Çevremizdeki hemen herkes aynı soruyu soruyor “Ne olur 31 Mart’ta” diye?

Açıkçası yorum yapmakta zorlanıyoruz.

Çünkü;

Doğruyol Partisi’nin Bursa’da seçimleri 4-0 kazandığı 1989’daki yerel seçimden bu yana pek çok yerel ve genel seçim ile referandumlar ve Cumhurbaşkanlığı seçimini takip etmiş bir gazeteci olarak ilk kez böyle bir tablo görüyoruz.

Şunun şurasında seçime saatler kaldı.

Ama;

Ne sokaklar, ne vatandaşlar, ne partililer ne de adaylar seçim havasına haftalardır giremediler.

Bu nedenle;

Belediye başkan adaylarının açıkladığı vaatler ve projeler de kamuoyundan ve STK’lardan yeterince karşılık bulamadı.

Yani;

Kimse diyemez ki falanca aday gelirse şunu şunu yapacak ya da filanca adayın vaatleri arasında şu yok diye.

Tabi;
Geçmiş seçimlere oranla yaşanan bu ilgisizliğin bir sebebi var.

O da;

Yaşanan ağır yaşam koşulları.

Şu bir gerçek ki;

Yüksek enflasyon ve beraberinde hayat pahalılığı nedeniyle toplumun önemli bir kısmı geçim derdindeyken kimse siyasileri veya projelerini takip etmiyor.

Toplumda en suskun olanlar da emekliler.

Bursa’da;

2 milyonu aşkın seçmenin 730 binini emekliler oluşturuyor.

Ve bu sayının önemli bir kısmı asgari ücretin altında emekli maaşı alıyor ki, seçimle ilgilenecek durumda değiller.

O beklenen emekli maaşı artışı da gerçekleşmeyip gözler Temmuz ayına çevrilince bu kesimde sessizlik daha da arttı.

Yanı sıra;

Aynı zamanda bir esnaf kenti olan Bursa’da esnafın tercihi de hesaplanamıyor.

Piyasada paranın dönmeyişinden olumsuz etkileniyorlar ama sessiz kesime oranla avantajlı görünüyorlar.

Bizlere;
Partilerin adayları da soruluyor.

Şu bir gerçek;

Bursa Büyükşehir’de yarış AK Parti ile CHP arasında geçecek.

Ve öyle görünüyor ki;
İkinci kez karşı karşıya gelen Alinur Aktaş ile Mustafa Bozbey’in arasında bu kez daha az bir fark görülecek.

Yani neredeyse başa baş denebilecek bir sonuç öngörülüyor.

Bursa’da;
AK Parti’nin önünde iki handikap var.

İlki;

İktidar küskünlerinin ve uygulanan bazı politikalardan şikayetçi olanların adresi olarak görülen Yeniden Refah Partisi.

İkincisi de;

Yaşanan hayat pahalılığının bu seçime endekslendiriliyor olması.

CHP’nin önündek de iki handikap var.

İlki;

6’lı Masa’nın dağılmasıyla birlikte İYİ Parti ile seçim işbirliği yapılamaması ve oyların bölünecek olması.

İkincisi de;

Sol seçmen içinde sandığa gitmeyeceklerini veya geçersiz oy atacaklarını belirten duygusal seçmen.

Tabi bir de;
Bursa’da yüzde 8-10 bandında olduğu sanılan kararsız seçmen yapısı var.

Şu 24 saat içinde bu kararsız seçmenlerin netleşebilecek kararları, seçimin kaderinde önemli rol oynayacak.

Geçmiş tecrübelerimize göre söylemeliyiz ki, yüksek görünen bu kararsız seçmen, çevresinden de etkilenerek en geç cumartesi akşamı kararını vermiş olacak ve kararsızlıkları sandık başına kalmayacak.

İşte…

Böylesi bir ortamda bize öyle geliyor ki, 31 Mart gecesi Bursa’da seçimi kazanan adaylar da kamuoyuna sürpriz olmayacak, seçimi kaybedenler de.

Bakalım;

Bu çok yönlü belirsizlik ve soru işaretlerinden 31 Mart akşamı nasıl bir sonuç çıkacak, hep birlikte göreceğiz.