Görev yaptıkları 7.5 aylık süre içinde borcu 600 milyondan
eski parayla katrilyona çıkaran,
yetersiz transferlerle Süper ligi hedefleyen yoldan çıkarak,
TFF 1.Ligin dibine demir atan,
kadrodaki genç futbolcuları,
kendi alacaklarını tahsil etmek telaşesiyle,yangından mal kaçırırcasına elden çıkaran mevcut Yönetimin
taksitli istifası sonrasında,
Bursaspor yol ayrımına gelmiş bulunuyor.
***
"İyi niyetliydik,tahtayı açtık ya,
transferler ben ilgilenemedim,
hatalıydık,antrenör seçimlerinde
yanlış yaptık." tarzındaki söylemler,
yapılan tahribatın izlerini silemez.
Yönetim lideri Adanur'un,
bir büyüğünün de tavsiyesiyle
istifasının ardından,emanetçi Başkan
ve yönetim kurulunun da,
Divan ile birlikte, istifa ettiklerini
ve genel kurula gidileceğini açıkladıkları basın toplantısında çıkış yolu olarak,
yeni bir FK yapılanması ve önceki dönemden çöküşün mimarı(!)
Ali Ay'ın göreve davet edilmesine
ilişkin görüşler,doğal olarak
Camiada sert eleştirilerle karşılaştı.
Öncelikle yeni bir kulüp çatısı altında faaliyeti sürdürmek,
Süper Lig ve Türkiye Kupası Şampiyonlukları ile,Avrupa Kupa Galipleri ve İnter-Toto Kupasındaki başarılı dönemleri de kapsayan geçmişin tarihe karışmasıyla
eş anlamlıdır.
Daha net bir anlatımla,
1963 yılında kurulan
Türk futbolunun çınarı
Kulübün kapısına kilit vurulacak,
59 yıllık hatıralar silinecektir.
Örneklersek;
Bu dönüşümü en iyi uygulayan kent olarak Gaziantep'i gösterebiliriz.
Gaziantespor'un külleri üzerinde yükselen Gaziantep FK, engelleri geçerek Süper Lige yükselmiştir, yükselmesine de,bir kuşak sonra kapatılan Gaziantepspor'u kimse hatırlamayacaktır.
Yine ödenemeyecek borçlarından dolayı kapatılan Süper lig gediklisi
Orduspor'un yerine lige katılan
Yeni Orduspor'da,eski günlere dönmek bir yana alt liglerde mücadele etmektedir.
Kurtarıcı rolü oynaması istenilen
Ali Ay ise,Kulüpten alacağı olan
100 küsur miyon lira alacağını kurtarmak adına,bir kez daha
25-30 milyon lira vererek,
Başkanlığa gelmek isteyebilir,ama başarılı olacağının bir garantisi yoktur.
***
Merhum Yazıcı'dan sonra gelen
paralı veya parasız her Başkan,
Bursaspor'a bilerek ya da bilmeyerek zarar vermiş, yeşil-beyazlı arma
komaya girmiştir.
Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini artık anlamamız gerekiyor.
Şöyle bir düşünün...
Bursaspor'la ilgili her rakam
küsurat ile ifade ediliyor.
Kulübün toplam borcu,
Emin Adanur'un alacağı,tahtanın açılması için gereken para,
önceki yöneticilerin alacağı,
hep küsuratlı ve rakamlar arasındaki farklar da eski parayla
trilyonu buluyor.
Bir bakkal dükkanını göz önüne getirin.
Borcunu da,alacağını da
kuruşuna kadar bilir,bilmek zorundadır,
aksi halde iflas eder.
***
Bursaspor'da mali tabloya bakıyorsunuz,
rakamlar adeta dans ediyor.
Adanur'un alacağı
60 ile 63 milyon lira bandında,
transfer tahtasının açılması için
gereken nakit para 25 milyon mu,
30 milyon mu?
Kulübün toplam borcu 1 milyar lira mı?
Böyle bir mali kayıt ve muhasebe sistemi olur mu?
Daha önceki dönemlerde
yardım için defalarca toplanan
paraların nereye gittiği şeffaf bir şekilde ortaya konmadığından,
hiç kimse elini cebine atmak istemiyor,haklı olarak...
***
KURTULUŞ REÇETESİ ŞİRKETLEŞMEKTE!
Bursaspor'un kurtuluşu için tek çare,
Kulübün şirketlemesidir.
Şirketleşme demek,
Kulübün kasasına giren/ödenen her kuruşun kayda geçmesi,kamuoyuna açıklanması demektir.
Şeffaflıktır,
sadece vicdana dayalı olmayan
ideal mali yönetimdir.
Tranzonspor'a satılan 3 oyuncudan gelen/gelecek olan paranın kuruşuna kadar kulüp kasasına girmesidir.Yöneticinin inisiyatifiyle,alacaklarıma karşı çekleri kendime aldım,diyememesidir.
Yönetimi elinde bulunduran
Başkan ve Yönetim Kurulu'nun,
kulüp hissedarlarına her daim hesap verme zorunluluğudur.
En anlaşılır ifadeyle;
Kulübün cami avlusunda
mendil açmaması ve
BURSASPOR'un kişilerin oyuncağı olmaktan kurtuluşudur!
Nokta.