Artık;
Sıradan bir tesadüf mü, yoksa şikayetimiz sonrasında mı arandık bilemiyoruz.

Hatırlanacaktır;
Birkaç gün önce;

“Zehirlenen Bursalı işte böyle kandırılıyor” başlıklı yazımızda, Organize Sanayi Bölgesi’nden hemen her gece yükselen ve genizleri yakan kimyasal kokuyu aktarmıştık.

Nitekim;

Çevresindeki onlarca mahallede yaşayan yüzbinlerce kişi, tıpkı bizim gibi, her gece yarısından sonra bu tehlikeli kokudan dert yanmaya devam ediyor.

Yine hatırlanacaktır;

Bu durumu, 24 Mayıs gece yarısı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Alo 181” hattını arayarak, şikayetçi olmuş ve Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların filtresiz bacalarından çıkan bu boğucu gazın incelenmesini istemiştik.

Ne tuhaftır ki;

Aradan 15 gün geçmesine rağmen herhangi bir gelişme olmamıştı ki, dün bu “Alo 181”den aradılar.

Ve;

5651631 kayıt numaralı şikayetimizin incelendiğini söylediler.

Hemen ilgiyle not almaya başladık.

Acaba;

OSB’deki bu fabrikalar denetlenmiş miydi?

Nasıl bir sonuç alınmıştı?

Cezai işlemler uygulanmış mıydı vs vs?

Biz, tüm bu sorulara cevap beklerken çok şaşırtıcı bir gelişme oldu.

Bunu da ilk kez duyduk.

Ve adeta şoke olduk.

Çünkü;
Bizi arayan görevli, bırakın bu soruların cevaplarını aktarmayı, yeni bir uygulamadan bahsetti.

Zaten;

Ne denetim yapılmış OSB’deki fabrikalara, ne de herhangi bir hava örneği alınmış Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce.

Çünkü;

Aktarılana göre, Bakanlık bir süre önce bu hava emisyonu değerlendirme işlerini, yetki verdiği lisanslı firmalara devretmiş.

Yani özelleştirmiş, hava kirliliği denetimini(!)

Bu firmalar da;
Güya aldıkları örnekleri, kendi laboratuvarlarında ölçümleyip, durumu bakanlığa bildiriyorlarmış.

Allah aşkına olacak şey mi bu?

Peki;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bursa’daki İl Müdürlüğü ve her ay maaş olan yüzlerce personeli ne iş yapıyor?

Anlaşılana göre oturuyorlar!

Dahası;

Bakanlığın özelleştirdiği bu hava emisyonu denetim işini alan firmalar, sadece mesai saatinde çalışıyorlarmış.

Devlet memurları gibi.

Yani saat 17.00’den sonra, herkes evlere.

Peki;

Her gece yarısından sonra, filtresiz çalıştırılan bacalardan çıkan zehirli kimyasal atıkları kim denetleyecek?

Kim gece yarısı gidip hava ölçümü yapacak?

Vallahi de billahi de gülüyoruz, ağlanacak halimize.

Bir de;
İşin bir başka yanı var ki, o da özelleştirilen bu denetim ve laboratuvar işinden çıkacak sonucun ne kadar sağlıklı olup olmadığı konusu?

Velhasılı;

Bursa’nın göbeğinde her gece, yüzbinlerce insan, Organize Sanayi Bölgesi’nden yükselen o zehirli gazları soluyor ve buna da kimse ses çıkaramıyor ya, olacak şey değil.

Gerçekten de Bursa’nın sahibi yok.

Bu;
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, koca Bursa’nın en hayal kırıklığı yaratan kurumu haline geldi.

Koskoca Bursa’da dereler zehir akarken, insanları zehir solurken, siz bir tane fabrikanın denetlendiğini ve kapatıldığını hiç duydunuz mu?

Kendiliğinden mi kirleniyor bu dereler, kendiliğinden mi zehir yağıyor havadan?

Rezalet ki ne rezalet.

Dedik ya;

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ni (CİMER) bile yalan bilgilerle kandıran bu kurumun, Bursalılar’ın her gece zehir solumasına kılını bile kıpırdatmıyor olması tam bir skandaldır.

Bu kentin en yetkili mülki amiri Vali Erol Ayyıldız, bu skandalla ilgilenir mi bilemeyiz ama yine de bir umut, Bursalılar adına kendisine iletmiş, hatta bir gece yarısından sonra kendisini OSB yakınlarında havayı solumayı önermiş olalım.