Hayli ilginç bir gündü.

Hele ki;

Türkiye’nin ekonomisiyle, idari ve siyasi hayatıyla adeta kilitlendiği büyük seçime sadece 3 gün kalmışken.

Bursa’da iki şey konuşuluyordu.

Biri;
Bugün Bursa’ya gelen Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitingiydi.

Diğeri de;

Birkaç gündür sosyal medya üzerinde döndürülen Muharrem İnce’ye yönelik kumpastı.

İşte böyle bir günde belki de siyasetin akışını değiştirecek olan sürpriz bir gelişme yaşandı.

Kılıçdaroğlu, Sivas’ta halka hitap ediyordu.

Tayyip Erdoğan da Ankara’da konuşuyordu.

Tam bu esnada;

Partisinin önünde kameraların karşısına geçen Muharrem İnce hayli öfkeliydi.

Bu öfkesini anlattıktan sonra da, Millet İttifakı’nı kastederek “Seçimi kaybederlerse suçu bize atacaklar, o yüzden bahaneleri olmasın, Cumhurbaşkanı adaylığından çekiliyorum” dedi.

Ve bu açıklama, siyasetin gündemine bir anda bomba gibi düştü.

Haliyle;

İnce’nin bu kararı en çok Millet İttifakı’nı sevindirdi.

Sosyal medya ise adeta coştu.

CHP’lisi, İYİ Partilisi, DEVA’lısı, Saadet’lisi, Gelecek’lisi, Demokrat Partilisi muazzam bir sevince boğuldu.

İlk açıklama da;
Bursa’ya gelmeden önce havada Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi.

İnce’ye seslenerek;
“Eski kırgınlıkları bir tarafa bırakalım. Sayın İnce, seni Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz” dedi ve bu çağrı da Memleket Partisi kanadında olumlu karşılandı.

Gelelim bu akşamüzerine ve o çok ses getiren Bursa mitingine.

Önce şunu söyleyelim.

CHP yönetiminin;
Gökdere’de kurduğu sahnenin bulunduğu yer gayet iyi seçilmişti.

Bu sayede;

Sahnenin sadece önü değil, sağ ve sol yanı da kalabalıkla doldu.

Kabalalığın bir yanı Haşim İşcan Caddesi’ne, bir yanı Setbaşı’na doğru uzanıyordu.

Dahası iyi bir kalabalık vardı ki Gökdere’de, herhalde Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugüne değin Bursa’da halka hitap ettiği en büyük kalabalıktı.

Tabi bu tablonun mimarları arasında, Altılı Masa’nın diğer partilerinin de etkisi vardı.

Mitingde de görüldü ki, 6 liderin birleşmesi, partilerin tabanlarında ve seçmenlerinde de fazlasıyla benimsenmiş.

Keza;
Aynı metrekare içinde 6 partinin bayrağının birden bulunması ve bu ayrı partilerin mensuplarının sanki tek parti mensubu gibi birbirlerine destek vermeleri dikkat çekiciydi.

Sanki;

6 ayrı partinin sempatizanlarının tek bir lideri varmış gibiydi.

Miting alanında çok fazla döviz ve pankart vardı.

Çoğu mesajlar da ekonomi ve demokrasi üzerineydi.

Hayli coşkulu büyük kalabalığın içinde gençlerin ve çok sayıda 60 yaş üzeri kişinin bulunması da dikkat çekenler arasındaydı.

Miting alanında anlatıldığına göre;

Alandaki kalabalık arasında hiçbir partiyle ilişkisi olmayan düz vatandaşların da sayıca çokluğu da konuşuldu.

Miting öncesi;

Sahneye ilk çıkan lider Saadet Lideri Temel Karamollaoğlu oldu.

Sempatik tavırları ile miting alanından büyük alkış alan Karamollaoğlu’nun birlik ve kardeşliğe yönelik konuşması sık sık sloganlarla kesildi.

Sahneye sonra da;
DEVA lideri Ali Babacan çıktı.

