Nihayet gereken yapıldı.

Ama yeterli değil.

Selanik göçmenlerinin yüzde 90’ının sabetayist olduğunu, bu kişilerin aslında müslüman olmadığını söyleyen Akçakoca’nın sözde ilçe müftüsü Şaban Soytekinoğlu, gelen yoğun tepkiler nedeniyle bugün açığa alındı.

Şimdi de;

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlamasıyla hakim önüne çıkacak.

Umarız ki;
Tüm göçmenleri ayağa kaldıran bu rezil açıklamaları hakkında gereği yapılır ve halka nefret tohumları eken bu zat, hak ettiği maddi cezayı da alır.

‘Göçmen şehri Bursa’da kafalarını kuma gömenler’ başlıklı dünkü yazımız nedeniyle iki gündür elektronik posta ve mesaj yağmuruna tutuluyoruz.

Biraz geç oldu ama Bursa’daki bazı göçmen yöneticiler ve göçmen dernekleri de konunun önemini yeni yeni anladı.

Sözde müftü’nün;
Açığa alınmasıyla ilgili TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un açıklamaları fazlasıyla yerindeydi bugün.

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu da bugün suç duyurusunda bulunan kuruluşlar arasındaydı.

CHP Milletvekilleri Erkan Aydın ve Yüksel Özkan da bugün soluğu Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği ile Lozan Mübadilleri Derneği’nde alanlardı.

Erkan Aydın’ın “Bunun adı provokatörlüktür. Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde bu makamlara gelip, bizim vergilerimizle evine ekmek götürenler, hainlikte sınır tanımıyorlar” sözleri dikkat çekiciydi.

Yine;

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın, sözde müftü’ye yönelik tepkisel açıklaması da önemliydi.

Bugün;

Bu rezil açıklamaya tepki gösterenler arasında RUMELİSİAD Başkanı Zarif Alp de katıldı.

Geçmiş dönem başkanı Naci Şahin’in önderliğinde BALKANTÜRKSİAD Başkanı Fatih Şakir ile BALKANTÜRK Eğitim Vakfı Başkanı Aytuğ Onur da kurumsal olarak tepkilerini gösterdiler bugün.

Yanı sıra;
İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da, arkadaşlarıyla birlikte Görükle’de Mübadele Derneği önünde basın açıklaması yaptılar ve sözde müftü’ye yönelik tepkilerini dile getirdiler.

Hakkını yememek gerekir.

Biz;

İnsanları birbirine düşüren bu rezil açıklama karşısında, göçmen şehri Bursa’da tepkisiz kalanları eleştirirken MHP Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu’nun daha aynı gün verdiği refleksi görmemişiz.

Vahapoğlu, müftü’nün cuma vaazında söylediği bu rezil sözlerin ardından sert bir açıklama yapmış ki, Bursa’da ilk tepki gösteren kişi olmuş aynı zamanda.

Bir de şu var.

Hadi Yunan Başbakan Miçotakis, “Yunanlığını” yaptı ve Türk köylerindeki insanları “Yunan” olarak niteledi.

Peki ya, içimizdeki bu müftü’ye ne demeli?

Ona mı kalmış, kendi halkını aşağılayan bu sözleri söylemek, özbe öz Türk ve müslüman olan göçmenleri sabetayist olarak nitelemek?

Hele ki, toplumun her konuda çok hassas olduğu şu dönemde.

O nedenle dün boşuna demedik, zamanında dünyayı titreten Bal-Göç’ün, bugün sıradan, güçsüz, refleks bile veremeyen sıradan bir dernek haline döndürüldüğünü.

Üzülüyoruz açıkçası.

Bırakın yöre derneklerine öncülük edip kitlesel bir basın açıklaması yapmayı, hala dahi resmi web sitelerinde tek bir kınama yok.

Galiba, çevrelerinde oluşan tepkiler üzerine kıpırdanma kararı almışlar da, Hukuk komisyonları, bu sözde müftü için yeni harekete geçmiş!

Eğer ki;

Bal-Göç, Bal-Göç olsaydı, göçmenler adına Türkiye’yi ayağa kaldırır, daha aynı gün müftü hakkında yaptırım kararı aldırtırdı.

Dahası;

Eskiden olduğu gibi siyasiler ve kent yöneticileri, televizyon kameralarıyla Bal-Göç binasına akın eder, açığa alınan bu sözde müftü’ye karşı tepkilerini dile getirirlerdi.

Ama Bal-Göç’ün kapısından bile içeriye giren yok artık.

Bu kadar mı itibarsızlaştırılır bir kuruluş?