Malum.

Geçen hafta Bursa’da Ekrem İmamoğlu rüzgarı esti.

Gerçekten de bir rüzgardı.

İmamoğlu;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini iki kez kazandığından beri özel bir siyasi konumunda.

Sadece İstanbul’da değil, ülke genelinde ciddi bir sempatizanı oluştu.

Özellikle;

Kendisine verilen o çok tartışmalı cezanın ardından, görebildiğimiz kadarıyla seveni daha da arttı.

Öyle ki;

Bir lider gibi oldu.

İmamoğlu bir süredir yurt gezileri yapıyor.

Karadeniz gezisinin ardından da geçen hafta Bursa’daydı.

Deyim yerindeyse Bursa’yı ayağa kaldırdı.

Programına;

Umurbey’de Celal Bayar’ın anıtmezarını ziyaret ederek başladı.

Ardından;

Gemlik’te müthiş bir kalabalığa hitap etti.

Aynı kalabalık Mudanya’da, Nilüfer’de de sürdü.

Yaptığı esnaf gezileri caddelerin kapanmasına yol açtı.

Ulucami ziyaretinde ve sonrasındaki Kapalıçarşı turunda da izdiham yaşandı.

İnsanlar İmamoğlu’nu seviyor.

Dahası;
Sadece CHP’nin belediye başkanı olarak da görülmüyor, başına gelenlerden ve yaşadığı mağduriyetlerden dolayı toplumun bir sevgilisi haline geldi zaman içinde.

Bursa’da da;
CHP İl Başkanlığı’nca, belediye başkanlarının ev sahipliğinde karşılandı.

Görebildiğimiz kadarıyla o da çok mutluydu Bursa’da kendisine gösterilen ilgiden, CHP’liler de.

Aynı günün akşamında da;

CHP İl Başkanlığı’nın düzenlediği bir yemek vardı.

Yemeğe davetliydik.

İş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile hemşeri dernekleri de davetliydi yemeğe.

Bulunduğumuz masa, İmamoğlu’nun hemen karşısındaydı.

Saymadık ama İmamoğlu ile fotoğraf çektirenlerin sayısı, galiba o kalabalık salonun üçte biri kadardı.

Kimseye “hayır” demedi, yanına gelen her kişi için tek tek ayağa kalktı.

Yanında oturan CHP İl Başkanı Turgut Özkan da, zaman zaman bilgilendirme yaptı İmamoğlu’na.

Yemek sonrasında da o beklenen konuşmasını yaptı.

Konuşmasının giriş cümlelerinin ardından da “gelelim” dedi “şimdi, Bursa’ya neden geldiğime”.

Bu sözlerini de Türkiye’de son zamanlarda çok tartışmalı hale gelen adalet ve yargı sistemiyle açtı.

Ben kimsenin hakkını yemem ama hakkımı da yedirmem” dedi.

İBB Başkanı olarak hakkında verilen mahkeme kararı ve siyaset yasağı nedeniyle gerginliğini hala koruyan İmamoğlu, 2023 seçimiyle birlikte Türkiye’nin artık normale döneceğini, özlenen hak ve hukukun egemen olacağını anlattı.

Konuşması sık sık alkışlarla kesildi İmamoğlu’nun.

Öyle alışık olunan o sert koruma ordusunda bulunmaması da İmamoğlu’na olan sempatiyi artıran başka etkenlerdi.

Görebildiğimiz kadarıyla;

İBB Başkanı İmamoğlu, yaşadığı belediye başkanlığı ve sürdürdüğü yurt gezilerinde karşılaştığı sevgi gösterilerini farklı şekilde değerlendiriyor ve daha ileriye bakıyor.

Bunu da zamanla göreceğiz.

Bu arada;

O gece dikkatimizi çeken bir şey daha oldu.

Yemeğe Altılı Masa’nın Bursa İl Başkanları da davetliydi.

Sadece Saadet yoktu gecede, diğerleri vardı.
CHP İl Başkanı Turgut Özkan’ın jestiyle birer selamlama konuşması yaptı Masa’nın İl Başkanları.

İYİ Parti’nin, Gelecek’in, Demokrat Parti’nin Başkanları’nın konuşması gayet normaldi.

Ne var ki;
DEVA İl Başkanı Serkan Özgöz’ün yerine yemeğe DEVA’yı temsilen gelen partinin İl Sekreteri Şakir Çalışkan’ın konuşması dehşetti!

Doğrusunu söylemek gerekirse;
Allah hiç kimseyi siyaset uğruna böyle bir duruma düşürmesin.

Mikrofonu eline alan DEVA’lı Şakir Çalışkan, sanki CHP’nin en ateşli yöneticisi gibiydi.

Neler neler söyledi.

Ne güzellemeler yaptı Altılı Masa’ya.

Ne dedi biliyor musunuz, sert bir ses tonuyla?

Ekrem Başkan” dedi “Türkiye’nin hep gündeminde oldu. Ancak son günlerde zulmün hedefi olarak Türkiye’nin gündeminde”

Sonra da;

Bizler” dedi “Buradaki siyasi partilerin temsilcileri olarak, adalet yürüyüşünün yolcuları olarak bu zulme fırsat vermeyeceğiz”

Finali de şu cümleyle yaptı:

Tayyip Erdoğan artık kaybetme ahlakını kaybetti, o nedenle de kaybedecek. İnşallah da 2023 yılı bizim yılımız olacak”

Normalde;
Bu sözlerin sahibinin ezelden beri AK Parti ve Tayyip Erdoğan karşıtı birisinin olduğu beklenir değil mi?
Ama öyle değil işte.

Bu sözlerin sahibi, yıllarca Milli Görüş’te görev yapan sol düşüncenin karşıtı bir insan.

Fazilet Partisi’nde Seçim İşleri Başkanlığı bile yapmış bir kişi.

Dahası;

AK Parti’de görev alıp, İl Genel Meclisi üyeliği yapmış bir kişi.

Dahası,

Partisi AK Parti’den milletvekili aday adayı olup, Bursalılar’a sokak sokak Tayyip Erdoğan’ı anlatıp, rakiplerini siyaseten kötüleyen, AK Parti’nin bayraktarlığını yapan bir kişi.

Ne acı değil mi?

DEVA’lı bu Şakir Çalışkan, şimdi yıllarca “Sayın Erdoğan” diye hitap ettiği lideri Cumhurbaşkanı’ndan şimdi küçümseyerek adıyla bahsedip ‘Tayyip Erdoğan artık kaybedecek, çünkü artık kaybetme ahlakını kaybetti” diyecek hale gelmiş.

Şimdi de;
Bir dönem göklere çıkardığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçilmemesi için çalıştığı gibi yıllar yılı karşıtı olduğu sol düşüncenin bir mensubu olan Ekrem İmamoğlu’na övgüler yağdırıyor.

Dedik ya;

Siyasi yelpazede 180 derece birden dönebilmek, yıllarca hizmet ettiği davayı ve liderini kötülemek herkesin harcı olamaz!

Allah hiç kimseyi siyaset için bu duruma düşürmesin.