Hep söylüyorduk.

Herkes de aynı şeyi söylüyordu.

Bal-Göç, Gençoğlu ailesinin tapulu malı değildir, öyle miras yoluyla oğula, toruna, yeğene ve adamlarına devredilemez” diye.

Nitekim de öyle oldu.

Devredilemedi.

Ve;

Bir süre önce derneğin Genel Başkanı Veli Öztürk’e darbe yaparak, kendisini Bal-Göç Genel Başkanı ilan eden Turhan Gençoğlu’nun ablasının çocuğu Gökhan Sözüçetin’e Bursa 9. Sulh Hukuk Mahkemesi sonunda “dur” dedi.

Ve de;

Bal-Göç’e kayyum atadı bugün.

Böylece;

Bugün itibariyle Bal-Göç yönetiminden Gençoğlu ailesi uzaklaştırılmış oldu.

İlgili mahkeme;

Bal-Göç yönetimine bu sabah 3 kişilik kayyum heyeti atadı.

Bu isimler;

Son olaylı kongrede büyük bir çoğunlukla Divan Başkanı seçilen Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu.

Bal-Göç kurucularından Zülkef Yeşilbahçe ve Gülşen Ahmetoğlu.

Hatırlanacaktır;

Bal-Göç, yaşanan iç karışıklıklar ve yönetim darbesi nedeniyle yıllardır kongre yapamıyordu.

En büyük sebep de;

Geçtiğimiz Eylül ayında Veli Öztürk’ün başkanlığında, Gökhan Sözüçetin’in de Genel Sekreterliği döneminde yapılan 648 üye idi.

Ne var ki;

Veli Öztürk’e darbe yapıp kendisini Genel Başkan ilan eden Gökhan Sözüçetin, daha sonra 180 derece çark edip, onay verdiği bu 648 üyeyi buharlaştırmaya çalışmıştı Bal-Göç’ten.

Sonrasında;
Tepkilerin giderek artması üzerine de, kongre öncesinde derneğin sitesinden açıklama yaparak, buharlaştırmaya çalıştığı bu 648 üyenin oy kullanabileceğini duyurmuştu.

Ne var ki;

Kongre günü Gökhan Sözüçetin, bu kararının da arkasında durmadı ve yine çark ederek adamlarına, kongre sırasında bu 648 kişiyi oylatmaya çalıştı.

Sonrası da malum.

Kongre karıştı, olaylar çıktı ve ertelendi.

Şimdi;
Tüm bunların müsebbibi Turhan Gençoğlu’nun yeğeni Gökhan Sözüçetin değil miydi?

Madem;

Bu 648 kişinin oy kullanabileceğini açıkladı Bal-Göç’ün sitesinden sonra kongrede neden zorluk çıkarttı değil mi?
Yazık değil mi bu camiaya.

Zaten;

Bugün mahkemede de ilginç olaylar yaşanmış.

Gökhan Sözüçetin de gitmiş mahkemeye.

Yanında da;

Gençoğlu ailesinin avukatı eski CHP’li, taze DEVA Partili Zeki Kahraman da varmış.

Hani şu;

Olayların çıktığı kongrede, Gençoğlu ailesi ve adamlarınca Divan Başkanı yapılmak istenen ama camianın desteğini alamayınca oyuna sokulduğu gibi çıkarılan Zeki Kahraman.

Bunlar;
Mahkeme Başkanı’nın kayyum kararından hemen sonra itiraz etmişler, “olmaz öyle şey” diye Hakim’e.

Peki ne olmuş sonrasında?

Mahkeme Başkanı çok nazik bir hareket yapıp önce cüppesini çıkarmış ve öyle cevap vermiş bu Turhan Gençoğlu’nun avukatı Zeki Kahraman ile Gökhan Sözüçetin’e.

Ne dediğini aktarmayalım ama basmış fırçayı bunlara.

Dahası;

Mahkemen çıkarken utanmadan bir de sormuş başkanlığı elinden alınan Gökhan Sözüçetin bir kayyum üyesine “bu 648 kişiye oy kullandıracak mısınız” diye.

Bakar mısınız Allah aşkına?

Sorulacak soru mu bu?

Hala koltuklarının peşindeler.

Şimdi bunların Bal-Göç üzerinde hiçbir yetkisi kalmadı.

Mahkeme kararının yazılmasından sonra gidecekler paşa paşa Bal-Göç’ün defterini ve anahtarlarını kayyum heyetine devredecekler.

