Yaşananları unutmamak gerekiyor.

Hatırlanacaktır;

PKK’ya yönelik yeni bir açılım sürecinin başlangıcında Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ sıkı bir muhalefete başlamıştı.

Hele ki;
DEM Parti ile yapılacak olası bir anlaşmanın, “Türkiye’nin PKK’ya teslim olması anlamına geleceğini” söylüyordu.

Ki;

Bu söylemleri fazlasıyla artınca ve karşılık da bulmaya başlayınca Ocak 2025’te sürpriz bir şekilde Ankara’da yemek yerken “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasıyla gözaltına alındı ve sonra da tutuklandı.

Tam 148 gün Silivri’de tutuklu kaldı Özdağ.

Bu arada PKK’nın lağvedilmesine yönelik pek çok gelişme kaydedildi.

DEM Parti de bir nevi iktidarın gözdesi oldu.

“Terörsüz Türkiye” kavramının neler getireceği henüz belli değil.

Tüm bunların yanında;

Bölücü başı Öcalan için daha önce de ''Kurucu önder'' tanımlaması yapan MHP Lideri Bahçeli’nin hayli tehlikeli bulunan “Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Kürt, diğeri Alevi olsun” önerisi de sert tartışmaları beraberinde getirdi.

Korkulan, ulus kimliğinin bozulması, dağılması.

Türk yerine Türkiyeli kavramının fazlasıyla konuşulması da insanları tedirgin eden bir başka gelişme.

Tıpkı;

Bebek katili Öcalan’ın, adeta bir barış güvercini gibi gösterilmeye çalışılması da tepkileri beraberinde getiren bir başka neden.

İşte…

Tüm bu birleşik gelişmeler ışığında oy oranı yüzde 5’ler seviyesinde olan İYİ Parti’de bir kıpırdanma başladı.

Biraz da;
Zafer Lideri Özdağ’ın geri çekilmesinden olsa gerek ki, bu PKK, Öcalan, Terörsüz Türkiye konularına en sert sesi İYİ Parti vermeye başladı.

Bu nedenle;

İYİ Parti Lideri Dervişoğlu’nun Bursa mitingi önemliydi.

Çünkü;

Toplumda henüz tam karşılık bulmayan bu konu, bir turnusol kağıdı gibi Bursa’da da suya batırılacaktı.

Hele ki;
Ağustos sıcağında ve de pazar günü miting yapmanın dezavantajları vardı ki, gördüğümüz kadarıyla katılımı yüksek bir miting oldu.

Screenshot 1-1478

Bugüne değin sayısız miting izledik.

Bu mitingin önemli bir farkı vardı ki o da, genel siyaset üzerine değil de tamamen tek bir konuya odaklı miting olmasıydı.

Alandaki binlerce kişinin sloganlarından da belliydi bu.

“Türkiye Türktür, Türk kalacak”

“Apo’nun kardeşi, Devlet Bahçeli”

“Katil PKK, işbirlikçi AKP”

“Şehitler ölmez, vatan bölünmez”

Screenshot 3-957

Şimdi;
Dervişoğlu kürsüden konuşurken alanda toplanan binlerce insanın sadece bu tarz sloganlar atmasının tek bir nedeni vardı, o da PKK üzerinden DEM’e nasıl tavizler verileceği ve ulus kimliğinin zarar görüp görmeyeceğine dair endişelerdi.

Belli ki;

Bu “Terörsüz Türkiye” kavramının altından ne çıkacağına dair büyük endişeler duyuyordu insanlar.

Hele hele;

Binlerce kişinin katili teröristbaşı Öcalan’ın giydirilip, paklandırılıp kameralar önüne çıkarılması belli ki Türk insanının kolay kolay hazmedebileceği bir şey değildi.

Bu tepki alenen ve açık şekilde sürüyor.

Zafer Partililerin ve Bağımsız Türkiye Partililerin de destek verdiği bu mitinge CHP’liler de katıldı.

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de alandaydı.

Belli ki;

Türkiye’nin bölünme tehlikesine karşı tedirginlik yaşıyordu CHP’liler de.

Zaten;
Bu durumu İYİ Parti Lideri Dervişoğlu kürsüden şu sözlerle açık açık dile getirdi:

“TBMM’de kurulması planlanan komisyona üye vermiyoruz, çünkü Milli güvenlik ve devletin bekasına yönelik kırmızı çizgilerimiz var.

Eğer bugün susarsak, yarın konuşacak bir ülkemiz, sahip çıkacak evladımız kalmayabilir.

Bu nedenle bugün burada yaptığımız sadece bir miting değil, bir uyanış çağrısıdır”

Screenshot 2-1141

Şunu da söyledi:

“81 ilde 86 milyonun endişeleri sürerken, şimdi karşımıza çıkmış, her derde deva diye ilaç satıyorlar. İsmi de Terörsüz Türkiye.

Meclis’e de kaçak bir eczane kurmuşlar, bu ilacın özü de zehirdir.

Dertlerinde bile bölünmüş, parçalanmış bir vatan. Bizim itirazımız işte bunadır”

Başta da söylediğimiz gibi bu mitingi, standart siyasi parti mitinglerinden ayırmak ve öyle bakmak gerekiyor.

Bu nedenle;
Ağustos sıcağında yapılan ve buna rağmen de iyi bir kalabalık toplayan bu mitingi böyle değerlendirmek gerekiyor.

Dikkatimizi çeken bir başka şey de, 148 gün tutuklu kaldıktan sonra sürpriz bir şekilde serbest bırakılan Zafer Partisi Lideri Özdağ’ın bu yöndeki suskunluğu ve yerine de adeta İYİ Parti Lideri Dervişoğlu’nun geçmesi!..

Zaten;

Dervişoğlu’nun, ilkini Bursa’dan başlattığı bu bir nevi ikinci çözüm sürecine karşı yapacağı mitinglerden de bu anlaşılıyor.