Bugün yapılan duyuruyu görünce aklımıza şu meşhur hikaye geldi.
Hani şu ağa ile maraba’sının meşhur hikayesi.
Özellikle bugün Bal-Göç’te alınan karara cuk oturuyor bu hikaye.
Ağa ile maraba, ağanın at arabasında kasabaya gidiyorlar.
Yolun yarısında arabayı çeken hayvan yola pisliyor.
Ağa;
Arabasında gözü olan maraba’sını küçük düşürmek ve eğlenmek için şunu diyor:
“Üle Memo, şu b.ku yersen arabayı sana verecem”
Maraba düşünüyor sonra da araba sahibi olacağı için aşağıya inip taze at pisliğini yiyor.
“Tamam” diyor ağa “araba artık senindir”
Maraba seviniyor tabi.
Ama gururu da çiğneniyor yediği pislikten dolayı.
İkili, kasabada işlerini bitirip dönüş yoluna geçiyorlar.
Köye yaklaşınca arabasının elinden gideceğini bilen ağa, maraba’sına “Üle Memo, bir şaka uğruna arabam gitti. Yediğinin değeri neyse söyle vereyim de arabayı geri ver” diyor.
“Olur ağam” diyor.
“Sen de şu kalan kurumuş b.kları yersen ödeşiriz, arabayı da veririm”
Ağa da ne yapsın mecburen yiyor.
Çiftliğe yaklaştıklarında ise Memo soruyor düşünceli bir şekilde ağasına.
“Ağam” diyor “Bu araba giderken de senindi, dönerken de. Peki biz bu kadar b.ku neden yedik”
İşte.
Bal-Göç’te aylardır süren ve mahkemelere taşınan kavga da buna benziyor.
Hani şu;
Eylül ayında Veli Öztürk’ün başkanlığında, Gökhan Sözüçetin’in de Genel Sekreterliği döneminde toplu yapılan ama sonra da darbeyle başkan olan Sözüçetin döneminde buharlaştırılmaya çalışılan 648 toplu üye krizi vardı ya Bal-Göç’te?
İşte o kriz bugün çözüldü.
Turhan Gençoğlu’nun ablasının çocuğu olan Başkan Gökhan Sözüçetin bugün dernek sitesinden bir açıklama yaparak, buharlaştırılmaya çalışılan 648 üyenin bu pazar günü yapılacak kongrede oy kullanabileceğini duyurdu.
İlginç değil mi?
Bu kararı da, dernek tüzüğünün 8. maddesinde yer alan “Genel Kurul, derneğe kayıtlı ve genel kurul toplantısından 15 gün öncesine kadar üye aidatını ödemiş üyelerle toplanır” hükmüne göre verdi.
‘E madem bu üyelere oy kullandıracaktın da, neden krize soktun aylardır Bal-Göç’ü’ demezler mi şimdi Başkan Sözüçetin’e?
Tam bir komedi.
Koca Bal-Göç, bu toplu üyeler nedeniyle yaşanan tartışmalardan ve mahkemeye taşınmalardan dolayı rezil olmamış mıydı kamuoyuna?
E ne oldu da şimdi amiyane tabirle “geri vites” yapıldı?
Sebebi belli.
Aidatlarını yatıran, Dernekler Bilgi Sistemi DERBİS’te de aktif üye olarak görünen yüzlerce üye, bir iki haftadır Emniyet Müdürlüğü Dernekler Masası’na gidip itiraz üzerine itiraz yapıyorlardı.
Yani bir anlamda Bal-Göç yönetimini şikayet ediyorlardı, buharlaştırıldıkları için.
Sonunda çabalarının sonucunu aldı, haklı çıktı adaylardan Prof. Dr. Emin Balkan.
Turhan Gençoğlu’nun ablasının çocuğu Gökhan Sözüçetin de daha fazla dayanamadı ve bugün bir açıklama yaparak, bu 648 üyenin oy kullanabileceğini duyurdu.
