Dokunsanız ağlayacaktı koca adam.
Tıpkı diğerleri gibi.
Diyor ki;
“Yahu, söylemekten dilimizde tüy bitti. Devlet hala neyi bekliyor, neden harekete geçmiyor”
Düşünebiliyor musunuz?
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem bile, Bursa Çevre İl Müdürlüğü’nden veryansın ediyor.
Çalışmadığı için.
Uzun süredir söylüyoruz.
Bursa’da bir takım şeyler ters gidiyor.
Öyle ki;
Kocaman ama sahipsiz bir şehirde yaşıyoruz.
Pazar günü;
Pek çok Oda ve STK yöneticisi, resmen şehir cinayetinin tanıklığını yaptılar yine.
Ve;
Bu şehrin toprağının ve suyunun nasıl öldürüldüğünü, Bursalılar’ın nasıl kanser tehlikesiyle baş başa bırakıldığını bir kez daha tespit ettiler.
Resmen cinayet işleniyor Bursa’da.
Ne acı ki;
Son ispat, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yapıldı.
Uludağ’dan doğarak;
Yaklaşık 200 kilometrelik yolculukla Bursa ovasını geçen, sonra da Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Deresi tam anlamıyla zehir akıyor.
Artık;
Hiçbir canlı türünün kalmadığı bu dere, Bursa Valiliği Çevre Müdürlüğü’nce adeta yok hükmünde.
Sanki;
Böyle bir dere yok.
Böyle bir sorun da yok.
Yahu Allah aşkına, zehir akıyor dere zehir.
Bu zehirli sularla sulanan pek çok sebze ve meyve de Bursalılar’ın mutfağına giriyor.
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır.
Hiç mi vicdanlar sızlamıyor.
Görevi;
Bu zehiri yok etmek, bu dereye kimyasallarını akıtan fabrikaları kapatmak olan Bursa Çevre İl Müdürlüğü, bu görevini yapmıyorsa ne yapıyor peki?
Kim kimi kandırıyor?
Boyahaneler tüm kimyasalını buraya deşarj ediyor.
Bunu herkes biliyor.
Ama devletin bu kurumu adeta “3 maymunu oynuyor” Bursa’da.
Yok mu yürekli bir bürokrat buna dur diyecek?
Yok mu;
Bursalılar’ın kanser olmasını engelleyecek vicdanlı bir kamu görevlisi?
Yok mu;
Herkesin bildiği bu fabrikaları denetleyip kamu adına cezalandıracak yürekli bir devlet adamı?
Bursa’da;
Gazeteler yazmaktan bıktı, bunlar gözlerini, kulaklarını kapatmaktan, bıkmadı.
Cumhurbaşkanlığı;
İletişim Başkanlığı’na bile “dere temizdir” raporu vererek Bursa’da bir skandala imza atan ve gazetelerin manşetine oturan Bursa Valiliği Çevre İl Müdürlüğü bu kadar mı duyarsız oldu?
Yahu bari çıkın bir iki kelam bir şey söyleyin Bursalılar’a.
“İleri arıtma için çok para lazım, şimdilik yapamıyoruz” deyin ama bir şey deyin.
Bursalılar’ı bu kadar boş yere koymayın.
O gün;
Ne renk boya rengi kullandığı bile bilinen bu boyahaneleri kapatamıyor ya da ceza kesemiyorsanız da “Siyasi baskı var” falan gibi bir şeyler deyin bari de en azından oklar üzerinizden gitsin.
Doğrusu;
Bursa’da bu zamana kadar, halkın böylesine büyük bir orta sorununa gözünü kulağını kapatan bir yönetim anlayışı görmedik.
Bursa resmen sahipsiz.
Ne bürokratının, ne siyasetçisinin bu denli sessiz kaldığı, görmezden geldiği bir dönem görmedik.
Ama unutulmamalı ki…
Bursa’nın;
Suyu, toprağı zehirlendiği yetmiyor gibi bu zehirli sularda yetişen ürünlerin sofralara gelmesiyle insanlarını da potansiyel kanser hastası yapılmasına sebep olan/göz yuman/görmezden gelen bu anlayış, bu kentin kayıtlarında mutlaka yerini alacaktır.
Gör bu yaşananları Ankara.
Gör ki;
Bursalılar’ın Türkiye’nin 4. büyük kentinde görmezden gelinen bu toplu çığlığına bir önce önlem alınabilsin.