Sonunda;
Tünelin ucundaki ışık göründü.

Nihayetinde;
Türkiye’nin en büyük göçmen derneği Bal-Göç’ün kongresinin 3 Temmuz’da yapılmasına karar verdi kayyum heyeti.

Bilindiği üzere;

Bal-Göç’ü babalarından kendilerine miras gibi gören zihniyet yüzünden koca camia 4 yılı aşkındır kongre yapamıyordu.

Sonunda da;
Koca yapı mahkemelik olmuştu.

Ama ne yaptı 9. Sulh Hukuk Mahkemesi?

Bal-Göç’te yaşanan alavere dalaverelere ve koltuklarına yapışmış insanların yaptıklarına “dur” demiş ve Bal-Göç’e kayyum atamıştı.

Yani;

Bal-Göç içinde Genel Başkan Veli Öztürk’e darbe yaparak kendisini başkan ilan Turhan Gençoğlu’nun ablasının çocuğu Gökhan Sözüçetin’in yetkisini elinden almıştı.

Ve yetki de;
Mahkeme kararıyla, camianın sevip saydığı isimlerden olan Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu’ya verilmişti kayyum olarak.

İşte;
O kayyum heyeti bir süredir, Bal-Göç’ü ivedilikle kongreye götürmek için hazırlık yapıyordu.

Bu süreçte çok demokratik bir yol izledi kayyum heyeti.

Kongrenin bir an önce yapılabilmesi için başkan adaylarını da sürecin içine soktu.

Ne var ki;

Kayyum heyetinin bu toplantılarına, başkan adaylarından Emin Balkan ve Kader Özlem katılmasına rağmen…

Turhan Gençoğlu’na yakınlığı artık tüm camiaca bilinen ve “Gençoğlu’nun adayı” olarak konuşulan diğer başkan adayı Hasan Öztürk katılmayı reddetti.

Reddettiği gibi;
Kayyum heyetinin randevu taleplerine de cevap vermedi.

Sonuçta da;
Kayyum heyeti diğer iki başkan adayı ile birlikte uzlaşarak Bal-Göç’ün kongre tarihini 3 Temmuz pazar günü olarak belirledi.

Yer sorunu çekildiği için de;

Kongre yeri, Yıldırım Belediyesi’nin Yunus Emre Spor Kompleksi olarak belirlendi.

Böylece;
İş artık 3 Temmuz’da yapılacak kongreye kaldı.

Kulağımıza geliyor.

Kayyum heyeti bu kararı salı gecesi aldığından beri, birileri hop oturup hop kalkıyormuş.

Hatta ve hatta;
Kongrenin yine yapılmaması ve geçen seferki gibi baltalanması için de çalışma içine girmişler.

Görüyor musunuz bunların yaptıklarını?

Yıllar yılı;
Kurumu babalarının malı gibi kullanmışlar.

Karar defterinde kasıtlı olarak boş sayfalar bırakıp, yüzlerce kişiyi isimleri bile sığmayacak şekilde üye kaydetmişler.

Çıkarlar zedelenince kendi aralarında kavgalara girmişler. Birbirlerinin para ilişkilerini kamuyu ile paylaşacak kadar çirkinleşmişler.

AK Parti’nin bir belediye başkanı’nın bile üyeliğini büyük bir cüretle engellemeye çalışmışlar.

Kendi idealleri için sürekli ada(y)m değiştirmişler.

Sofya’ya gizli gizli adam göndermişler, camia yerine HÖH’ten medet ummuşlar.

Mahkemenin atadığı kayyum heyetini “taraflı” bulup, kendi adamlarını “bağımsız” diye kayyum atatıp mahkemeye yutturmaya çalışmışlar.

Kısacası;
Koltuğu bırakmamak için ellerinden ne gelirse yapmışlar.

İşte;
Bunların bu yeteneksizliği yüzünden de Türkiye, başta Bulgaristan seçimlerinde olmak üzere bir türlü Türk birliği sağlayamamış.

10 binleri aşan üye sayısını bile 2 binlere düşüren, geçmişte Bulgaristan’da alınan oy oranlarını gide gide kaybeden bu “Truman zihniyeti” hala da ders almamış görünüyor.

Hatırlarsınız;

19 Mayıs’ta Bulgaristan’ın Cebel kentinde yaşananları.

Mahkeme kararıyla görevden el çektirilen yeğeni Gökhan Sözüçetin’i Bal-Göç Genel başkanı olarak takdim ettiren Gençoğlu, o kadar yetkili ve sıfatlı kişiyi bırakın anons ettirmeyi, kimseyi konuşturmamış sadece kendisi konuşmuştu.

Bakar mısınız egoya?

Hatta;
Bu yüzden, bir dönem Gençoğlu’nun başkan adaylarından diye bilinen Kader Özlem bile sıfatı olmasına karşın bu işe tepki göstermiş ve organizasyonu terk etmişti.

Bir de;
Bu zihniyet hala utanmadan mahkeme kararlarını tanımıyor.

Açıklamalarında;

Kararını beğenmediği 9. Sulh Hukuk Mahkemesi Başkanı’nı hedef alarak “Mahkeme kadıya mülk değildir” diyecek kadar küçülen sonra da korkup bu cümleyi paylaşımlarından çıkaran (ama kayıtlı) Gökhan Sözüçetin’in idaresindeki sosyal paylaşım sitesi de hala muamma.

Keza;

Mahkeme Başkanı, derneği tamamıyla kayyum heyetine devretmiş olmasına rağmen kendisini hala Başkan zanneden Turhan Gençoğlu’nun ablasının çocuğu Gökhan Sözüçetin, ne Bal-Göç’ün resmi internet sitesinin ne de sosyal medya hesaplarını vermiyor.

Resmen vermiyor!

Adeta gasp ediyor.

Vermedikleri gibi kendilerine ait olmayan bu yerlerden de sürekli olarak camiaya kendi algılarını yapıyorlar.

Aslında suç işliyorlar.

Dahası da var.

Bunlar koltuklarına bu kadar bağlanmışlar ki, görevden alınmasına rağmen bu Gökhan Sözüçetin katıldığı toplantılarda hala Bal-Göç Genel Başkanı sıfatını kullanıyor.

Gönderdiği çiçeklere bile, olmayan bu sıfatını yazdırıyor.


Geçenlerde;

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’dan bile bu sıfatla randevu almışlar hatta.

Bunlar gerçekten şaşırmışlar.

Koltuksuz sıfatsız yaşamaz hale gelmişler, unvan gaspı yapar hale gelmişler.

Neyse ki tüm bunların hepsi 3 Temmuz’da yapılacak kongrede sona erecek.

Camianın seçeceği başkan, gerçek başkan olacak.

Yeni yönetim emin adımlarla geliyor.

Sonra da yılların kaybının telafisi başlayacak.

Ve yapılacak bu arınma, göçmen camiasına çok iyi gelecek.

Dahası da;

Milyonlarca göçmenin sesi olan Bal-Göç’ün, babadan oğula oradan da abla çocuğuna ya da adamına geçen bir miras olmadığı da kanıtlanacak.

Haydi iyi geceler şimdi, Allah rahatlık versin!