Aslında…

Firmasının adı, kendi adının önündeydi yıllarca Bursa’da.

Ki;

Ergünkent adlı inşaat firması sadece Bursa’da bugüne değin 2 bin 500’ün üzerinde konut ve ticari alan bitirmişti, bildiğimiz kadarıyla halen de bin 500 civarında konut inşaatı da sürüyor.

Sektör içinde de;
Bursa’nın “en güvenilir” firmalarından biri olarak gösteriliyordu.

Ama böylesine önemli bir firmanın sahibi –doğal olarak- tanınmıyordu.

Tanıyanlar bilir, bunun sebebi de sahibinin mütevazı bir kişiliğe ve aile yapısına sahip olmasıydı.

Ne zaman ki;

En zor döneminde çok sevdiği Bursaspor’a başkan seçildi pek çok kişi o zaman tanıdı bu iş insanı Emin Adanur’u.

Hatta iyi hatırlıyoruz.

Ki Bursaspor’un o kongresinde oradaydık.

Emin Adanur’un adaylığını duyanlar “Ergünkent’in sahibi” denilince “haaa, tamam biliyoruz” demişlerdi.

İşte;
Böylesine önemli ve güvenilir firmanın sahibi Adanur’un başı bir süredir dertteydi(!)

İhsaniye’de;
Bölgenin en büyük ve en lüks projesine başlamıştı.

İnşaata başladığında Ergünkent firması, Ahmet Demirtaş’ın sahibi olduğu bir firmayla satış anlaşması yaptı.

Bu anlaşmaya göre;

Yüzlerce dairenin bir bölümünün satış hakkı, Demirtaş’ın sahibi olduğu bu firmaya verildi.

Ki bu anlaşma;
Çoğu inşaat şirketlerinde yapılıyor.

Özellikle bu uygulama İstanbul’da çok yapılıyor.

Yani;

İnşaatı yapan firma, satışlara karışmıyor, daireleri başka bir firma satıyor.

Yine bildiğimiz için söylüyoruz.

Ergünkent firmasının güvenirliliğini bilen çokça Bursalı, bu dairelerden de sahip olmak istedi.

Gittiler örnek daireleri gezdiler, dairelerini bloklardan beğendiler ve paralarını verip ön anlaşmayı da yaptılar.

Ne var ki;
İlerleyen günlerde ilginç bir şey yaşandı.

Ergünkent gibi büyük firmanın adına güvenip daire sahibi olmak isteyenlerin bir kısmının başına tuhaf bir şey geldi.

Bu insanlar;
Paralarını verdiklerini dairelerin tapularını almak istediklerinde bu aracı firma olan Ahmet Demirtaş’ın firmasına ve kendisine ulaşamadılar.

Haliyle de mağdur oldular.

İşin tuhafı;
Tüm bu olanlardan ne Ergünkent’in sahibi Emin Adanur’un bilgisi vardı ne de ilgisi.

Gün geldi;
“Kabak”, iş insanı Emin Adanur’un başına patladı(!)

Hiçbir ilgisi ve yetkisi olmayan bu sözleşmelerden Adanur sorumlu tutuldu.

Oysa adres Adanur değil Ahmet Demirtaş’ın sahibi olduğu aracı kurum olması gerekiyordu.

Mahkemeler başladı, o onu şikayet etti derken, Adanur da mağdurlar arasına girdi.

Hatta;

Bu mağduriyetle hiçbir ilgisi olmayan Adanur hakkında iftira kampanyası başlatanlar bile oldu.

Daha da ileri gidenler “kaçacak” diyecek kadar çirkinleştiler iftiralarında.

Peki Adanur ne yaptı?

Hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen üçüncü şahıslar üzerinden daire satın alan tüm bu mağdurları topladı ve tüm mağduriyetleri kendi cebinden ödeyip sorunu çözdü.

Önceki gün;
Bu mağduriyeti yaşayanların bir açıklaması vardı.

“Ergünkent ve sahibi Emin Adanur bizleri yanıltmadı, mağduriyetimizi önledi, kendisine teşekkür ediyoruz” diye.

Gerçekten de olacak şey değil.

Ama oluyor işte.

Hiçbir zorunluluğu olmamasına rağmen Adanur, sırf kendi firmasının adına güvenip üçüncü şahıslardan daire satın alanların mağduriyetini çözdü.

Şimdi herkes mutlu.

Mutlu ama her zaman da insanların önüne böyle anlayışlı bir kişi çıkmaz.

Adanur diyemez miydi “Daireleri benden almadınız ki, bu işte benim hiçbir sorumluluğum yok” diye.

Derdi.

Ama demedi.

Buradan çıkarılacak ders şu.

Hatırlanacaktır.

Yıllar önce Bursa’da bir Uludağ İnşaat skandalı yaşandı, yüzlerce kişi bu firmaya paralarını kaptırdı.

Ortada da hala bir tek daire bile yok.

Adamlar topladıkları paralarla kaçtı gitti Bursa’dan.

Diyeceğimiz şu.

Gerek yatırımlık, gerekse oturmalık daire satın alacaksanız, firmayı iyi inceleyin, geçmişine bakın, hatta sahibini bile ilgili oda veya derneklerden araştırın ve üçüncü şahıslarla alışveriş yapmayın, imzaları direkt olarak inşaat firmasıyla atın.

Çünkü;

Bu yaşanan bu mağduriyette olduğu gibi karşınıza her zaman Ergünkent’in sahibi Emin Adanur gibi dürüst bir adam çıkmayabilir.

Aman dikkat!