Sakarya’da;
Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen bir Mudurnu Çayı var.
Tıpkı;
Bursa’daki Nilüfer Çayı gibi.
65 kilometre uzunluğunda önemli bir akarsu.
Bu çaya da;
Bölgedeki tekstil, gıda ve alüminyum fabrikalarının atıkları döküldüğü için yıllar yılı zehir akıyor.
Geçenlerde;
(Televizyonlara da yansıdığı üzere) artık bölge halkının canına yetmiş olmalı ki, bir araya gelen vatandaşlar büyük bir protesto gerçekleştirdiler.
Ve;
Ellerindeki “balıklar öldü, sıra çocuklarda”, “kanser olmak istemiyoruz”, “Temiz vicdan, temiz çevre” pankartlarıyla eylem yapıp, bu Mudurnu Çayı’nın zehir akmasını protesto ettiler.
Ve;
Yetkilileri göreve davet ettiler.
Bu protesto;
Medya aracılığıyla ülke gündemine de geldi.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Sakarya Valiliği;
Bu yoğun tepkiler üzerine, büyük bir hassasiyet göstererek Mudurnu Çayı’nda çevreyi kirlettiği tespit edilen tekstil fabrikalarının faaliyetlerini süresiz olarak durdurdu.
Yani kapattı!
Devlet gücünü gösterdi ve vatandaştan yana oldu.
Peki ya Bursa?
Yıllardır;
Nilüfer Çayı’nın zehir deresine dönüştüğünü bilmeyen yok.
Bırakın toprağın ve suyun kirlenmesini, tarımsal sulama da bu dereden yapıldığı için Bursa’da yüzbinlerce kişi potansiyel kanser hastası konumunda.
Peki ya devletin gücü?
Acaba;
Sakarya’da yasaları uygulayan devlet kurumları, Bursa’da neden uygulamıyor?
İşte son istatistikler.
Bursa’da;
Varlığı ile yokluğu anlaşılamayan devlet kurumlarının başında gelen Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü bu yıl ne yapmış aktaralım.
Bacalarından;
Filtresiz olarak salınım yaparak Bursalılar’ın havasını kirleten sadece 12 fabrikaya 7 milyon 899 bin lira ceza kesmekle yetinmiş!
Fabrika başına 658 bin lira ceza kesilmiş.
Fabrika sahipleri zaten yılda bir kez yazılan cezaya razı.
Keza günde 1 milyon lira kazanıyorlar zaten.
Bu nedenle de;
Ucuz cezayı ödeyip, milyonlarca liralık filtre takmıyorlar fabrikalarının bacalarına.
Bir de;
Nasıl olsa bir kapatma yok!
Çünkü böyle bir irade yok.
Siz duydunuz mu hiç Bursa’da çevreyi kirlettiği için kapatılan bir fabrikayı?
Duyamazsınız çünkü irade ister.
Gelelim Nilüfer Çayı’na.
Bu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, bu yılın ilk 6 ayında Nilüfer Çayı’na zehir boşaltan kaç fabrikaya ceza kesmiş biliyor musunuz?
Sadece 8. (Yazıyla sekiz)
Onlara fabrika başına 1 küsur milyon lira!
Nilüfer Çayı’na zehir boşaltan yüzlerce boyahane bulunmasına rağmen sadece 8’ine işlem yapmışlar iyi mi?
Peki ya kapatma?
Mümkün değil.
Bir tanesinin bile faaliyetine son verilmemiş, verilememiş daha doğrusu.
Düşünün;
Koca Bursa’da, yılın ilk 6 ayında devletin bu kurumu, havayı, suyu ve toprağı kirleten sadece 20 fabrikaya cüzi para cezası uygulamış.
Yüzlerce işletmeye ise hiç dokunulmamış bile.
Kapatma da zaten yok.
İnanılacak gibi değil.
İster istemez insanın aklına geliyor.
Sakarya Valiliği;
Aynı işlem için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü aracılığıyla devletin kudretli gücünü gösterip gerekirse doğayı kirleten fabrikaları kapatabiliyor.
Ama;
Kat be kat fazla çevre katliamının yaşandığı Bursa’da, halkı zehirleyen tek bir fabrika bile kapatılamıyor iyi mi?
Bu konuda;
AK Partililer’in adeta sırtlarını döndüğü bu mesele karşısında, Bursa’da muhalefet partileri boşuna söylemiyorlar.
“Bursa’nın sahibi yok” diye!