Tam 3 yıl önce;

Bal-Göç’ü, kendi deyimiyle “aile vesayetinden kurtarmak için” yola çıktı Prof. Dr. Emin Balkan.

Screenshot 2-1316

Kastettiği isim;

Kamu yararına olan bu büyük derneği, babasının derneği gibi gören Turhan Gençoğlu’ydu.

Gençoğlu;

3 yıl önceki o seçimde biat altına alamadığı Emin Balkan’ın seçilememesi için çok uğraştı.

Fabrikasında toplantılar üzerine toplantılar yaptı.

İnanılmaz stratejiler planlandı, Bal-Göç’ü yeniden kontrolü altına almak için.

Bunun için;

Balkan’ın rakiplerinden Hasan Öztürk ile Kader Özlem’i bile HDP’nin eşbaşkanlığı sistemi gibi bir araya getirip birleştirdi.

Bu işler olurken;
Bursa’daki seçimin bir ayağı da Sofya oldu.

Sofya’dan büyük medetler umuldu.

Hatta;
Kongre öncesinde Bursa’dan Sofya’ya 3 kişilik özel bir ekip gönderildi.

Biri;
Gençoğlu’nun sözünden milim ayrılmamakla bilinen Mustafa Karlıovalı.

Diğeri, HÖH’ün Bursa temsilcisi Taner Çavuş.

Üçüncüsü de Kader Özlem’di.

Bu 3 isim Taner Çavuş’un arabasıyla Kapıkule’den çıkış yapıp Sofya’ya gittiler.

Kime peki?

Bal-Göç yönetimiyle arası bozuk olan HÖH Genel Merkezi’ne.

Bu ziyaretin gizli kalacağını sanıyorlardı ama yanıldılar.

Bu üçlü, Sofya’da HÖH Genel Merkezi’nde Gençoğlu’nun yakın dostu olan o dönemin Genel Başkanı Mustafa Karadayı ile Bal-Göç için bir araya geldi.

Taner Çavuş hadi HÖH’ün temsilcisiydi.

Kader Özlem neciydi peki?

İcazet almaya mı götürülmüştü Sofya’ya?

Ya Karlıovalı?

Gençoğlu’nun bilgisi olmadan Karlıova’nın HÖH Genel Merkezi’ne bu iki kişiyle gitmesi mümkün müydü?

Bu Bal-Göç zirvesinden bir gün sonra da Kapıkule’den giriş yaptılar Türkiye’ye.

Sonrası malum.

Güya ayrı adaylar olan Hasan Öztürk’le Kader Özlem yeni strateji sonrasında bir anda birleştirildi ve kongreye öyle gidildi Emin Balkan’ın karşısına.

Screenshot 4-876

Tabi açık ara farkla yenildiler.

Çünkü camia mensupları, Bal-Göç üzerine kurulmak istenen aile ve vesayet sistemini çok net gördü ve sandıkta bu oyunu bozdu.

Şimdilerde de;

Yeni kongre öncesinde Hasan Öztürk açıkça Emin Balkan’ın karşısında pozisyon almış durumda.

Adaylardan Fahriye Vatansever Ağca’yı desteklediği artık açıkça biliniyor.

Ne var ki;

Balkan camiasının ilk kez bu sütunlardan öğrendiği üzere Ağca’nın üzerinde koca bir Fethullahçı Terör Örgütü gölgesi var.

Eşi;
Hain darbe girişimi sonrasında Uludağ Üniversitesi’nden uzaklaştırılan akademisyenlerden olduğu ortaya çıkan, eşinin abisi de yine FETÖ soruşturmasında devlet memurluğundan ihraç edilen Vatansever Ağca’nın devlet kayıtlarında “sakıncalı” göründüğünü de paylaşmıştık.

Ağca, yaşanan bu FETÖ ilişkilerini yalanlayamıyor ve aksini iddia edemiyor ki etmesi de mümkün değil.

Keza kayıtlı.

Ağca’nın AK Parti’nin Ankara dahil pek çok kademesinden Bal-Göç seçimi için destek istediğini ancak beklediği desteği alamadığını aktarmıştık.

Nitekim;
AK Parti’nin FETÖ üzerindeki sıcak hassasiyeti sürüyor, bu nedenle de bu işlerden uzak duruyor belediye başkanları ve yöneticileri.

Vatansever Ağca’nın, Türk partisi olmaktan çıkarılan HÖH’ün Eşbaşkanı Delyan Peevski olan bağlantısı da dikkat çekici.

Onun da, geçmişte Hasan Öztürk ve Kader Özlem gibi Sofya ile teması var.

Nitekim;

İnternet ortamında “Bulgaristan Türklerinin artan oranından rahatsız olan Bulgar ve Rus istihbaratının Türkleri kontrol etmek adına Türk partisinin başına eşbaşkan olarak atadığı Bulgar oligark” diye adlandırılan Peevski’nin Bal-Göç’e başkan seçilmek isteyen Fahriye Vatansever Ağca ile yakın tanışıklığı da ortaya çıktı.

Screenshot 3-1100

Peevski’nin resmi sosyal medya hesabından Ağca’nın doğum gününü özel olarak kutladığı bu paylaşım, Bal-Göç için tehlike görünen Peevski ile Ağca arasındaki bağı da açıkça ortaya koyuyor ki şimdi camiada elden ele dolaşıyor bu ilginç paylaşım.

Screenshot 1-1702

3 yıl önce yaşananlar gibi Sofya’dan ve şimdi de yabancı bir liderden medet umanlar, bu kez de üstelik FETÖ gölgesi altında Bal-Göç yönetimini yine kongre yoluyla ele geçirmenin çabası içinde.

Nitekim;

Bulgaristan’da Türk ve müslüman halkı sindirmekle bilinen HÖH eşbaşkanı Peevski’nin, Bursa’da Bal-Göç’ün başına ısrarla Fahriye Vatansever Ağca’yı hem de her türlü desteğiyle(!) istemesi kadar, Ağca’nın da Peevski olan yakınlığı da de fazlasıyla manidar.

Tabi bu durum göçmen camiası tarafından yakından takip ediliyor ve biliniyor.

Hatırlanacağı üzere;

Seçim döneminde dışarıdan geldiği belirlenen önemli miktardaki bir paranın seçimde dağıtıldığının tespiti sonrasında Emin Balkan yönetimi bir şubeyi görevden uzaklaştırmıştı.

İşte tüm bu bağlantılar yine hortlamış görünüyor ki, varlığı bilenen bu yapı, bu kez destekleyicileri aracılığıyla hem içeriden hem dışarıdan Bal-Göç’te Emin Balkan’ın ayağını kaydırmaya çalışıyor.

Ancak tüm bu olup bitenler, camiada net olarak görülüyor.

3 yıl önceki kongreyi takip edenler hatırlayacaktır.

Konuşma sırası kendisine geldiğinde Prof. Dr. Emin Balkan aynen şunu demişti:

“Gururluyum çünkü bu konuşmayı yaparken arkamda güvendiğim, sırtımı dayadığım ne gerçek, ne de bir tüzel kişi var…”

Balkan bugün de aynı noktada, tek güvendiği büyük göçmen camiası ki, 3 sene önce söylediği bu sözler sanki bugün için de geçerli görünüyor.

NOT: Ortaya çıkan akçeli işler, CHP’nin tutumu, kadersiz aday, hortlayan eşbaşkanlık planı ve demir düşünce, loading…