Uzun bir dönem sonrasında lokanta, kafe ve restoranlar yeniden açıldığından beri daha yeni fırsatımız oldu bugün.

Ve sabahın erken saatinde soluğu Millet Mahallesi’nde aldık.

Ne var ki gözlerimize inanamadık.

Bizler gibi, bu muazzam lezzetin müdavimi olanlar Paçacı Hüsnü’nün önünde kuyruğa girmişler, sıra bekliyorlardı.

İlk kez görüyorduk bu çorba kuyruğunu Paçacı Hüsnü’nün önünde.

Şaşırmadan edemedik.

Bizim için de bir ilk oldu çorba kuyruğuna girmek, sıra bize geldi ve içeriye girip, 90 kişilik kapasiteli salonda, pandemik şartlar gereği sadece 45 müşterinin arasında biz de yerimizi aldık.

Gümülcine’den Bursa’ya uzanan bu lezzetin yaratıcısı Hüsnü Abi yoktu dükkanda.

Evinde istirahat edip, dikkat ediyormuş kendisine.

Sonrasında;

Ailenin ikinci kuşağı olan Hüseyin Usta ve eşi Fatma Hanım’la sohbet etme imkanımız oldu.

Hüseyin Usta;

Tüm dünyanın alt üst eden pandemik hayatı fırsata çevirmiş.

Daha önce;

Sabah erken saatlerde açılan ve öğle saatleri gibi çorba bittiği için kapanıp ertesi güne hazırlanan dükkana, elektronik ticareti de sokmuş.

Özellikle;

İşyerlerinin pandemi nedeniyle kapalı olduğu uzun süreçte, bu muazzam lezzete hiç ara vermemişler ve müdavimlerine kargo ile göndermeye başlamışlar.

Sohbetimizi;

Pek herkesin alınmadığı ana mutfakta sürdürdük bir süre sonra.

İşkembe, beyin, dil, kelle ve ayak gibi dana ürünleri kullanılarak koca koca kazanlarda bir gün önceden tam 12’şer saat pişirildiği çorbaların en büyük özelliği katkısız olması.

Bu nedenle hepsi birer kolajen deposu.

Eklem kıkırdaklarını koruyan, eklem ağrılarını gideren ve kemik erimesini durduran kolojeni bugün pek çok kişi hap takviyesi olarak kullanıyor.

Paçacı Hüsnü’nün ikinci kuşağı Hüseyin Usta, bu elektronik ticareti de anlattı.

Özel bir çalışmayla, her biri 2’şer porsiyon olan 4 kavanoz, özel koruyuculu kaplara konularak anında müşterilere gönderiliyor.

Dahası, bu ürünler buzdolabında 3 ay saklanabiliyormuş.

Hüseyin Ustanın anlattığına göre Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse de yurt içindeki müşterilerindenmiş.

Avrupa ülkelerine sürekli olarak kavanoz kavanoz çorba gönderen Hüseyin Usta, kendilerini en çok şaşırtan şehrin ise, beyran çorbasıyla ünlü olan Adana olduğunu anlattı.

Adana’da çok müşterileri varmış.

Pandemi günlerini fırsata çeviren ve yaptıkları ar-ge çalışması sonrasında çorbalarını, elektronik ticaretle de satmaya başlayan Paçacı Hüsnü’nün ikinci kuşağı Hüseyin Usta, muazzam bir taleple karşı karşıya kaldıklarından bahsetti.

Öyle ki;

Dükkanda günde tüketilen kelle, ayak, işkembe, beyin çorbası ve ilikli kemik suyu kadar, bir o kadar da yurt içi ve yurt dışına gönderilmek üzere her gün kargoya verir hale gelmişler.

Doğrusu;

Klasik ticareti, elektronik ticaretle bütünleştirmek, hele ki gıda maddesi olarak bunu yapabilmek gerçekten büyük bir başarı hikayesi.

Müdavimi olduğumuz bu eski lezzetin yeni ticari hayatını da böylece paylaşmış olduk bugün sizlerle.