Biraz amiyane olacak ama…

Bir dostumuzun deyişiyle;

Toplum olarak “her şeyden nem kapar” hale geldik.

İlla ki;
Her şeye bir söz söyleme, bir cevap verme ihtiyacı hisseder oldu insanlar.

Üstelik;
Tartışılan konu ille de siyasete dayandırılır oldu.

Bunu son örneğini;

Hafta sonunda gerçekleştirilen ve yıl 16.’sı gerçekleştirilen ‘Büyük Balkan Panayırı’nda gördük.

Bu yıl;

Bal-Göç ve Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonuyla, on binler, Hürriyet’teki Ziraat Parkı’nda bir araya geldi, muhteşem bir gece yaşandı.

Bal-Göç’ün yeni Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan’ın, geçmişte ayrışan, birbiriyle küsen göçmen camiasını yeniden bir araya getirdiğini gördük.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, ortağı olduğu bu etkinliğin izleyicileri arasındaydı.

Ünlü sanatçı Hande Yener’in konseriyle de taçlanan geleneksel etkinlik, son yılların en görkemli Balkan Panayırı oldu.

Tıpkı;
Bir önceki hafta Kestel’de, Belediye Başkanı Önder Tanır’ın düzenlediği Balkan Panayırı gibi etkili ve kalabalıktı.

Hürriyet’te de…

Daha gündüz saatlerinde;
Ziraat Parkı’na akın edenler, kurulan stantları gezdiler, piknik yaptılar, folklor oynadılar ardından da panayıra hazırlandılar.

Doğrusu güzel bir hafta sonuydu.

Güzel bir organizasyondu.

Ne var ki;
Tek bir olumsuzluğun yaşanmadığı, aksine eksiksiz bir organizasyona bile laf söyleyenler de oldu.

Dijital sahnedeki;
Türk bayrağı, Mustafa Kemal Atatürk resmi, Büyükşehir Belediyesi logosu ve Bal-Göç logosunun ortasında yer alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın resmini eleştirenler görüldü.

Bunca güzel bir organizasyonu alkışlamak ve tebrik etmek gerekirken, gidildi gidildi bir resme takılındı bu kez de.

Dostumuzun ifade ettiği gibi;
“Her şeyden nem kapan” birileri, bu organizasyonda da yüzünü gösterdi.

Yahu kardeşim;

Sizin “Tayyip” diyerek yazıp, güya küçümsediğiniz ve aklınızca alaya aldığınız kişi, bu ülkenin Cumhurbaşkanı.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın resminin, ‘Büyük Balkan Panayırı’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin yanına asılmasından doğal daha ne olabilir?

Bundan neden rahatsızlık duyulur?

Bu nasıl bir eleştiri konusudur?

Bal-Göç yönetimi;
Şimdi yine büyük bir organizasyona daha hazırlanıyor.

23 Eylül tarihi, Türk tarihinin kanlı bir günü.

199 yıl önce;

23 Eylül 1823’te Yunanistan’ın Mora Yarımadası’nda 40 bin Türk’ün acımasızca katledilmesinin yıldönümünde bir konferans düzenledi Bal-Göç yönetimi.

Uludağ Üniversitesi akademisyenlerinden Gürhan Korkmaz, 23 Eylül Cuma günü Ördekli Kültür Merkezi’nde saat 18.00’de düzenlenecek etkinlikte “Yunan isyanı sonrasındaki Türk katliamı”nı anlatacak.

Yanı sıra;
Bazı STK’lar da, dünyanın gözü önünde yaşanan ama hiçbir ülkenin ses çıkarmadığı bu soykırımın yıldönümünde gerek İzmir’de, gerekse İstanbul’da Yunanistan Konsoloslukları’nın önüne siyah çelenk koyacaklar ki, göçmen dernekleri de bu organizasyonda yer alacaklar.

199 yıl önce;

Mora Yarımadası’nda Yunanlılar tarafından katledilen savunmasız 40 bin Türk’e yönelik bu soykırımı belgeleriyle öğrenmek isteyenleri, Bal-Göç’ün Ördekli Kültür Merkezi’ndeki bu etkinliğine gitmelerini öneririz.