Doğrusu;

Osmangazi Belediyesi’nin başarılı Kültür Sanat Müdürü Gülşah Cebelli, arayıp da davet etmese böylesine güzel bir geceden haberimiz olmayacaktı.

İyi ki de aramış.

Hem kulaklarımızın pası silindi.

Hem de;

Bugün itibariyle tam 16 gündür süren Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle ilgili ilginç bir bilgi sahibi de olduk.

Dostumuz, meslektaşımız Gülşah yine çok iyi bir etkinliğe imza attı ve dünyaca ünlü besteci ve piyanist Anjelika Akbar’ı Bursalılar’la buluşturdu.

Yer de;

Başkan Mustafa Dündar’ın Bursa’ya imzası olan Panorama 1326 Fetih Müzesi’ydi.

Çok sayıda Bursalı’nın ilgi gösterdiği gecede, Anjelika Akbar muazzam bir gece yaşattı izleyenlerine.

Akbar’ı;
Geçmişte de Bursa Festivalleri’nde dinlemiş biri olan bu etkinliği de kaçırmak istemedik ve gittik yine canlı canlı izledik.

Gecede;

Gülşah Cebelli’nin uyarısıyla ilginç bir bilgiye de sahip olduk.

Meğerse;

Akbar’ın müzisyen annesi Rus, hem müzisyen hem de felsefeci olan babası da Ukraynalı’ymış.

Akbar ise Kazakistan doğumlu.

Doğrusu çok ilginç bir durum.

Dahası;

Anjelika Akbar, klasik müzik sanatçısı için çok da uygun bir ülke olmadığını bilmesine rağmen kültürel nedenlerle ailesini de şaşırtarak Türkiye’ye yaşamayı seçen ve 1993 yılında da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçen bir sanatçı.

Tabi;

Gazetecilik refleksiyle, kendisiyle konseri sonrasında görüşme planları yaptık halen süren Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili ne düşündüğünü sorma düşüncesine girdik.

Ama şaşırttı bizi.

İyi de yaptı Anjelika Akbar.

Alkışlar arasında tam da zamanında sahneye çıkan Akbar, piyanosunun başına geçip, Bursa’da bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek önce şu açıklamayı yaptı.

“Dünyanın son zamanlarda yaşadığı durumla ilgili düşüncelerimi sizlerle de paylaşmak isterim.

Babam Ukrayna, annem Rusya doğumlu. Ben de Kazakistan doğumluyum.

Ama hepimiz güneş sistemi üzerindeki dünya gezegeni doğumluyuz.

Kan rengimiz aynı. Aynı havayı soluyoruz.

Artık bilinçsizlik zindanından çıkıp, hepimizin bu gezegenin birer ferdi olduğumuzu idrak etme zamanı geldi”

Akbar;

Alkışlarla kesilen sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Bu evrende geçerli olan en önemli kural, kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapmamak.

Hepimiz bu kurala göre yaşarsak dünya o zaman cennete döner. Büyüklerim hep derdi ki ‘cennet cennet diye arama, bulunduğun yeri cennete dönüştür’. İnşalllah dünya da böyle olur”

Çok güzel ifadeler ve temennilerdi bu sözler.

Konserine de;

Türkiye’ye geldiği ilk yıllarda yaptığı “aşk” isimli bestesiyle başladı.

Ardından da;

Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım”, Pir Sultan Abdal’ın “Haydar Haydar”, bir İstanbul türküsü olan “Katibim”le devam etti.

Sonra da izleyen herkesi öyle bir bağladı ki piyanosunun başında, Bach, Mangore, Tariverdiyev ve Schnitte’nin eserleriyle adeta büyüledi.

Görebildiğimiz kadarıyla, salondaki izleyiciler arasında Belediye Başkan Yardımcılarından Cem Kürşat Hasanoğlu ile Bülent Hamdi Cingil de vardı.

Çok güzel bir geceydi.

Hele ki bu karamsar dönemlerde eminiz ki, izleyen herkesi fazlasıyla motive etti Anjelika Akbar.

Kültür Müdürü Gülşah Cebelli’yi bir kez daha tebrik ediyoruz.