Kayyum heyeti de toplanıp bir kongre tarihi belirleyecek ve Bal-Göç’e yepyeni ve demokratik bir sayfa açacak.

Şu bir gerçek.

Camia her şeyi biliyor.

Bal-Göç, yıllar yılı etkisizleştirildi, sıradan bir hemşehri derneği haline getirildi.

Sırf “benim olsun” mantığıyla yönetildiği için de bir arpa boyu yol alınamadı.

Adım adım geriye gitti Bal-Göç.

Kendisini onursal başkan olarak gören Turhan Gençoğlu da, kongre öncesinde ne yapacağını şaşırdı.

Önce;
Sahaya Prof. Dr. Emin Balkan’ı çıkardı.

Sonra baktı ki;
Emin Balkan’a söz geçiremeyecek, yönetime adam sokamayacak, hemen ikinci bir arayışa girdi ve Kader Özlem üzerine oynamaya başladı gizliden gizliye.

O da tutmayınca bu kez Hasan Öztürk’e oynamaya başladı, ablasının çocuğu Gökhan Sözüçetin’le.

Öyle ki;

Bulgaristan’daki Türk partisi HÖH’e bile en yakın adamlarını göndermekten geri kalmadı.

Sahi:
Ne işi vardı hiçbir sıfatı olmamasına rağmen HÖH Genel Merkezi’nde Başkan Karadayı ile görüşmeye giden, Gençoğlu’nun adamlarından Mustafa Karlıova’nın Sofya’da.

Ve de;

Uludağ Üniversitesi yönetiminden izin almadan ülke dışına izinsiz çıktığı ortaya çıkan Kader Özlem’in?

Yine;

HÖH Genel Başkanı’nı geçenlerde Gençoğlu’nun turşu fabrikasına götüren de aynı arabada bulunduğu ortaya çıkan HÖH’ün Bursa temsilcisi Taner Çavuş değil miydi?

Nasıl açıklanacak bu ilişkiler şimdi?

Devam edelim.

Geçenlerde HÖH’ün verdiği, Turhan Gençoğlu’nun da başköşeye oturduğu iftara, Bal-Göç başkan adaylarından Prof. Dr. Emin Balkan niye çağırılmadı/çağırttırılmadı peki?

Hepsinin nedeni belli tabi.

Kimse aptal değil.

Millet görmüyor mu bu olanları?

Sonrasında da HÖH Genel Başkanı’yla turşu fabrikasına gitmeler, karşılıklı plaket vermeler, çekilen fotoğrafları da, görmemişin fotoğrafı olmuş gibi her yere göndermeler?

Nasıl bir komplekstir bu?

Bu kadar mı olur Allah aşkına?

Aha buraya da yazıyoruz.

Yarın öbürgün, kongrede Bal-Göç Genel Başkanı seçildiğinde o beğenmediği Emin Balkan’ı ilk kutlayanlardan biri de Turhan Gençoğlu olmazsa ve birlik beraberlik mesajları vermezse biz de hiçbir şey bilmiyoruz.

Eminiz ki;

Kendisiyle ilgili eleştirel yazıları “tenezzül edip okumuyorum” demesine rağmen “arkadaşlar getiriyor bazen söylüyor” diyerek merakını –şu anda olduğu gibi- yenemeyen Turhan Gençoğlu da kayyumun yapacağı kongre sonrası artık rahat bir nefes alacaktır.

En azından artık stressiz bir döneme girecektir.

Böylece;

Bal-Göç’ün başına koydurduğu ablasının çocuğu Gökhan Sözüçetin’e de, ikide bir Bal-Göç’te neler olduğunu soracağına, turşu fabrikasındaki imalatı sorup kendine daha fazla zaman ayırabilecektir.

Kim bilir;

Bu ekip tarafından divan başkanı yapılmak istenen ama gerekli desteği alamayınca izleyici koltuğuna oturmak durumunda kalan hukukçusu, eski solcu taze DEVA’lı Zeki Kahraman da artık belki bu işleri bırakıp milletvekili olabilmenin yeniden hayallerini kuracak, anketlerde yüzde 2 bandında görünen yeni partisinden.

Sonuç olarak;
İlgili mahkeme, çok yerinde bir karar verdi ve tıkanmaktan kriz geçirmek üzere olan Bal-Göç’ü yeniden hayata döndürebilmek için müthiş bir operasyon yaptı.

Haydi hayırlısı bakalım.

Top sonunda kale çizgisine kadar geldi, kafayı vurmak her şeyin farkında olan Bal-Göç camiasına kaldı.