Malum.

Koronavirüs vakaları yine artıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca;

Bayram arifesinde, özellikle 50 yaş üzerine bir hatırlatma aşısı tavsiyesinde bulununca, bayramın son günü olan 12 Temmuz’da Çekirge Devlet Hastanesi’ne gittik.

Eski adıyla Çekirge SSK’ya.

Keşke gitmeseydik.

Abartıyoruz ama sanki tüm Bursa oradaydı!

Hele acil servis ana baba günüydü.

Öyle ki;

Acil servisin başvuru masalarına olan müracaat kuyruğu bina dışına çıkmıştı.

Ve öyle görünüyordu ki, onlarca kişi ayakta kuyruk beklediğine göre öyle pek de acillik bir şey görünmüyordu “hastalarda”

Bu yönde…

Doktor Kartal Saldırış’ın bir önerisi olmuştu kısa bir süre önce.

Geçmişte Mudanya Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Saldırış’ın önerisi çok basitti.

Acil’de reçete yazılmazsa yeşil alan kendiliğinden kalkar ve acilin yükü yüzde 90 hafifler”

Bu;
“Yeşil alan” dediği, acile ayaktan gelen ve acil sağlık hizmetlerinin aksamasına neden olan hastaların bakıldığı işlemin adı.

Ne tuhaf k;
Adı acil olan servislerde kapıdan giren ve başı ağıran kişilere bile bakılıyor.

Reçetesi de yazılıyor.

Bu da aslında bir poliklinik işine dönüşüyor.

Acil, acillikten çıkıyor.

Oysa;
Acil’de adı acil olan yaralanma, kaza, kalp krizi, travma gibi işlemlere bakılması gerekiyor.

O nedenle;
Bu “yeşil alan” uygulaması kaldırılsa, Türk halkının başı ağırınca acile gitme hastalığı da ortadan kalkmış olacak.

Keza;
Acil, adı üzerinde “acil müdahale” yeri.

İşte hal böyle olunca pek çok doktor, asıl işini yapamayınca sinirler geriliyor ve sonrasında istenmeyen olaylar yaşanıyor.

Doktorlar;
Hasta yakınları veya hastalarca dövülüyor, taciz ediliyor, hatta öldürülüyor.

Hakkını vermek gerekirse bu noktada haklı olanlar, doktorlar.

Haksız olan ise sağlık sistemi.

Hele ki;
Bu acil’i acil yapmaktan çıkarıp polikliniğe dönüştüren “yeşil alan” uygulaması olduğu sürece, bizim de bizzat aşı günü gördüğümüz bu gerginlikler ve rezillikler bitmez.

Kaldı ki;
Doktorların kamudan ayrılma sebeplerinden biri de bu neden olarak görülüyor.

Sistem yanlış.

Dedik ya acil servis, acil olmaktan çıkmış.

Bizim de;
Yıllardır süren tiroid sorunumuz var.

Doktorumuz Mete Ekşioğlu’nun tedavisi altındayız bir süredir.

Geçmişin;

Bursa Devlet Hastanesi’nin efsane başhekimlerinden olan İç Hastalıkları Uzmanı Mete Ekşioğlu aynı zamanda “beslenme ve obezite” konusunda Bursa’da adeta otorite.

Muayenehanesinde her daim çok sayıda tanıdığı görmek mümkün.

Mete Hoca’nın tavsiyesi üzerine, bize rahatsızlık veren tiroid nodüllerinde bir operasyona karar verdik.

Bu yönde;

Sorgusuz sualsiz çaldığımız ilk kapı da hemen, Op. Dr. Can Başaran oldu önceki gün.

Görev yaptığı Omena Cerrahi Merkezi’ne gittik.

Bursa’nın en iyi cerrahlarından biri olan ve özellikle de meme kanseri konusunda Marmara Bölgesi’nin en iyilerinden olan Genel Cerrahi Uzmanı Can Başaran, her zamanki gülen yüzüyle karşıladı yine.

Önce;

Ultrason çekerek sorunlu tiroid nodülünün durumu gördü.

Ardından da;
İçi artık “apse” dolu olan bu nodüllerin içine kılcal iğne ile girerek şırıngaya çektiler.

Tabi;
Boğaza şırınga ile girilmesi haliyle korkutuyor ve endişelendiriyor insanı.

Biz de çok korktuk operasyon anında.

Pek hatırlamıyoruz ama operasyon sırasında Doktor Can’ın elini öyle bir sıkmışız ki, adamın elini morartmışız neredeyse.

Operasyon sonrası gösterdi, sıktığımız ve morarmak üzere olduğu elini.

O esnada çaresizce tutunacak bir dal olarak gördüğümüz ve istemeden morarttığımız o el, bizi yılların sıkıntısından kurtaracak.

İyi ki varlar.

İyi ki iyiler.

Hakları ödenemez.

Teşekkürler Op. Dr. Can Başaran, teşekkürler Uzm. Dr. Mete Ekşioğlu