Çok tartışmalı bir konu elbette.
Yıllar önce yaptığı bir sosyal medya paylaşımının günyüzüne çıkarılıp CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na 4 yıl 11 ay hapis cezası verilmesi ve de siyaset yasağı getirilmesinin ardından…
Şimdi de;
CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis cezası verilmesi ve de siyaset yasağı getirilmesi fazlasıyla dikkat çekici.
İtirazların ardından Yargıtay’ın da bu kararı onamasının ardından İmamoğlu’nun belediye başkanlığı da düşecek.
Ne var ki;
Bu süreç ne kadar sürer, henüz muamma.
Bu noktada asıl tartışılan yargı kararı.
Keza;
Anayasa’nın 26. maddesi açık.
Bu madde;
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla açıklama ve yayma hakkına sahiptir” diyor.
İmamoğlu;
Bir toplantıda yenilenen İstanbul belediye başkanlığı seçimleri için şunu demişti:
“31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda tam da işte 31 Mart seçimini iptal edenler ahmaktır”
İşte bu sözler;
YSK üyelerine hakaret olarak kabul edildi, dava açıldı ve dün de bu davada karar çıktı.
Ne var ki;
Bu hakaret davası öyle bir büyüdü ki, İmamoğlu’na siyaset yasağına kadar getirildi.
Tıpkı Kaftancıoğlu gibi.
Hal böyle olunca ister istemez kafalar karışıyor.
Ve;
“Siyaset eliyle yargı sopasının kullanıldığı” iddiaları gündeme geliyor.
Türkiye’nin en büyük ve en gözde ilinin yerel yöneticisine bu sözleri nedeniyle böylesine ağır bir ceza verilmesi şimdi hukukçular arasında da tartışılıyor.
Keza;
Bu yargı kararının sonuçlarının siyaseti tam göbeğinden etkileyecek olması, kararın hiç de öyle sıradan bir karar olmadığını gösteriyor.
Tam iki kez yapılan seçimle seçilen bir belediye başkanına sadece düşüncesi için böyle ağır bir ceza verilmesi, yargının sopa olarak kullanıldığı iddialarını güçlendiriyor.
Hem de;
Kamuoyunda adalete güvenin çokça tartışıldığı şu günlerde.
Genel kanaat;
Bu kararın çok ağır olduğu ve siyasi yönü de bulunduğu yönünde.
Ve elbette ki siyasi sonuçları olacak bu kararın.
Keza;
Bu durum, “Altılı Masa”nın aday kararında da mutlaka etken olacaktır.
Olacağı gibi “masa”nın liderlerinin daha da kenetlenmesini sağlayacaktır.
Onlar aracılığıyla kitlelere de yayılacaktır bu öfke.
Görünen;
Ok’un yaydan çıktığı yönünde.
Bu kararla artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
İstanbul gibi siyaseten en önemli bir şehrin başkanına bir şekilde verilen bu tartışmalı ağır ceza, seçim öncesinde kafası karışık kararsız seçmende de bir etki yaratacaktır.
Elbette ki;
Mahkemeye iktidar tarafından bir talimat verildiğine inanmak istemiyoruz.
Ancak;
Türk siyasetini göbekten etkileyen böylesi bir mahkeme kararının da öyle sıradan rastgele bir karar olduğuna inanmıyoruz.
Zaten öyle olsa, iktidar kanadından da bu karara yoğun tepkiler gelir, kararın bozulacağına olan inanç dillendirilirdi.
Alınan ve verilen bu karar, İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapar mı yapmaz mı bilemeyiz ama buzdağının görünen tarafında bir belediye başkanını ekarte etme, görünmeyen tarafında da siyasi dengeleri değiştirebilecek çok tehlikeli bir oyun gözüküyor.