüğü selamlamaktır” ifadelerin aksine, “Selahattin Demirtaş’ın bir an önce tahliye edilmesinin hayırlı olacağı” duyuruldu Türk kamuoyuna.
Gelinen noktada;
DEM yönetimi ve terör sevicilerinin yaptıkları görülüyor.
Gazi Meclis’te;
İlk kez yaşanan “Öcalan’a özgürlük” sloganları sonrasında Diyarbakır’da paçavralarla toplu özgürlük yürüyüşü ve tarihi surlara terörist başının resminin asılmak istenmesi, polise “düşman” diye bağırılmasıyla Türk insanının adeta sinir uçlarıyla oynanıyor.
DEM yönetimi de yaşananlara adeta çanak tutuyor.
Zaten;
Merak edilen de bu.
Türk Milleti’nin, başta terörist başı Öcalan olmak üzere terör örgütü sevicilerine olan nefreti hiç azalmamışken, kendisini Türk Milliyetçisi olarak tanımlayan insanların, yıllarca savundukları dava ve görüşlerindeki bu 180 derecelik değişime nasıl baktıkları?