Onun konuşması da dikkat çekiciydi.

86 milyon, 1’den büyüktür” diyerek “halkın tek adama artık mahkum olmayacağını” söyleyen Babacan, Türkiye’nin artık milletin isteğiyle istişare ile yönetileceğini söyledi.

Sonra da;
Cebinden 200 liralık bir banknot çıkardı.

Ve;
“Bakın bu para 2009 yılında çıktığında 134 dolardı, bugün ise sadece 9 dolar” dedi.

Ardından da;

Cebinizden bu 125 doları kim çaldı” diye sorarak “Siz iyi biliyorsunuz tabi” dedi.

Konuşması sık sık;

Her şey çok güzel olacak” sloganlarıyla kesilen Babacan, sonra da mikrofonu başka bir lidere Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na bıraktı.

Davutoğlu’nun da konuşması sertti.

Eski Başbakan Binali Yıldırım’a “Senin ve ailenin dışarıdaki o milyar dolarlarını ne zaman Türkiye’ye getireceksin” dedi.

Sonra da;

Kendilerini terörle işbirliği yapanlara “Osman Öcalan’ı kim televizyona çıkardıysa terörist odur, İmralı’dan kim mektup getirdiyse terörle işbirliği yapan odur” dedi.

“Çetelere” de seslenen ve hesap sorulacağını söyleyen Davutoğlu faiz ve uyuşturucu baronlarıyla da hesaplaşacaklarını anlattı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye de seslendi:

Ey Bahçeli” dedi “Bir kere rahmetli Sinan Ateş’in memleketi Bursa’dan bu cinayetin hesabını ver bakalım sen”

“Talimat alan yargının sona ereceğini” ve Türkiye’ye artık “hak, hukuk geleceğini” anlatan Davutoğlu’nun de performansı yüksekti.

Saat 18.17 sıralarında da sahneye Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir alkış eşliğinde çıktı.

Seçimi kadınların ve gençlerin kazanacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, kendilerinin terörle bağlantılı olmalarına yönelik söylemler için “İki kırmızı çizgimiz var, biri bayrağımız biri de vatanımız” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun;
Büyük kalabalığı heyecanlandıran ve sevindiren bir büyük sözü de şu oldu.

Biliyorsunuz” dedi “Sınırlarda hudut namustur yazar”

Sonra da;

Ama sınırlarımız yol geçen hanına döndü. Afganlısı, Suriyelisi, Afrikalısı sınır tanımadan içeri giriyor. Size söz bunların hepsini ülkelerine göndereceğiz”

Bu sözler, kalabalıktan büyük destek görürken, aylar sonra Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni de Mustafa Bozbey’le alıp, Bursa’yı beton Bursa’dan yeşil Bursa’ya döndüreceklerini söyledi.

Büyükşehir Yasası’nı değiştirip köy tüzel kişiliğini geri getirip, mahalleye dönüştürülen köylerin yine köye dönüştürüleceğini ve mal varlıklarını da iade edileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun da formu yerindeydi.

Devletin adaletinin artık kalmadığını söyleyip “size söz, hak hukuk getireceğim, mülakatı sonlandırıp liyakat getireceğim” diyen Cumhurbaşkanı adayı, “beşli çeteler” ile “uyuşturucu baronlarına” da nefes aldırmayacağını anlattı.

Konuşmasında;

Yiye yiye doymayanlar artık halka hesap verecek” diyen Kılıçdaroğlu, “Sinan Ateş ile Gaffar Okan’ın katillerini de göreceksiniz kulağından tutup adalete teslim edeceğim” dedi.

Halka;

Sandığa gitme çağrısı yapan ve Türkiye’nin 15 Mayıs sabahından itibaren bahar açan bir ülkeye kavuşacağını, birlik ve beraberliğin hüküm süreceğini, her yere adalet geleceğini, ekonomik refahın hissedileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, görebildiğimiz kadarıyla Bursa’dan ve gördüğü kalabalıktan memnun ayrıldı.