Gerçi;
2026’da neyle, nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz ama…
Geride bıraktığımız 2025, sanki hatırlamak istemediğimiz bir yıl olarak kalacak hafızalarda.

Öyle ki;
Çalışanından emeklisine, işvereninden esnafına, siyasetçisinden sanatçısına, öğrencisinden kiracısına, çiftçisinden gazetecisine değin toplu bir kötü yıl oldu 2025.
Toplumun tüm kesimlerinin en büyük ortak sorunu ise yüksek enflasyona bağlı yaşanan ekonomik kriz oldu.
Henüz;
Aralık rakamları açıklanmadı ama 2025’in ilk 11 ayındaki enflasyonda bile toplum ikiye bölündü.
TÜİK;
11 aylık enflasyonu yüzde 31.07 olarak duyururken, ENAG’ın oranı yüzde 56.82 olarak açıklandı ki, bu kafa karışıklığı 2025’te de sürdü.
Aralarında;
Bursa’nın da bulunduğu çok sayıda ilde çıkan orman yangınlarında milyonlarca hektar orman kül oldu.
Hele ki;
Bursa’da yaşanan yangınlar, tarihin en büyük orman yangınları olarak kayda geçti.
Yurt genelinde yaşanan kuraklık ise gelecek yıllara dair büyük alarm verdi.
Bursa ile birlikte çok sayıda ilde su kesintileri zorunlu hale gelirken, kuraklık nedeniyle Türkiye’nin büyük göllerinin yüzölçümleri değişti.
İznik Gölü’ndeki çekilme ise halen dahi sürüyor.
2025;
Türk insanının nefretle baktığı çeteler yılı da oldu.
Türkiye, çocuk yaştaki tetikçilerle tanıştı.
Adları çizgi film kahramanlarıyla özdeşleşen pek çok çete deşifre oldu, yüzlerce mensubu yakalandı, tutuklandı.
Kadın cinayetlerinde ise 2025’te adeta zirve yaşandı.
Aralarında Bursa’nın da bulunduğu pek çok ilde yıl boyunca 500 dolayında kadın sokak ortasında öldürüldü ki, bu yöndeki yasaların ne kadar yetersiz kaldığı bir kez daha görüldü.
Bir dönem;
HDP/DEM’li belediye başkanlarının başına gelen kayyumlar 2025’te adeta hortladı.
Çok sayıda CHP’li belediye başkanı gözaltına alındı, tutuklandı, görevden el çektirildi.
Bu belediye başkanlarının aylardır cezaevlerinde olmasına karşın bazıları hakkında hala iddianamelerinin bile hazırlanmamış olması da kafaları fazlasıyla karıştırmaya yetti.
Adalet ve yargı mekanizması 2025’te en çok konuşulan, tartışılan konulardan oldu.
Düzenlenen;
Çeşitli buluşma, eylem ve protestolarda gözaltına alınan öğrenci sayısında adeta patlama yaşandı.
Bu arada;
Ardı ardına patlak veren iflas ve konkordatolarda ise tam bir zirve yaşandı.
Aralarında;
Bursa’nın da bulunduğu pek çok ilde, sektörün liderleri olan firmalar tek tek battı.
Batarken arkada onbinlerce kişiyi etkileyen kötü bir tablo da kaldı.
Yanı sıra…
Türkiye;
Balıkesir’in Sındırgı ilçesini tanıdı 2025’te.
Yaşanan yüzlerce orta ve büyük ölçekli depremler, Bursa ve İstanbul da dahil olmak üzere yurdun batı bölgelerinde fazlasıyla hissedildi, deprem korkusu yine belleklere kazındı.
Bu arada;
İşyerlerine ne kadar kolay ruhsat verilebildiği, denetlenmediği ve bürokrasi koordinasyonsuzluğunu da Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında gördük.
Çocuk, kadın, erkek tam 78 insanımız diri diri yandı ve suçun kimde hangi kurumda olduğu hala da tam olarak anlaşılamadı.
2025’te;
Türkiye’ye mal olmuş onlarca ismi kaybettik.
Ferdi Tayfur’dan Emin Gümüşkaya’ya, Edip Akbayram’dan Tanyeli’ye, Osman Sınav’a, Sırrı Süreyya Önder’den İlhan Şeşen’e, Gazi Yaşargil’e, Hikmet Çetinkaya’dan Altan Öymen’e, Muazzez Abacı’ya, Güllü’ye dair pek çok değer aramızdan ayrıldı.
Türkiye;
“Terörsüz Türkiye” kavramı ile da tanıştı 2025’te.
TBMM’de kurulan komisyon, beraberindeki tartışmaları halen sürdürse de PKK elebaşı Abdullah Öcalan’la yürütülen ilişkiler, halkın kırmızı çizgisi oldu.
Toplumun büyük kesimi, “Terörsüz Türkiye’ye evet ama yöntemine hayır” diyerek bebek katili Öcalan’a verilen “kurucu önder” sıfatına karşı çıktı, benimsemedi.
Bu durum,
Dalga dalga şehirlerde stadyumlara yansıdı.
Onbinlerce kişi, Öcalan’la yürütülen bu görüşmelere büyük tepkiler gösterdiler.
Bu yönde 2026’da Türkiye’yi neyin beklediği de bilinmiyor.
Gerek şüpheli uçak kazalarında, gerek terörle mücadelede, gerekse asayiş olaylarında onlarca güvenlik görevlimiz şehit düştü.
Ocaklar yine yandı, acısı ülke insanının kalbine düştü.
Velhasılı, her açıdan çok zor bir yıl oldu.

İnsanımızın üzerindeki sevinç duygusu gitti, mutsuzluk arttı, umutlar, hayaller bitti ya da yeni yıla ertelendi.
Bu nedenle;
2025’te çok şey kaybeden Türk insanı, 2026’ya epey alacaklı giriyor.
Yeni yıl hepimize sağlık ve mutluluk getirsin.