Tam bir ağa ile maraba hikayesi gibi.
O zaman niye yapıldı bu kavga değil mi?
İşin komiği, olan Sözüçetin’in şimdiki kurmaylarından Gülver Deniz’e oldu.
Ne güldük ne güldük bugün.
Hatırlanacaktır.
Eylül’de yapılan bu toplu üyeliklerin altında Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla imzası olan bu kadıncağız, 648 üyenin buharlaştırılması istenince bir gece apar topar karar defterindeki imzasını karalamaya çalışmış, hatta bir de şerh de düşmeye çalışmıştı da, diğer yöneticiler Ayhan Işık ve Sadık Yılmaz tarafından faka basılmıştı.
Malum.
Hukuken, geçmiş tarihli bir kararda atılan imzayı aylar sonra geri almak, karalamaya ve geçersiz kılmaya çalışmak cezai sorumluluk doğuruyor.
Bu da;
“Evraktaki yazının değiştirilmesi, yeni yazı eklenmesi, imza ve tarihin silinmesi veya değiştirilmesi, evrakta sahtecilik suçunu meydana getirir” denilen TCK’nın 207. maddesine göre açıkça suç.
Biliyorsunuz, daha önce de aktarmıştık.
Yüz kızartıcı bir suç olan “özel evrakta sahtecilik” iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı’na Başkan Veli Öztürk tarafından şikayet edilmişti bu Gülver Deniz.
Şimdi o da kızıyordur belki Sözüçetin’e, ‘Madem bu karar alınacaktı neden ben bu imzamı silmeye çalıştım’ diye?
Dedik ya bugün çok güldük.
Allah nelere kadir.
Sonuçta hak yerini buldu.
Hazirun listesini ve dolayısıyla kongreyi dizayn etmeye çalışanlar fena halde bozguna uğradılar.
Keza;
Aralarında AK Partili bir Belediye Başkanı’nın da bulunduğu yüzlerce kişi, oy kullanmaları engellendikleri gerekçesiyle, Bal-Göç Başkanı Sözüçetin’e ve arkasında olduğu iddiasıyla dayısı Gençoğlu’na kızıyorlardı.
Turhan Gençoğlu da ısrarla ‘benim ilgim yok yaşananlarla, beni işin içine çekmeye çalışıyorlar’ tarzında bir şeyler söyleyip duruyordu çevresine.
Ama;
Böyle olmadığı tüm camiada biliniyordu.
İşin direkt içindeydi Gençoğlu.
Öyle olmasa;
Yeğeni Sözüçetin, yaşanan krizler nedeniyle 22 Ocak’ta yaptığı uzunca yazılı açıklamasının bir yerinde “Bilgi ve tecrübelerinden sürekli olarak yararlandığımız konfederasyonumuzun onursal başkanı Turhan Gençoğlu, yönetim kurulunu ve mevcut başkan adaylarını arayarak derneğin genel kurulu için vs vs…..” der miydi?
Bir de sormazlar mı adama “Sürecin başında Emin Balkan’ı sen çıkardın aday olarak, sonra ne oldu da vazgeçtin Balkan’dan” diye?
Emin Balkan boşuna mı söylüyor her yerde “Bu derneği aile vesayetinden kurtaracağım” diye.
Çünkü;
Sadece Bulgaristan’ı değil tüm Balkan ülkelerini kapsayacak güçlü bir yönetim oluşturmak isteyen Prof. Dr. Emin Balkan, Gençoğlu’nun kendisine dikte etmeye çalıştığı isimleri yönetimine almayacağını söylemiş de kavga buradan başlamıştı.
Bunu herkes biliyor.
Neyse.
Sonuç itibariyle bu pazar günü Merinos’ta saat 11.00’de başlayacak Bal-Göç kongresine 4 gün kala hak ve adalet yerini buldu, derneğe üye görünen herkesin oy kullanabilmesi sağlandı.
Hayırlı olsun.